Toplumun alacağı çok!

Geçmiş yılları bir kenara bırakıp yalnız 2013’e odaklansak bile, alacak pek çok.

Devlet için çalışanların ya da çalışıp emekli olanların, artan hayat pahalılığına karşın, maaşlarına komik düzeylerde zam yapılıyor. Çoğunluk yoksulluk sınırında ve asgari ücretle çalışanlar da açlık sınırında bir ücretle çalışıyor. Ücretliler, devletten alacaklı.

Öğrencinin alacağı da çok. 2013’ün ilkbahar aylarında, devamsızlık barajını kaldırıp son sınıfların okulda ders yapmaması meşrulaştırıp varsıl aile çocuklarının özel derslere ve özel dershanelere daha rahatlıkla gitmelerini sağladılar. Yoksul aile çocuklarını hem okul derslerinden mahrum ettiler hem de dershaneye gidemeyenlerin varsılın iyice gerisinde kalmasına yol açtılar. Çocuklar, kaybettikleri eğitim hakkını geri istiyor.

Öğrencilerin liseleri ellerinden alındı okulları ya imam hatibe çevrildi ya da meslek lisesine devlet öğrencilere okul borçlu.

Yılda bir kez yapılan sınav yerine 12 sınav getirilerek çocukların oyun zamanları, eğlenme zamanları ellerinden alındı. Onlar, oynayacak ve eğlenecek zaman istiyorlar.

Anadolu lisesini kazanamayan öğrenciler, meslek lisesine, imam hatibe ya da açık liseye mahkum edildiler, gelecekleri çalındı onlar geleceklerini istiyorlar.

İlköğretimi bitirenlerin ellerinden liselerini almakla yetinmediler. Onları, sınırlı kontenjanı olan Anadolu liseleri sınavını kazanmak için, dar bir kadronun kendine göre belirlediği Sünni –Hanefi inancının pratiklerini öğrenmeye mahkum ettiler. Öğrencilere, örneğin kurban kesmenin amacını, hac ile umre arasındaki farkı, nasıl zekat verileceğini, hadislerin anlamını ya da Hacer anamızla oğlu İsmail’in öyküsünü bilemezseniz size gelecek yok dediler. Öğrencilerin inanç özgürlüğünü ellerinden aldılar öğrenciler, inanç özgürlüğünü geri istiyor.

Bakanlık, 100 küsur bin öğretmen eksiğinden söz ediyor. Bakanlık, bu eksikliğin bir bölümünü öğretmenlik formasyonu bile olmayan kişilerle dolduruyor. Toplumun devletten nitelikli öğretmen alacağı var.

Para yok diye okulların temel harcamalarını bile karşılamayan devlet, Eğitim Sen’in 12 Eylül 2013 tarihli haber bültenine göre, velilere eğitim için yılda ortalama 3.602 lira harcatıyor. Aynı devlet, ortalama 15-20 bin dolar ücret ödeyenlerin gittiği vakıf üniversitelerine ise, milyonlarca lira destek çıkıyor. Öğrencilerin ve tüm toplumun devletten alacağı var.

Gençler, olur-olmaz ve akla gelmez söylemlerle suçlanıyor, coplanıyor, dayak-tazyikli su-biber gazı- plastik mermi yiyor, işkence görüyor, tutuklanıyor, hapse mahkum ediliyor. Devletin topluma güven borcu, adalet borcu ve vicdan borcu bulunuyor.

İnsanlar haksız yere tutuklanıyor ve mahkum ediliyor. Onların devletten alacağı var.

Ülkenin nehirleri, ormanları, madenleri ağaçları, parkları yok ediliyor toplumun alacağı her gün artıyor.

Gezi eylemlerinde gençler sakat bırakılıyor, komaya sokuluyor ve katlediliyor devletin can borcu bulunuyor.

Maden kazalarında ve iş kazalarında, genellikle hükümetin gerekli önlemleri almaması ve bazı konuları umursamaması nedeniyle yok olup giden canlar var. Devletin can borcu artıyor.

Çocuk istismarı ve çocuk yaşta zorla evlendirmeler, ırza geçmeler ve kadın cinayetleri her geçen gün artıyor katil ya da ırz düşmanına ise sudan bahanelerle ceza indirimi veriliyor. Devletin topluma karşı güven ve vicdan borcu her geçen gün artıyor.

2000 binli yılların 13’üncüsü, “13”ün uğurusuzluğuna inananları haklı çıkarıyor. Bu 13’ün kimilerine uğursuz geldiği görülüyor. Dershane dalaşı, iki tarafın da “şecaat arz ederken sirkatin söylemesine” dönüşen ve kirli çamaşırlarını pazara çıkaran olaylara dönüşüyor. Birlikteyken yaptıklarının da en az şimdilerde ortaya çıkanlar kadar kirli olduğu görülüyor. İki tarafın da, topluma temizlik borcu bulunuyor.

Bu kadar borç altına girenin başına gelen, onların da başına geliyor: Devlet/AKP de cemaat da, iflas ediyor.

Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu yana onun yanında olan ve 2,5 yıldır bakanlık yapan Erdoğan Bayraktar, “Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğine inandığını” söylemesi, bir bakıma şu anlama geliyor: “İflas ettik istifa zamanı!” AKP’nin içinde ne olup bitiğini Bayraktar’dan daha iyi mi bileceğiz?

[email protected]