Söylemler ve gerçekler (V)!

Okullar açıldığında dile getirilen söylemlerden biri, “Bilim insanlarının yurda dönüş seferberliğini başlatıyoruz. Dünyanın her yerindeki bilim insanlarımızı ülkemizde başlattığımız bilim ve teknoloji atılımımıza katılmaya çağırıyorum” şeklindedir.   

Bu çağrı güzel bir davet olsa da “Kim döner?” ve “Siz bilim insanı olsanız döner miydiniz?” gibi soruları akla getiriyor. 

Yurt dışındaki bilim insanları, bir şekilde şu anda tu-kaka olan cemaatle ilişkileri var düşüncesiyle/ihbarıyla/suçlamasıyla herhangi bir yargı kararı olmadan 6 bine yakın akademisyeni meslekten ihraç eden ülkeye dönerler mi? Peki! Sırf barış isteyen akademisyenleri, teröre destek suçuyla yargılayıp mahkum eden ve 400’ünü yargılamadan meslekten ihraç eden ülkeye dönerler mi?  

Yükseköğretimle ilgili her konuya, iktidarın yalnız yandaşlarını atadığı 21 kişilik YÖK’ün karar verdiği bir ülkeye dönerler mi?

Rektör adayı belirleme seçiminde oyların yüzde 86’sının almış bir kişinin rektör yapılmadığı bir ülkeye dönerler mi?

Ülkedeki tüm devlet üniversitelerine, tek bir kişinin rektör atadığı bir ülkeye dönerler mi?

Atanan üniversite rektörlerinin hemen tümünün, ilahiyatçı, iktidar partisinde siyaset yapmış ya da iktidara yakın kişilerden oluştuğu ülkeye dönerler mi? 

Peki;

  • çocukların gaitalarında kanserojen madde bulunduğunu açıklayan akademisyene ceza vermeye kalkan,
  • rektörü, “En iyi tedavi, ruhi tedavi ve namazdır” diyen, 
  • rektörü, “Helal olmayan katkıları içeren ilaçların inançları tehdit ettiğini” söyleyen, 
  • tüm öğrencileri ve ailelerini umreye çağıran,
  • bir “helal gıda” firmasıyla anlaşarak helal gıdaya standart getirme çalışmasına başlayan,
  • "geleceğin inşasında imam-hatip okulları" konulu uluslararası bir sempozyum düzenleyen,
  • harem-selamlık havuz uygulamasını benimseyen,
  • kalp ameliyatlarıyla ilgili bir makaleyi, “Evrim teorisi ve evrimsel argüman çok fazla kullanılmış, sıkıntı yaşarız” gerekçesiyle reddeden,
  • işçi alımı sırasında, “İslam’ın kaç şartı var? Kuran-ı Kerimin ilk suresi nedir? Tebbet suresinin anlamı nedir?” gibi sorular soran,  
  • cumhurbaşkanı kente geldiği için sınavları erteleyen, 
  • akademisyenlerinin tümünü yola dizerek Cumhurbaşkanını karşılayan,   
  • denizcilik fakültesi dekanlığına bir kadın doğumcunun atandığı,
  • rektörü, “İslami olarak Cumhurbaşkanı’na itaat etmek farz-ı ayındır. Karşı gelmek de harpten kaçmak manasında haramdır” diyen 

üniversitelerin olduğu ülkeye dönerler mi?

Peki! Bilim insanları, Kuran-ı Kerim ve dini eğitim vermek üzere açılan bir kuruma “İlim ve kültür merkezi” adını veren bir ülkeye dönerler mi? 

2019 genel bütçesinde, Diyanet İşleri Başkanlığına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Turizm ve Kültür Bakanlığında çok daha fazla kaynak aktaran bir ülkeye dönerler mi? 

Bilindiği gibi bilim insanları, genelde üç nedenle yurt dışına gitmektedirler: 1) Yurt dışında doktora yapıp yurda geri dönmeyenler 2) Doktorasını tamamlayınca yurda dönüp bir süre sonra bir işe yaramadıklarını ya da bir şeyler yapamayacaklarını anlayıp doktora yaptığı ya da bir başka ülkeye geri dönenler 3) Türkiye’de okuyup yurt dışına gidenler.

Bu insanların yurda dönmemeleri, yurduna döndükten sonra gerisin geriye gitmeleri ve yurt dışında iş aramaları, ülkedeki çalışma koşullarının, fırsatlar ve olanaklar açısından olduğu gibi, bilimsel anlayış, bilimsel ve yönetsel özerklik, hukuksallık ve demokratiklik gibi konulardaki olumsuzluklardan kaynaklanmaktadır. Yurt dışındaki bilim insanları, akademik yaşamı sınırlayan olumsuzlukların daha da olumsuzlaştığı bir ülkeye dönerler mi?

Yurt dışındaki bilim insanları, bu çağrıyı yapanların,“Mühendislik öğrensin diye Batı’ya gönderdiğimiz gençler zihinleri iğfal edilmiş halde ülkemiz için zehirli halde geri dönmüştür” dediğini okuyunca, dönmeye niyet etmiş olsalar bile, dönerler mi?

Dönecek olanlara 24 bin lira aylık verilecekmiş! Yurt dışında en az 30 bin lira alanlar bu maaşa dönerler mi?

Bu durumda bu davet ne anlama geliyor?

[email protected]