Uludere de soliçi çatışma sonucu olmasın?

Kanlı 1 Mayıs ‘tartışması’na bir televizyon kanalında Fehmi Koru’yla Erol Katırcıoğlu katılıyor. ‘Halil bir iddiada bulundu, arkasını getirmeli’ diyor. E. Katırcıoğlu, Fehmi Koru ajitprop bir konuşma çekiyor. ‘Meydanda kurşunlarla 3-5, ama sağ-sol çatışmasında 5000 kişi öldü…’ Hepsi de sol içi kışkırtıcı ajanların işi demeye getiriyor. Erol K.’nın ne dediği belli olmuyor. ‘Marx’ın dönemi’, yok ‘İktidar, şiddet ilişkisi’, ‘sınıf mücadelesi yerine kimlik şiddeti’, ‘Kürt sorunu’, ‘Cumartesi Anneleri’, ‘İleri demokrasi kuracaksak’ beklentisi… Erol liberal solcu meydandan birisi olarak konuşuyor.

soL Haber Portalı’nda okudum. Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür ‘Ben Halil Berktay’ın yüzde yüz doğru söylediğine inanıyorum. H. B. Sıradan bir adam değil ki. Bu işlerin içinden gelmiş bir adam’ diyor. ‘Teşkilatın bu konuyla ilgisi bulunmadığını iddia eden Eymür, polisin tertibatında hatalar olduğunu söyledi. Ne parlak istihbarat örneği! Ne müthiş çözümleme, değil mi? Aristo bile şapka çıkartır. Aynı Eymür ‘Analiz’ adlı kitabında Aydınlıkçı-Maocu çizginin önde gelenlerinin ‘casusluk ve vatana ihanet suçundan yargılanmaları gerektiğini’ yazmıştı. H.B. istisna demek ki, ya da kim bilir yollar mı kesişti?

Bir başka MİT mensubu O. Nuri Gündeş 1977-1984 yılları arasında İstanbul MİT Bölge Başkanı. 1993’te iki yıl Başbakanlık İstihbarat başdanışmanlık anılarında (İhtilallerin ve Anarşinin Yakın Tanığı sy.136-137) şöyle yazıyor:

“…(DİSK) Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden, Taksim meydandaki büyük İNTİKONTİNANTAL (Bugünkü ETAP MARMARA OTELİ) otelinin çeşitli katlarından açılan ateşler sonucu insanlar panik halinde kaçmaya başladı. İnsanlar kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu’na itmeye çalışıyorlardı. Kalabalığın üzerine ateş açılıyordu. Fakat polis ateş açanlara değil, kalabalığın üstüne saldırıyordu.[…]470 kişi gözaltına alındı. Fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır.[…] Dış ülke ajanlarının tahrikleriyle meydana geldiği ileri sürülen bu olay,[…]Kontrgerilla tarafından Askeri Darbe hazırlığı olarak yapıldığı İstihbarat birimlerince, Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilmiştir.”

Bunca ‘ünlü’ zevatın zırvalığı arasında ilginç değil mi? Meydandan ve solcu olarak bana öyle geldi. Uludere’de yoksul Kürtlerin bombalama işi de sol-içi çatışmanın sonucu olmasın. Acaba zevat ne buyurur.