YÖK’ün 15 Temmuz kitabı!

YÖK, 15 Temmuz darbe girişiminin 2. yılı nedeniyle hazırladığı “15 Temmuz ve Türk Yükseköğretimi” adlı kitabı (http://yok.gov.tr/15-temmuz-ve-turk-yuksekogretimi), 14 Temmuz 2018 günü kamuoyuna açıklamış. YÖK’ün vakıf üniversiteleri raporunu hazırlayanların başında olan tıp profesörü Zeliha Koçak Tufan ile “Okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor” deyince bir vakıf üniversitesi rektör yardımcılığından istifa etmek zorunda kalıp şimdilerde YÖK Denetleme Kurulu üyesi yapılmış tarih profesörü Bülent Arı, bu kitabı edit etmişler. Pek çok YÖK üyesi de katkıda bulunmuş. 

Bu kitabın başlık sayfasını, Cumhurbaşkanının resmi olan ve resmin altında da “Milletin iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur” ifadesinin bulunduğu sayfa izliyor. 

İçindekiler sayfasından sonra gelen sunuş kısmında, YÖK Başkanı Saraç, bu kitapta “YÖK bünyesinde ve Yükseköğretim Kurumlarımızda 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde ve sonrasında yaşananlara ve ayrıca yürütülen bazı faaliyetlere yer” verildiğini açıklıyor.

Kitabın “15 Temmuz darbe girişimi sonrası yükseköğretim kurulunun yürüttüğü faaliyetlerden örnekler” başlığını taşıyan ilk bölümünde, tüm rektörlerin toplantıya çağrılması, yurt dışı görevlendirmelerin durdurulması ve tüm dekanların istifa etmesi gibi, YÖK’ün darbe girişimi sonrası yaptıkları anlatılıp ilgili fotoğraflara yer veriliyor. Bu arada bazı vakıf üniversitelerinin kapatılması ve Milli Savunma Üniversitesinin açılması gibi OHAL KHK’leri ile gerçekleşen olayların da, nasıl oluyorsa, YÖK faaliyeti gibi gösterildiği görülüyor. YÖK neredeyse aklından geçenleri bile burada faaliyet olarak belirtirken, kapatılan harp okullarıyla vakıf üniversitelerinde okuyan kaç öğrencinin mağdur olduğuna ve de üniversitelerden kaç akademisyenin atıldığına nedense hiç değinmiyor. 672 sayılı OHAL KHK’sinde “bunlarla irtibatı olan” yerine kullanılan eski “iltisak” sözcüğünün, YÖK tarafından da benimsendiği bu kitapta, ilginç bilgiler yer alıyor.  Örneğin;

  • “20 Temmuz 2016’da devletimizin güvenlik kurumlarıyla irtibata geçilerek bu terör örgütü mensuplarının tespiti süreci başlatılmıştır. 21 Temmuz’da da aynı amaçla Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığına yazı gönderilerek varsa Üniversitelerdeki FETÖ/PDY yapısı ile ilgili olan kişilerin bilgilerinin Başkanlığımıza iletilmesi istenilmiştir” deniyor (s.16)!
  • “18 Temmuz 2016’da YÖK Başkanı Saraç başkanlığındaki devlet ve vakıf üniversitelerinin rektörleri, cübbeleriyle ‘akademinin milli iradeye ve demokrasiye olan inancını ve saygısını’ iletmek üzere TBMM Başkanı Kahraman’ı ziyaret” ettiği açıklanıyor (s.16)!
  • Rektörler, akademisyenlerin meslekten çıkarılmasını YÖK’e bağlamışken, kitapta, “Akademisyen ve idari personel hakkındaki soruşturmalar üniversitelerin yetkili kurulları tarafından yürütülmüştür” deniyor (s.17)!
  • Saraç, 17 Ağustos 2016’da, bazı büyükelçilerle eğitim ataşelerine, FETÖ terör örgütünün faaliyetleri hakkında bilgi verirken, “Ülkemize bu konuda Avrupa’dan, Amerika’dan yapılan haksız eleştirileri, sağduyulu düşünce, bilim zihniyeti ve bu ülkenin özgürlükçü demokrasiden, hukuk devleti ilkesi ile yönetilmekten vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, anlatmaya çalışıyoruz” diyor! Sonra da, sözlerini, Cumhurbaşkanına şükranlarını iletip, “Bugün geldiğimiz nokta onun dirayeti, duruşu ve halkın zaferidir” diyerek bitiriyor (s.18)! 

