Yazık!

İstanbul’un 561. fetih yıldönümü nedeniyle, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliği ile öğrenciler arasında “fetih ruhu, Fatih ve gençlik kompozisyon yarışması” düzenlenmiş! İstanbul’da yapılan yarışmaya 41.876 kompozisyon gönderilmiş!

30 Mayıs 2014 akşamı, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı gibi iktidar kadrolarının katıldığı bir törenle, dereceye giren öğrencilere ödülleri dağıtılmış! Birinci gelen öğrenciye, 100 gr altın, Safranbolu Asmazlar Konağı’nda ailecek tatil, Fatih Sultan Mehmet Tuğrası, altın Türk Bayrağı Rozeti, müze kart, kitap seti, madalya ve teşekkür belgesi verilmiş!

Yazık!

Yazık olan, verilen ödüller değil tabii. Ne de olsa yarışmayı düzenleyenler, Birlik Vakfı, Milli Türk Talebe Birliği ve Genç Birlik gibi paralı kuruluşlar, aynı zamanda gerici ve Osmanlı hayranı!

Bu olayın arkasında yüzlerce yazık vardır! Çünkü “fetih” geçmişte kalmış anlayış, uygulama ve vahşettir. Fetih, on binlerce ölü/yaralı pahasına, bir kenti, yöreyi ya da ülkeyi güç kullanarak ele geçirmektir ele geçen yerlerde yaşayanların mal kaybı, ırz kaybıdır ve tarihten silinmeleridir. Çünkü 21. yüzyılda geçerli olan anlayışlar içinde ne “fetih ruhu” vardır ne de “Fatih”lik! Çünkü fetih ve Fatih’lik anlayışının geçerli olduğu yerde, Hitler’e tu-kaka demenin anlamı yoktur. Hitler de, İstanbul gibi tek başkenti değil pek çok başkenti ve ülkeyi fethetmiş bir Fatih’tir! Günümüzde fethin ve Fatih’liğin sevinilecek, övünülecek ya da özlenecek bir yanı yoktur.

Çünkü çağımızda, fetih ruhu ve Fatihlik emperyalizmdir doğanın, emeğin, halkların ve insanın düşmanıdır. Çünkü fetih ruhunu ve fatihliği kutlamak, çağımızda, emperyalizmi kutlamak anlamına gelmektedir. Fetih ruhunu ve fatihliği kutsamak, ABD’nin örneğin Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya saldırmasını olumlamak demektir. ABD’nin Suriye’ye, İran’a ve hatta isteği yeri işgal etmesine destek vermek demektir.

Çünkü 21. yüzyılda “fetih ruhu”nu ve Fatih’liği yüceltmek, bir bakıma başkalarının da diğer ülkeleri, hatta kendi ülkemizi fethetmek için saldırmasına kapı açmak demektir. Çünkü bu kutlamalar, Hürriyet Yaşar’ın iki gün önce soL’da yazdığı gibi, 6 Ekim 1923’te İstanbul’un emperyalist ordularından kurtarılışını kutlama hakkını kaybetmek anlamına gelmektedir.

Yazık olan, eşitlik, insan hakları, çevre koruma, adalet, inanç özgürlüğü, çocuk istismarı, işsizlik, iş güvencesi, demokrasi, Gezi eylemleri, yolsuzluk, yalancılık gibi güncel olan, yaşamımızı doğrudan etkileyen konulardan biriyle ilgili olarak değil de “fetih ruhuyla, Fatih”le ilgili yarışma düzenlemektir! Yazık olan, bu devirde, 21. yüzyılda, bilgi çağında, demokrasi, kardeşlik, eşitlik ve insan hakları kavramlarını hiçe sayarak “fetih ruhu”ndan söz etmektir! Yazık olan gencecik ve pırıl pırıl 41 bin beynin, bu anlamsız “ruh” ve anlayış uğruna harcanmasıdır! Yazık olan, günümüz çocuğunu 21. yüzyılın çağdaş düşüncelerine açmak yerine onu fetih, işgal, başka medeniyetleri yok etme, insanları esir alma-köle-cariye yapma, devşirme, öldürme, güç ve iktidar için kardeşlerini öldürme gibi tarihin karanlık derinliklerinde kalması gereken insanlık dışı geçmişe açmaktır! Yazık olan, fetihlerde en çok mağdur olmuş ve fetih olduğunda en büyük acıları yaşayacak olan çocuklara, bu konuda kompozisyon yazdırmaktır! Yazık olan bu işin içinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın da olması, yeni ve eski bakanların da bulunmasıdır! Yazık olan, bu içerikteki bir yarışmada öğrencilerini harcamaması beklenen bazı liselerin de yarışmaya katılmış olmasıdır! Yazık olan, eğitim anlayışının açıkça, rahatlıkla ve büyük bir umursamazlık içinde çarpıtılmasıdır! Yazık olan laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyetin avucumuzun içinden kaymasıdır! Yazık olan bir kısım insanımızın aymazlığıdır! Yazık olan, bu aymazların tarihten ders almamaları, tarihin tekerrür edeceğini sanmalarıdır! Yazık olan bu aymazların çocukları sevmemeleri, çocuklara acımamalarıdır!

Yazık olan, 21. yüzyıldaki bu aymazlığın ve gericiliğin niteliğidir!