Acı Bahar

Bahar inanılmaz renkleriyle, içimizdeki ıssızlığa inat, alabildiğine yeşil bir deniz seliyle geldi. Babam, baharın bu göz kamaştırıcı gönül çelenliğine “acı bahar” dermiş. Erikler kütür kütür, kuşlar ötmede, çimler taze bahar kokularının bin bir rengini koynunda taşımada, sardunyaların pembeden eflatuna, yavruağzından bordoya uzanan çeşitliliğini, yapraklarının bir örnek kokusunu…

Acı bahar. Güneş pek nazlandı bu yıl. Gök gürültüleri arasında yüzünü nadir gösterdiği zamanlarda öfkesini çıkarmak istercesine kavuruyor. Doğa hırçın. Hem şefkatli, hem öfkeli, hem merhamet kıvılcımları saklıyor sanki hem de alabildiğine müphem, tedirginlikle dolduruyor kalpleri…

Acı bahar. Metaforik anlamlarıyla, hakikaten acı bahar yaşadığımız. Bitmeyecek bir acılıkta, ağzımızda zehir gibi keskin bir tat bırakarak geçiyor günler. Paramparça olmuşluğumuz. Bir yanımız öfke, bir yanımız bilgelik, bir yanımız şaşkınlık içinde acı, apacı bir bahardır yaşanılan.

İnanamazlık hallerinden, bulantılara seyreden bir ruh hali içinde bir sarkaca bağlanmış gibi gidip geliyoruz. Tik tak. Tik tak. Tik tak. Kendi ölümünü seyredermiş gibi. Bilinçle bilinçsizlik arası bir sarkaçta. Tik tak. Tik tak. Aklımıza mukayyet olmak, soğukkanlılığımızı korumak, değerlerimize sıkı sıkı tutunmak ve yüzümüzü arada bir açan güneşe dönmek.

Güneşin özsuyunu içine çek, damla damla. Biriktir. Beklet, mayalansın.  

Riyakarlıktan, iki yüzlülükten, çoraklıktan, çürümeden, irinleşmeden, paçozlaşmadan, yalandan, dolandan, kofluktan, sığlıktan, çirkeften, cahilden, cüruftan, çamurdan yüzünü dön. Değerli vaktini tiyniyetsizlere öfkelenmekle harcama, heyhat.

Kendini koru, sengillerle buluş, kaynaş, güzellikleri büyüt.

Gorgolar korkunç karanlıklarında köpürmeye, çürümeye, kararmaya, morarmaya devam etsinler. Sen, ulu bir bilge gibi dudağında kırık bir tebessümle izle, göreceksin. Her gorgo kendi ateşinde kavrulur, kıvrım kıvrım kıvranır. Ömrümüz olursa görürüz. Emin ol.

Haklılığın direncinden daha güzel ne var şu dünyada. Haklılığın mağrurluğundan daha anlamlı. Adaletin, sevginin, iyiliğin, paylaşmanın, kardeşliğin enerjisi ve gözkamaştırıcı ışıltısı karşısında hangi gorgo bir ufacık kıvılcımla yanıp kül olmaz sorarım.

Acıyı bal eğleme sakın.

Hayır.

Kitap ile, bilim ile, sanat ile, insanlık ile, bilinç ile, sevgi ile, paylaşmak ile, çalışmak ile, dürüstlük  ile, haklılık ile, aydınlık ile, dostluk ile, neler başarır insanlık bir bilsen.

Varsın yeni bir Orta Çağ gelsin. Varsın karabasanlar gibi çöreklensin üzerine iyilik adına, güzellik adına, insanlık adına ne varsa… Varsın boğmaya çalışsın tüm azametiyle. Altın yere düşmekle kararır mı? Gün ışığı kara perdeye sarılır mı?

Acı bahar. Tüm anlamlarıyla, tüm renkleriyle, nazenin hanımeli kokularıyla…

Derinliğin başlarını döndürsün.