Kaotik süreçler karmaşası

Sonsuzdan gelip sonsuza uzanan diyalektik süreçlerin birbirleriyle ilişkilerini tanımlayan dönemler eğer kabaca, kaotik ve dengemsi durumlar olarak adlandırılabilirse, uzunca bir süredir içinde bulunduğumuz –herşey’in bir küçücük gezegeniyle sınırlayabilirsek süreçler harmanını- sürecin, süreçler karmaşasının kaotik özelliklerinin giderek artmakta olduğu sonucunu veri kabul edebiliriz. Bir başka deyişle, kaotik bir süreçler karmaşası içinde bulunduğumuzu düşünebiliriz.

Birçok süreç, birbirleriyle ilintisiz gibi görünen oluşumlara aynı anda tanık olmamıza neden oluyor. Bunların -bilebildiğimiz- tümü, birbirlerini şu anda etkiliyor da olabilir, birbirlerinden bağımsız gelişim gösteren süreçler de -şimdilik- sözkonusu edilebilir.

Süreçleri gözlerken dikkat çekmeye başlayan bir oluşumlar çoğulluğunu saptamaya çalışmak yararlı olabilir. Bu da, ortadan kalkacağı hiç düşünülmeyen bazı süreçlerin öznelerinin giderek iktidarsızlaşmaya (başat gibi görünürlerken ikincil üçüncül konuma düşmeye) başladıklarıdır. Bu saptama, kuşkusuz izlemeye çalıştığımız süreçlerden tümünün hiçbir başatlık belirtisi göstermediği ve göstermeyeceği, süreci kendi yönelimlerine ve çıkarlarına göre yönlendirmeye çalışmaktan vazgeçeceği anlamına gelmez. Ancak, geleceği elden geldiğince öngörmeye ve etkilemeye çalışanlar süreçleri karar ve eylemleriyle etkiledikleri varsayılanların, anılan süreçleri yeterince etkileme güçlerinin bulunmayacağı koşulları önceden kestirebilirlerse eğer, andığımız kaotik süreçler karmaşasının sömürüsüz, savaşsız ve baskısız bir döneme, bu nitelikleri ağır basan bir dengemsi duruma evrilmesine katkıda bulunabilirler.

Böyle bir olasılık, ancak sömürüye, savaşa ve baskıya karşı olan -olması gereken- sömürülen, savaştırılan ve baskı altına alınanların, iradelerini, bir süreç olarak kaotik süreçler karmaşasına sokmalarıyla gündeme gelebilir. Böyle bir irade, ancak ‘irade’ olabilecek yapıların güçlerini olabilecek en geniş biçimde bir araya getirebilmeleriyle yaşama geçebilir. Genel olarak, sömürüye, sorulduğunda, karşı olmayan yoktur savaşı olumlayana raslanmaz üzerinde baskı kurulmasını kimse istemez. Bu üç belanın tümüne birden -genel olarak ve ağırlıklı bir biçimde, duyguyla güçlendirilmiş düşünceyle- karşı olunduğunda ise, kaotik süreçler karmaşasına, ne istediğini bilen bir süreç olarak katılındığı kanıtlanabilir.

Kuşkusuz böyle bir kaotik sürece anılan amaçlarla katılmayı ilk önce düşünecekler -düşünmekte olanlar, bunu uzun yıllardır yapanlar- bu hedefe yönelik olarak bir araya gelmiş bulunanlar olabilecektir. Sömürünün nelere yol açtığı, bu kırılgan gezegeni üzerinde yaşayanlardan başlayarak nasıl yoketmeye giriştiği, savaşların, sömürüden geçinen çok küçük bir asalak grubunun kışkırtmalarıyla çıktığı, baskının ise sömürü ve savaşların sürmesi için zorunlu olduğu genel olarak kabul edilip bu belaları ortadan kaldırmaya yönelik düşünce ve duygu birliği oluşturulduğunda ise, yeni ve yaşanası bir gezegeni kurmaya girişildiği, itiraz kabul etmeyecek bir biçimde görülebilir.

Bu yeni süreç, var olan kaotik süreçler karmaşasının giderek hangi yönde gelişeceğinin kanıtı olabilir ve kendinden önceki ve başat olamama durumlarını kendileri de artık itiraf etmeye başlamış bulunan kaosun ‘mimar’larının ellerindeki gönyeleri yakmalarına neden oluşturabilir.

Yeni ve yaşanası bir gezegeni amaçlayanların ilk önce ve hemen yapmaları gereken işin ne olduğunun belirtilmesine ise, gerek bile yok denebilir.

[email protected]