Damat Ferid Paşa

Bu yazıyı 19 Mayıs’ta, yani Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak bastığı gün yazıyorum. AKP rüesasının neredeyse sinir krizlerine vesile olan bir tarih. Ulusal Bayram olmaktan resmiliğe kaydıkları, ne var ki sayesinde Cumhurbaşkanlığından Başbakanlığa eriştikleri büyük yürüyüşün ilk adımı. Şaşkınlığın her boyutunu gözler önüne seren Damat Ferid iktidarının durduramadığı bir dönüşümün yıldönümü. Yığınlar, sokaklarda… Yürüyorlar… Dağ başlarını kaplayan, fırtına yüklü bulutlarına aldırmadan “yürüyelim arkadaşlar” diyerek…

Bu yazımda, Milli Mücadelenin amansız düşmanı, İngiliz muhibbi Damat Ferit’i yazacağım. Çünkü 19 Mayıs ruhunun karşıtı odur. Nâgehan Alçı (Silivri’nin masa tenisi gülü) ve Nazlı Ilıcakların söyleyemedikleri “İdol”leri Damat Ferit’tir. Ne yazık ki 2012’nin 19 Mayısında AKP’nin ruhsatıyla tam saha saldırıya geçmişlerdir. Özlemle andıkları, muhibbanı oldukları Damat Ferit’in sözcülüğüne soyunmuşlardır. Onlar için 19 Mayıs, Gazi’nin değil 9. Ordu müfettişliği emrini imzalayan Damat Ferit’i anma günüdür. Bizde bu baykuşların ve arkalarındaki siyasal erkin isteklerine uyalım, Gazi’yi değil Damat Ferit’in siyasetine bir göz atalım.

***
Damat Ferit “Karadağ” kökenlidir. Bu nedenle şair onu şöyle tanımlar

Karadağ köylüsü Nasridir
Müslim olsa yine olmaz seyyid.

Mısırlı Kamil Paşa’nın önerisi ile Abdülmecid’in dul kızı Mediha Sultan’la evlendirilmiş, böylece damat sıfatını adının önüne bir asalet ünvanı gibi oturtmuştur. Tanıyanlara, Saray’a mensubiyetine rağmen, giyimi, manikürlü tırnakları, pomatlı bıyıkları ile siyasetçiden çok bir Viyana operetinden çıkmış duygusunu vermekte üstüne yoktur. Refik Halit, Serkldoryan’daki ilk buluşmasında edindiği intibaı kitabında böyle yansıtır. İleride, kendisini yakından tanıyınca bu tanımına çipil gözlerini ekleyecektir. Bu nedenle şu hicvi hak etmiştir.

Benzetilmez Müslim’e hiç çehresi
Zannedersem dinde yoktur behresi.

Dönemin padişahı Vahdettin’in, Reşid (Rey) Bey’e söylediği şu sözler onun sadaretinin nedenini çok iyi açıklar:”Ferid Paşa İngiltere hükümeti nezdinde itimada mazhar olarak şu sırada iş başına getirilirse hüsnü tesir hâsıl edeceği ihsas edildi”.

Bunları söyleyen Vahdettin onu, yeri geldiğinde, “Mecnun ve isterik herif” diye kötülemekte de bir beis görmemiştir. Damat Ferid’in, düşmanla işbirliği yapmaya uzanan “Hain-i Millet” niteliğinin bir benzerini İkinci Dünya Savaşında, Norveç’te, Questing hükümetinde görmekteyiz.

***

Damat Ferid-Mustafa Kemal ikilemine, ne acıdır ki günümüz AKP’sinin önde gelenlerinde de rastlıyoruz. Eğitim Bakanı ve Başbakan Yardımcıları bu eğilimin en güzel örneklerini vermektedir. Bu eğilim tarihin ileriye dönük çarklarını geriye çevirmekle eşdeğerdir. Milli Mücadele süresince Damat Ferid’in çabaları bunun en güzel örneğidir.

Benim kuşağım, Cumhuriyetin ilkeleriyle yetişen yığınlar, AKP rüesasının tutarsız, dolayısıyla anlamdan uzak söylemlerine güler geçeriz. Fakat genç kuşaklar öyle mi?

Haberlere göre AKP İstanbul İl Kongresini Galatasaray’ın Arena Stadı’nda yapacakmış. Kötü niyetli olsam, Nazilerin ünlü Nürnberg toplantısı gibi diyeceğim. Hayır, bu niteleme toplantıya katılacak (Gönüllü, toplama) yığınlara hakaret olur. Böyle bir kongrede sadece bir kişi konuşur. Eleştiriye, temenniye, tavsiyeye yer yoktur. Sahne tek kişinindir. O, ne derse doğrudur. Sesin yükselmediği, eleştirilerin havada uçuştuğu gerçek toplantılar nerede?..

***

Charlie Chaplin kıratında bir sanatçıyı kolay yetiştirmedi bu dünya… “Diktatör” filmindeki derse dönüşen final konuşması siyasi tarihe bir örnektir. Yenilerde sık sık konuşulur oldu, AKP despotizmi nereye varır. 19 Mayıs’ı ulusça yürekten, AKP’ce resmen kutladığımız şu günde bu soruya vereceğimiz tek yanıt Damat Ferid’in sadareti gibi olur. O’da meclis derdinden kurtulmanın hızıyla (yanılmıyorsam) beş kez sadarete geçti.
Bu coşkulu günde, Damat Ferid’e ayırdığım bu yazı için özür dilerim. Eski bir deyişle “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla”. Çünkü, çok yakında, “Mustafa Kemal Samsun’a kendi isteğiyle gitmedi, Damat Ferid’in emriyle gitti” söylemleri daha da artacak. Yani gidene değil gönderene bak.

AKP rüeasısının ütopyası var mı diye düşünüyordum. Pensilvanya’da mukim şeyh hazretleri Türkiye için nasıl bir gelecek planlıyor? Yanıtı buldum, “Siyasal erkin başında Damat Ferid örneğini düşlüyor”. Yakında 19 Mayıs’ı Damat Ferid’i anma günü olarak kutlarsak sakın şaşırmayın… Olmaz, olmaz hiç demeyin. Çünkü “Burası Türkiye”.