Seçimlerin ardından

Belediye seçimleri geride kaldı kalmasına da, akıllar henüz durulmadı. AA’nın saatlerce İstanbul’la ilgili sayım haberlerine OHAL uygulaması akılları karıştırdığı gibi, ‘yenilen pehlivan güreşe doymaz’ misali davranışlar da akıl karıştırıyor. YSK’nın 2014 seçimlerinde muhalefete uyguladığı yöntemi bu seçimde AKP’ye uygulamaması, bugün Ankara ve İstanbul’da AKP’ye uyguladığı yöntemi örneğin Balıkesir’de muhalefete uygulamaması, akıl karışıklığından öte bir durumu, hukuk sisteminin içine düşürüldüğü durumu gösteriyor.    

Bir akıl karışıklığı da, “seçimlerin galibi kim?” sorusundan kaynaklanıyor. Aday olup kazananlar seçimlerin galibi olsa da, gerçek kazananın, insan haklarına ve farklılıklara saygılı laik yaşam biçimini sürdürmek isteyen ve büyükşehirlerde yapılanları beğenmeyen kent halkları olduğunu görmek gerekiyor. Bu nedenle, AKP’nin elinden büyük şehir belediye başkanlığını alanlara, seçimleri kaybedenlerin yaptıkları yanlışları yapmama konusunda büyük sorumluluklar düşüyor. AKP’li büyük şehir belediyelerinin yaptıkları ve halkın hoşuna gitmeyen uygulamalar şöyle özetlenebiliyor:

  • Halkın oylarıyla seçilen başkanların, bir kişinin isteği üzerine derhal görevlerinden ayrılması; başkanların kendilerini seçenlere karşı değil de o kişiye karşı sorumlu olduklarını göstermiş olması ve kendilerine oy vermiş olanları hiçe sayması;
  • Başkanlardan neden görevlerini bırakmaları istendiğinin bilinmemesi; bir suçlu gibi anında görevlerini bırakan başkanların bir suçu varsa, bunun hesabını vermememiş olmaları;
  • Ayaktaki yolcuların metrobüslerde kullandıkları tutacaklara, Müslüman olmayanlara zarar verebilirler imasını içeren “bir Müslümandan bir başka Müslümana zarar gelmez” gibi dini mesajların yazılması;     
  • Millet İstanbul’daki hava kirliliğinden burnu sızlayıp yaka silkerken, metrodaki televizyon ekranlarından, halkı hiçe sayarcasına ve halkın aklıyla dalga geçercesine, AKP sayesinde İstanbul’da hava kirliliği sorununa son verildiğinin reklamının yapılması;
  • Tüm halka hizmet veren deniz otobüsü ve metro gibi ulaşım araçlarında,  her yerde ve her fırsatta AKP lehine propaganda yapılması;
  • AKP’li büyük şehir belediyelerinde açılan mesleki kurslarında ve de her fırsatta, yalnız İslam kültüründen söz edilmesi;  sanki ülkemizde Anadolu’nun çok değişik kültürlere beşiklik etmesinden kaynaklanan kültürler yokmuşçasına davranılması; ve de Sünni Hanefiliğe dayanan İslami kültürün, sanki Türkiye’nin doğusuyla batısında, köyleriyle kentlerinde ya da örneğin Katar ile Arabistan’da aynıymış izlenimi yaratılması;
  • Kentlerde insanların nefes alacakları doğal mekanların giderek azaltılması;
  • Belediye ihalelerinin yalnız yandaşlara verilmesi;
  • Muhalif belediyelerin “1” birime mal ettikleri yatırımları, AKP’li belediyelerin “2-3” birime mal etmesi;
  • Belediye harcamalarının şeffaf olmaması, nereye, niçin ve ne kadar harcama yapıldığının bilinmemesi;
  • Yolsuzluk söylemlerinin ayyuka çıkması;
  • Rüşvet vermeden işlerin yürüyemeyeceği algısının yaygınlaşması;
  • Belediye sınırları içinde yaşayan AKP’li olsun muhalif olsun tüm halkın malı olan gayrimenkullerin yalnız yandaş kuruluşlara tahsis edilmesi; belediye kaynak ve olanaklarının yalnız AKP ve yandaşları lehine kullanılması;
  • İstanbul belediyesinin yalnız 2018 yılında, Ensar, TÜRGEV, TÜGVA, T3, Aziz Mahmut Hüdayi gibi vakıflara toplam 847 milyon 592 bin 858 lira destek vermesi;
  • AKP’li belediyelerin, örneğin 22 milyar lira ile İstanbul belediyesinin, borç batağında olması;
  • AKP’li belediyelerin her fırsatta topluma laiklik karşıtı yaşam biçimini dayatması.

Dolayısıyla büyük şehir belediye başkanlarından, yukarıda örneklenen ve benzeri tutum ve davranışlardan uzak durması, her türlü koşulda laik yaşamı kollayıp gözetmesi, bilimsellikten ayrılmaması, her türlü farklılıklara saygı duyması, kentlerini yaşanabilir kent haline getirmeleri bekleniyor. Belediyelerin tüketen değil üreten belediyeler olması, doğaya sahip çıkıp doğal alanları artırması, şeffaf olması, emeğe sahip çıkıp belediyesinde yaşayanların barış içinde ve kardeşçe yaşamasını sağlaması bekleniyor.

Yeni belediye başkanlarının, seleflerinin yanlışlarına düşmez ve tüm halkı kucaklayabilirlerse, “Topal ördek” olarak görülmelerinin bir kıymeti harbiyesinin olmayabileceğini görmeleri gerekiyor.

[email protected]