Şemdinli, Malatya, Ayazağa, Halep

Şemdinli’de kaç gündür yaşananlar Malatya’da olanlar Ayazağa’da tanık olunanlar Halep’teki tırmanma birlikte düşünülmediğinde yanlış sonuçlara ulaşılmasına yol açabilirler. Bu süreçler birlikte düşünüldüğünde de yapılması gerekenlerin ana hatları ortaya çıkabilir. Milliyetçi mukaddesatçı bir yükselişle –saldırıyla- karşı karşıya bulunulduğu izlenimini artıran gelişmeler yoğunlaşıyor, sıkışan yapının, başlıkta saydığımız ilk üç ismin yanına Halep’in yazılması ile birlikte, güçlü bir ‘ileriye kaçış’ yapabileceğinin belirtileri artıyor.

Saydığımız yerlerle ilgili ayrıntılara gerek yok sanırım, bu satırları okuyanlar andığımız yerleşimlerde son günlerde neler yaşandığını biliyor olmalılar. İlk üç yerleşimde olanlar, milliyetçi mukaddesatçı bir tırmanmanın izlerini sürmeye yardımcı oluyor kanımca. Milliyetçi mukaddesatçı yaklaşımın, ‘ülke ve dinin elden gitmekte olduğu’ kışkırtmasına oldukça elverişli bir ortam sunduğu çok açık. Bu ortam, milliyetçi mukaddesatçı duygu ve –artık ne kadar denebilirse- düşünce ortamı, tüm koşulların bugünkünden bile çok daha olumsuz bir hale dönüşmesine yol açabilecek girişimleri –savaş- kolaylaştırabilir. Savaş da, akla gelmedik ek kötülükleri getirir.

Karanlık bir el, saydığımız ve –umalım aksi çıkar- ileride sayabileceğimiz yerleri birbirlerine bağlıyor gibi. Bu karanlık elin yaptıklarını etkisiz kılmak, yapmayı planladıklarını engellemek için, savaşa karşı olanların tepkilerini en açık bir biçimde ortaya koymaları zorunlu. Aksi halde, içine zorla girilecek olan ortam, büyük bir olasılıkla, tepkileri ortaya koyabilmek için gerekli –ve aslında zaten çok olumsuz olan- koşulları hızla yok edebilir.

Savaşa karşı olanlar, ellerinden geleni, mümkün olan en büyük toplumsallıkla yapmaya karar verip bu kararlarını uygulamaya koymazlarsa, yaşanan ve daha da fecileri yaşanacak olan kötülükleri baştan kabullenmiş sayılabilirler.

Savaş, kabul edilmiyorsa, savaş karşıtlarının vermekte oldukları mücadeleye güç vermek, katkı yapmak, gerekirse bu mücadeleyi iyileştirmek için öneriler getirmek zorunludur.

Savaş, kendi yasalarını getirir. Bir kere bu yasalar yürürlüğe girdikten sonra, savaş karşıtlığı belki de çok uzunca bir süre için, yapılabilir bir mücadele olmaktan çıkar.

Sorun, yasalar –olanca elverişsizliklerine karşın- değişmeden yapılabilecekleri tasarlayıp uygulamaya koyabilmekte.

Bu sorun, hiç kimsenin, ileride, “ben böyle olacağını söylemiştim, dediklerim yapılmadı, başımıza gelenlerin nedeni budur” diyemeyeceği bir felaketi baştan engellemeyi, engellemek için elden geleni yapmayı zorunlu kılıyor.

[email protected]