Düzenin oturması mümkün mü?

IŞİD’in yeni rolünü oynamaya başlamasıyla başka bir safhaya girildi. Artık “tercihler değişmedi, bu ülkede yeni rejimi asla kabul etmeyecek milyonlar var” demenin ötesinde Haziran referansı anlamlı değildir. Artık masada Sykes-Picot-Sazanov anlaşmasına çok benzeyen bir harita var. ABD uçaklarının esas olarak Kerkük’ü koruması, peşmergenin de ilk günden Musul’u bırakarak derhal Kerkük’e koşması son derece basit bir nedene dayanıyor. Irak’taki üç “dev petrol yatağından” birisi Kerkük’te. Kerkük petrolü olmadan ne Barzani özerk yönetimi sürdürebilir, ne Rojava’yla birleşebilir, ne de gelecekte resmen Kürt devleti kurulabilir. Kerkük sayıları 4.5 milyonu bulmayan Irak Kürtlerini de, onlarla birleşebilecek 1-1.5 milyon arası Rojava’yı da ihtiyaçlarının çok üzerinde bir refaha kavuşturur, kavuşturuyor da. Dünyada en çok Ferrari satılan kent Erbil olabilir.


Sykes-Picot-Sazanov Anlaşması (1916)

Düzen buradan oturabilir. Evet, mali piyasalar Fed’in 2015 ilkbahar-yaz aylarında faiz artırması öncesinde kırılganlaşabilir. Fakat Euro alanında eş zamanlı olarak iki farklı parasal genişleme geliyor. İki trilyon Euroya varabilecek bir miktar genişlemesi söz konusu. Hem bankalara son üç yılda “söndürdükleri” 426 milyar Euro tutarında şirket kredisini yeniden açmak için, hem de şirket bilançolarını zarar yazan varlıklardan arındırıp onlara yeniden kredi alma, yatırım yapma imkanı sağlamak için. Yoksa “Avrupa bir türlü kurtulamayacak” saptamasını yaptılar. ABD ve AB aksi yönde hareket edecek ve ortaya çıkacak çok yüksek miktarda Euro, dolaylı olarak AB bankalarını ve fonlarını rahatlatacağı için, gelişmekte olan ülkelere ve Türkiye’ye sermaye akımlarını artırarak Fed faizinin artışından gelecek negatif şoku absorbe edebilecek. Durum şöyle: Yabancı yatırımcı uzun vadeyi, hatta orta vadeyi, riskli görüyor. Ama kısa vade daima öne çıkıyor. 2015 de atlatılabilir bu durumda. Mali piyasalar her zaman dalgalanır: Fakat bu ekonomik kriz demek değildir.


Yeni harita (2014)

Bu durum yeni bir siyasal iktisat dengesidir. Olursa, AKP’ye düzeni oturtmak için, ekonomik anlamda kaynak ve siyasi anlamda zaman verilecektir. Bu, bıçak sırtı bir geçici –ama yeni- dengedir. Hem siyaseten, hem ekonomik olarak. Ama böyle olma olasılığı artıyor. IŞİD yerli yerine oturtulunca –bölgede yerleşik Sünni aşiretlerle ön devlet olma konusunda anlaşmaya varılınca- ve Kürdistan birleşik ön devleti (YPG + Barzani + kolaylaştırıcı unsur olarak PKK) hazırlanınca –hemen ilan edilmesi gerekmez- bölgeyle ticaret de, yatırımlar da, petrol taşımacılığı da mümkün hale gelebilir.

Yine de burada önemli bir sorun var. Irak ve Suriye’nin eş anlı olarak bölünmesi –bütün parçaların aynı anda devlet olduklarını ilan etmeleri gerekmez- için ortada hem nüfus, hem toprak olarak büyük bir Sünni bölmesinin oluşması lazım. Fakat burada “dev petrol yatağı” yok. Zaten Bağdad’ın fiili rolü bundan dolayı hala mevcut: Petrol gelirlerini paylaştıracak bir ajans rolü oynayabildiği ölçüde ve parçalanma pazarlıkları tamamlan(a)madığı ölçüde “Bağdad” var. Kerkük Kürtlerin, Basra Şiilerin. Kürtler hariç mezhep temelli bölme planı yürürlükte olduğuna göre, Sünnilere ne kalacak? Sadece Bağdad yakınlarındaki petrol sahası kalabilir. Aksi takdirde ya baştan istikrarsızlık doğar, ya da petrol gelirinden Sünni devletine pay verilmesi gerekir –ki bu zor işi yürütecek bir bölgesel düzenleyici gelirler idaresi veya bir “hami” şart demektir.

“Yeni Osmanlı” artık sadece iki anlama gelebilir: (a) Kerkük petrolünü taşımak, ticaret ve yatırımları artırmak ve Türkiye’yle tamamen ekonomik entegrasyona gidecek Kürt ön devletinin hamisi olmak. Cari açığı bu yolla makul sınırlarda tutarak yola devam etmek. Mümkün mü? Kısmen. (b) Irak ve Suriye’nin tümünde petrol gelir paylaşımı ajansının yönetiminde küçük bir rol kapmayı düşünmek. Bu daha düşük olasılık.

AKP, ABD ve İsrail tarafından kendi adına “oyun içinde oyun” kurmaktan, kendi büyük projelerinden vazgeçtiği ve uyumlu olduğu ölçüde içeride düzenini oturtmasına izin verilecek bir konuma yerleştirilmiştir. IŞİD konusundaki son pazarlıklar 2003 Irak savaşı öncesini andırıyor. AKP, ABD’nin IŞİD’e beklenenden sert vurmaya kalkışmasına hazırlıksız yakalanmışa benziyor. Ama bu yeni açılan stratejik mevziyi ortadan kaldırmaz. Bakalım tam olarak uyumlu davranabilecekler mi?


Dev petrol yatakları-Irak