Bir 'Akile Hatun'un Göremediği Emperyalizm

Çok kanallı televizyon medyamız değişmeyen bir “Akile Hatun”u son günlerde gündeme getirilen “Dersim” olayları içinde engin bilgi dağarını sergiledi. Bir dönem “Jean D’arc” nitelemesiyle yüceltilen bu hanım yaklaşık 1970’lerden bu yana yazılarıyla, konuşmalarıyla daima gözler önünde olmayı başarmıştır. Cumhuriyet basın tarihinin en muhafazakâr gazetesinin sahibinin eşi olarak öne çıkmış ve başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ilerici hareketleri tellin etmiştir. 1977, 1 Mayıs törenine katılmak için Taksim alanına giderken yanıma aldığım gazetelerden biri de eşinin gazetesiydi. Gazetenin birinci sayfasında olası bir felaketten kaçılması için kent dışına gidilmesi öneriliyor,adeta,ünlü olay önceden duyuruluyordu. Gazetede emekle ilgili yazıları kaleme alan Refik Sönmezsoy ise tam anlamıyla bir “işçi sınıfı” düşmanıydı.

Daha sonra, Türkiye neo-liberal şok tedavisi aşamasında hanımefendi’nin gazetesi uzmanlara yeni bir Anayasa Taslağı hazırlattı. Turgut Özal’ın Aydınlar Ocağı toplantısında açıkladığı “Ekonomi Programı”nın destekçiliğine soyundu. 1982 Anayasası da, gazetenin taslağına uygun bir şekilde oluştu.

1980 askeri cuntasına muhalefet etmiş görünümüne karşın (Bu takiyesi ile Jean D’arc adıyla teltif edildi.) fazla da bir rahatsızlık hissetmedi… Cunta’nın, Turgut Özal’ın açtığı neo-liberal iktisadi atılımı desteklediği çok açıktı. Hanımefendi de bu bağlamda endişeli görünmüyordu. O dönemden bugünlere “Akile Hatun” televizyonların düzenlediği tüm “Beyin Fırtına”larına konuşmacı olarak katıldı. Televizyon starı olarak ne Fatmagül ne de Hürrem Sultan onunla yarışamaz.

Türk düşün dünyasının en akilesi buymuş demekle kendi halkımıza haksızlık eder miyiz diye düşünmeme karşın, Akile’nin gördüğü itibara baktığımda “Tencere düşmüş kapağını buluvermiş” demekten de kendimi alamıyorum.

Osmanlı ordusunun önemli birliklerinden biri de “lağım açanlar”dı. Bunlar düşman kale duvarlarını tahrip eden, içeri girmeyi kolaylaştıran bir görevi üstlenirdi. Lağım açan birlikler düşman hatlarının sızan derin tüneller (lağımlar) açar ve bunlara yerleştirdikleri barut vb gibi tahrip gücü kuvvetli maddeleri bir fitille patlatırlardı. Şimdilerde bu görevi RTE ve ona bağlı medya şövalyeleri yerine getiriyor. Son “Dersim olayları”na yönelik tartışma ve de Bülent Arınç ajansının hemen gündeme getirdiği “İstiklal Mahkemeleri” incelensin sav’ı Cumhuriyet Kalesinin duvarlarını yıkmaya yönelik bir “lağım” açma çabasıdır.

İş bu noktaya varırsa, birisi de kalkar “Kuyucu Murat Paşa”nın eylemini sorgulamaya kalkar. Bu kez Osmanlı Padişahlarının bir yığın eylemi sorgulanmaya başlanır. Bu anlamda konuşmaları ile “Kararsız Kasım” izlenimini veren Orhan Pamuk’tan da özür dilenmesi gerekir.

Geçmişteki olaylara dayanarak politika yapamazsınız. Abdülmecit Dede’nin anısını yaşatacak diye “Marmara’nın Derinliklerinde” terk ettiği sosisi “niye yaptın” diye sorarlar. Özel yetkili savcılarla Atlantik ötesinde mukim kişinin hukuk anlayışını neden irdelenmeden yaşama geçirdin diye hesap vermeye de hazırlanması gerekir.

Hele hele, Gazi’ye uzanabilir diye gündeme getirdiği “Dersim Olayları” karşına İngiliz-Fransız emperyal güçlerin bir kışkırtması olduğu açıkça meydandayken “Dersim halkından” devlet adına özür dilersen bunun gerçek anlamının “emperyalistlerden özür dileme olduğunu” savlayanlara itiraz edecek hiçbir mantıklı dayanağın kalmaz.

Eskilerin güzel bir deyişi vardır: Her kuşun eti yenmez… Derin bilgin olmadan, irdelemeden söyleyeceğin her söz, yapacağın her davranış bakarsın misliyle sana fatura edilmiş. Ne Şeyh Sait İsyanı, ne Dersim Kalkışması emperyalist kışkırtıcıları göz önüne alınmadan kendiliğinden ortaya çıkan bir olgu gibi ele alınamaz.

Yetkili uzmanlarını Londra’ya gönder. British Museum’da artık gizliliği kalkmış olan İngiliz arşivlerine şöyle bir göz atsınlar. Ondan sonra Cumhuriyet’e yönelik, o’nu kuranlara (Abdülmecit adına) dava açabilirsin…Ama hangi mahkeme bu davayı kabul eder bilemem.

Sarışın Akile Hatun’a gelince bu bâbda engin (kendinden menkul) deneyimleri ile senin avukatın olabilir… Ama o’na da güvenme Jean D’arc’tan, işbirlikçiye uzanan her rolü oynayabilir.