Orada bir ülke var uzakta

Küba Devrimi’nin 60. yılı nedeniyle İstanbul, İzmir ve Ankara’da düzenlenen “Büyük İnsanlık 60 Yaşında” etkinliklerine katılma şansı olanlara ne mutlu.  Kübalılar Devrim’i ve Fidel’i anlattılar; Batista diktatörlüğüne karşı karanlıktan aydınlığa çıkma yolunda verilen örgütlü mücadeleyi. Öylesine güzel, öylesine etkileyiciydi ki sanki şu an yanı başımızda oluyormuşçasına heyecanlandık hep birlikte. Sanıyorum orada olan herkes “peki biz neden böyle bir ülkede yaşayamıyoruz” sorusunu da sordu kendine. 

Yaralarımızı mı sarıyoruz Küba ile? Orada bir ülke mi var uzakta, bizi teselli eden? Bu küçücük ada gerçekçi bir umut olabilir mi koca dünya için?

Küba’da gençler, bir insanın hele üniversite mezunu bir insanın işsiz kalmasını algılayamıyormuş. Bizim ülkemizde ise üniversite mezunu gençler, işsizlik nedeniyle intihar ediyorlar. Kübalılar çocuklarını okula göndermek için ya da sağlık hizmetinden yararlanmak için para vermek zorunda değiller, bizler çocuklarımızı endişe içinde büyütüyoruz. Devlet okullarının tekinsizliği ve özel okulların tüccarlığı arasında gidip gelenler bir yanda, seçme şansına bile sahip olmayanlar öte yanda. Kübalılar gerçekten anlayamıyor bu eşitsizliği. Sosyalizm insanının aklı almıyor kapitalist dünyada olağan sayılan kötülükleri. 

Fidel’in ölüm yıldönümü olan 25 Kasım, aynı zamanda Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü'ydü. Aynı hafta içinde kapitalizmin ve sosyalizmin kadınlarının dünyasına tanık olduk bu nedenle. Fidel’in önderliğindeki devrimin yeniden yarattığı Küba'da, kadına yönelik şiddet bir başlık olarak bile gündemde değil. Küba Komünist Partisi Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Juan Carlos Marsan Aguilera, meclisin %53’ünün kadınlardan oluştuğunu söyledi yaptığı konuşmada. Küba, devrimin her bir aşamasında ve sonrasında ülkenin yeniden inşa sürecinde aktif rol alan kadınların ülkesi. Fidel, kadınların toplumsal yaşamdaki yerinin iyileştirilmesini özellikle önemseyen bir liderdi.

Türkiye ise 25 Kasım haftasında kadının toplumdaki yeri üzerine yaptığı konuşmasında sözü “kadınla erkeğin yaradılış gereği aynı yerde duramayacağı”na getiren biri tarafından yönetiliyor. Kadına en çok anneliği ve ev kadınlığını yakıştıran, bu nedenle seçimlerde hiçbir kadın adaya oy vermeyeceğini açıklayan profesörler var üniversitelerimizde. Israrla kadına yönelik şiddette önemli yollar alındığını dile getiren iktidar, aynı zamanda iyi hal indirimlerinin, çocuk yaşta evliliklerin önünü açmaya devam ediyor. Gencecik bir kadının önce tecavüze uğradığı ardından öldürüldüğüne dair kanıtların görmezden gelindiği bir olaya tanık oluyoruz şaşkınlık içinde. Kadınlı erkekli hırpalanmaya devam ediyoruz.

Her gün karşılaştığımız akıl almaz olaylar sadece Türkiye'ye özgü değil. Kapitalizm çürümüşlüğü ile tüm insanlığı etkiliyor. Küba, sadece 60 yıl önce yaptığı devrim için değil, sermayenin esiri dünyaya karşı 60 yıldır sürdürdüğü insandan yana duruşu nedeniyle de çok değerli. 

Küba dibindeki ABD'ye ve ambargoya rağmen vazgeçmiyor, devrime olan inancını bir an bile yitirmiyorken; biz geride kalan iyi insanlık nasıl vazgeçeriz? Küba bir hayal değil, Küba tüm gerçekliği ile karşımızda duruyor. Küba'ya bakıp umutlanacak  ve varlığıyla daha güçlü hissedeceğiz. Küba'nın da yalnız olmadığını bilmeye ihtiyacı var.

Her gün usulsüzlüklere, sahtekarlıklara, sömürüye tanık olarak yaşamayı sürdürmek ve kabullenmek olmamalı bize düşen. Hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanmamızı istemeleri boşuna değil. Dünyada Küba gibi örneklerin sayısının artması, sosyalizmin sesinin tüm insanlığa ulaşması demek. Eşitlik ve adaletin olduğu bir dünyanın mümkün olduğuna daha fazla insanın ikna olması demek. 

Kübalılar Türkiye'ye gelirken yanlarında ne getirmişler biliyor musunuz? Kübalı çocukların Fidel için çizdikleri resimleri...Devrime ve Fidel'e olan sevgilerini anlatabilmek için seçtikleri araç bile sosyalizmin güzelliğinin kanıtı gibi. Çocukların çizgilerindedir gerçekler, onlar yalan söylemez.

Kübalılar “Yo soy Fidel” demeye devam ediyorlar. Ben Fidel’im! Bir liderin ölümünden sonra bir halkın verilebileceği en güzel tepki bu olsa gerek. Hiç biri kapısında kul köle değil Fidel'in, hiç biri için unvanı ya da ulaşılmazlığı değil mesele. Fidel’in devrimden sonra yaptığı konuşmada gizli meselenin özü: “Sıradan insanların sıradan insanlarla birlikte, sıradan insanlar için yaptığı bir devrim bu”. Kendisini hiç bir Kübalı'dan ayırmayan yoldaş Fidel'i seviyor Kübalılar. İnsan Fidel'i, dost Fidel'i, dürüst Fidel'i, adil Fidel'i, devrimci Fidel'i. Bunca güzellik ile özdeşim yapmış, hepsi birer Fidel'e dönüşmüş milyonlarca insandan bahsediyoruz! Büyük insanlık 60 yaşında, büyük insanlık büyümeye ve çoğalmaya devam ediyor.