1.bölüm, Prof. Dr. Bülent Arı ile Doç. Dr. Ebru Çoban Öztürk’ün “15 Temmuz darbe teşebbüsünün toplumsal etkileri ve sonuçları üzerine bir değerlendirme” makalesi ile devam ediyor. İşin ilginci, “darbe girişiminin toplumsal etkileri ve sonuçları” ilgili 15 sayfalık bu makalede de, kapatılan okullardaki öğrencilere, üniversitelerden atılan akademisyenlere ve meslekten çıkarılan 100 binin üzerindeki memurlara değinilmiyor.  Ancak bu makaledeki, 

“FETÖ/ PDY’nin ilköğretimden başlayarak vakıf okulları, yurtlar, yatılı kurslar, ışık evleri, dershaneler aracılığıyla kendisine bağlı insan gücünü küçük yaştan itibaren yetiştirmeye çalıştığı bilinmektedir. Ticari bağlantılar, okul ve dershane gelirleri ve işadamlarından alınan bağışlar yoluyla fakir ve zeki öğrencilere burs, barınma gibi çok sayıda imkân sunarak çok küçük yaştan itibaren donanımlı ve kendisine bağlı olacak nesiller için uğraştığı uzun süredir bilinen bir gerçektir” (s. 35) açıklaması, açıklamadan çok bir itiraf niteliğinde oluyor. 

Bu makalenin arkasında gelen sayfada ise, YÖK düzenlemiş gibi, Yenikapı mitingiyle ilgili bir fotoğraf bulunuyor! 

Kitabın 2. bölümü, “Üniversitelerimizin 15 Temmuz etkinliklerinden örnekler” başlığını taşıyor. Bu bölümde, nedense sayıları 200’e yaklaşan üniversiteler içinden yalnız 39 üniversitede gerçekleştirilen etkinliklerden örnekler veriliyor. Başkan Saraç sunuş sayfasında bu konuda, “Memnuniyetle belirtmeliyim ki bütün üniversitelerimiz süreçte pek çok toplantı, panel, resim sergileri, ulusal ve uluslararası yayınlarla darbe sürecini tüm dünyaya çeşitli yönleriyle anlatmıştır. Hepsine bu kitap kapsamında yer veremeyeceğimizden aralarından bir kısmı derlenerek örneklere yer verilmiştir” diyor. Her üniversiteye ait kısım, başında üniversitenin amblemi, altında adı, ortasında 15 Temmuz 2016 yazısı ve altında da ’15 Temmuz Destanı Etkinlikleri’ ifadesinin yer aldığı ve fonunda bayrağımız bulunan bir sayfayla başlıyor. Ancak üniversitelerin başlık sayfasında 2016 yazsa da, 2017 etkinliklerine de yer verildiği görülüyor. Bazı üniversite sayfasında 1-2 haber ve resim yer alırken, bazı üniversitelerin etkinlikleri ve kullandıkları resimler sayfalar tutuyor. İnsan ister istemez, bu üniversitelerin, “15 Temmuza en çok ben karşıyım” yarışına girmiş oldukları duygusuna kapılıyor. Panel ve konferans dışındaki etkinliklerin, genelde ortaöğretim okullarında yapılan faaliyetler niteliğinde olduğu, şehit ziyaretlerinin yapılıp mevlit okutulduğu da görülüyor. Yapılan etkinliklerle ilgili resimlerin neden kullanıldığı ve cami ya da cami içi görüntülere neden yer verildiği de anlaşılamasa da,  panel ve konferansların, AKP’nin bu konulardaki görüşünü yaymak için yapıldığı açık bir şekilde görülüyor.  Örneğin;

  • Adnan Menderes Üniversitesi’nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gazilik unvanı verilmesi için Meclis'e kanun teklifi sunan AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “15 Temmuz Destanı ve Yeni Türkiye”; “Gezi protestoları, dinsizlerin işi” ve "Karma evleri savunanlar veled-i zina toplumunu savunanlardır" sözleriyle tanınan Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, “15 Temmuz İhanet Darbesi ve İslam’ın Geleceği” ve bir yazar da, “Peygamber Efendimizin Örnek Hayatı” hakkında konuşmuşlar! 
  • Amasya Üniversitesi’nde, Siirt'te kadınlara yönelik bir programda türkü okuyup Peygamber için söylenen “salavat”ı Erdoğan'ın ismi ile birleştirip “Recep Tayyip Erdoğan, Salli Ala Muhammed” demesiyle tanınan Prof. Dr. Yasin Aktay, “15 Temmuz’un Sosyolojik Yansımaları” hakkında konuşmuş!
  • Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ı, “Genç Kürsü” programında üniversite öğrencileriyle bir araya getirip 15 Temmuz sürecini anlattırmış!
  • Kocaeli Üniversitesi’nin, Kocaeli Müftülüğü işbirliğiyle gerçekleştirdiği panelde,  “Dini Değerlerin İstismarı ve İstismar Hareketlerine Göre Müslümanın Duruşu” ile  “Değerlerimiz; Özgürlük, Vatan, Millet, Bayrak, Ezan, Sala, Şehitlik” üzerine konuşulmuş! 

180 sayfalık bu kitabın “Akademinin 15 Temmuz şehitleri” adını taşıyan son bölümünde, darbe girişimi sırasında şehit oldukları belirtilen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın ağabeyi Yıldız Teknik Üniversitesinde Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Varank ile farklı üniversitelerde okuyan sekiz öğrencinin adlarına ve resimlerine yer verilmiş! 

İki hafta önce burada değinilen ‘Vakıf Üniversiteleri Raporu’nda, neden “Yeni YÖK” dendiği,  bu kitabı okuyunca daha iyi anlaşılıyor. 

[email protected]