Gerçeğe hü

Sosyalist sistem
dağıldıktan sonra anlaşıldıki,
''Hür Dünya'nın'', Batı'nın
ünlü gazete, dergi, televizyonları
çürümüş sömürü düzeninin
kirli yüzünü dün gibi bugün de
gizlemeyi sürdürüyor.

Yazılarından birinde
Ülkücü kesimin ünlü isimlerinden
Yeniçağ yazarı Altemur Kılıç
'yahu biz bu yayınları
özgürlük ceridesi sanıyorduk'...
'meğerse.......' diye hayıflanıyordu.
Kendi sözcüklerimle aktardım.

Ünlü gazeteci Hüsnü Mahalli
aynı yayınların
Esat Ordusunun boğazını
kestiği çocuk diye sunduğu fotoğrafın
Ukrayna'lı bir sapığın eylemi olduğunu
söylüyordu.
Bir başka katliam fotoğrafı
Irak savaşından çalıntıydı.
Bir İtalyan savaş muhabirine
aitti.
Allahuekber nidaları eşliğinde
sayısız uydurma görüntü, fotoğraf,
haber, iletişim kanallarında.
Anımsayalım
Rumenler karı, koca Çavuşesku'ları,
morgdan toplama cesetleri
kullanarak kurşuna dizmişti

Hüsnü Mahalli yazdığı kitapta
Ortadoğu'da ''Kanlı Bahara''
dikkati çekti.
Bununla yetinmedi son günlerde
Mısır'da, Suudi Arabistan'da,
Ortadoğu İstihbarat dünyasındaki,
olup bitenlere dikkat çekiyordu.
Aynı anda,
MİT Müsteşarı öldürüldü.
Asparagas haberinin
kaynağı gösterilerek topa tutuldu.

Bunlar da bizde olanlar.
Altemur Kılıç'ın
bizim cerideler için
ne düşündüğünü kestirmek
zor değil...

Coğrafyamızda,
canım memleket topraklarında,
böylesine kirli, puslu havada
boyun eğmeyenlerin gazetesi
Sol yakında gözlerini aralıyor.
Namuslu, Yurtsever
Gazeteci milleti
Şimdi dayanışma zamanı
Şimdi silkinme zamanı
Aleviler gibi söyleyelim
Gerçeğe Hüüüü...