Seçime Giden Bir Ülke

İki gün sonra seçim var. İki gün sonra seçime giden ülke ne durumda? Bir kesit şöyle:

Bizi teğet geçen iktisadi bunalım!

İşsizlik!

Yolsuzluk!

Aydınlatacağına karartılan Deniz Feneri!

Özel yaşamların ortaya saçıldığı Ergenekon destanları!

Geçmişiyle birlikte insan aklını da yadsıyan yazarlar!

Çanakkale savaşının "iman gücüyle" kazanıldığını düşünen üniversite öğrencileri!

Evrim kuramını yok sanan aydınlarımız ve bilim adamlarımız!

Yüksek Seçim Kurulu'nun uyarısına karşın, kömür, erzak ve beyaz eşya gibi seçim yardımı yapan belediyeler ve valiler!

Elektriği olmayan yurttaşa buzdolabı, fırın, suyu olmayan yurttaşa bulaşık makinesi!

Muhalif partilerin belediye başkanı adayları için, "Biz izin vermeden bir şey yapamazlar, inanmayın" diyen hem de profesör ünvanlı bir AKP milletvekili! Benzer tehditler savunan Adalet Bakanı, Milli Eğitim Bakanı!

"Ceketi aday gösterseniz belediye başkanı seçilir" diyen anlayış!

Televizyonlar önünde yanındaki yetkiliye, "Bana küfür ettireceksiniz" diyen bir başbakan!

Büyük çoğunluğu yeme-içme harcamaları nedeniyle kredi kartlarıyla borçlananlarla ilgili olarak, "kredi kart borcu olanlara dürüst diyemem" diyerek suçlamanın da ötesinde hakarete varan sözler söyleyebilen bir başbakan!

İktisadi bunalım nedeniyle binlerce iş yerinin kapanması konusunda, "işyeri sahiplerini beceriksizlikle" suçlayan bir başbakan!

İktisadi bunalıma önlem olarak, otomobil satışlarında alınan vergiyi önemli ölçülerde indirip, bu işsizlikte ve yoksullukta en az 25-30 bin lirayı gözden çıkarıp araba alabileceklere binlerce liralık kıyak çeken bir başbakan!

İktisadi bunalıma ikinci bir önlem olarak, 150 metrekareden büyük dairelerin alımında vergi indirimi getirerek yoksulları ne kadar düşündüğünü gösteren bir başbakan!

Yolsuzlukları ülkenin kaderiymiş haline getiren bir başbakan!

İşsizi, emekliyi, asgari ücretle çalışanı, tarımla uğraşanları, toplumun büyük çoğunluğunu yoksulluk sınırında yaşatan bir başbakan!

86 yıllık Cumhuriyet tarihinde, kazanç getiren onlarca KİT'i sattığı ve ülkede elle tutulur ve gözle görülür bir yatırımın yapılmadığı halde altı yılda dış borçları ikiye katlayan bir başbakan!

ABD'nin Ortadoğu Projesi'nin İkinci Başkanı olan bir başbakan!

İktisadi kararları İMF'ye, dış siyaseti de AB ve ABD'ye indekslemiş, bu arada bir, yeri geldiğinde, "İMF kim oluyor" ya da "One minute, one minute" demesini bilen bir başbakan!

İnsanların, telefonlarının dinlenmesinden korkar hale geldiği bir ülke!

Her gün birilerinin Ergenekon sanığı olarak tutuklanma olasılığının olduğu bir ülke!

Hukukçuların "Böyle adalet olmaz" dediği uygulamaların hemen her gün yaşandığı bir ülke!

Adaletin adaletinden şüphe edilmeye başlandığı bir ülke!

F-tip örgütlenmenin polisten eğitime ve yargıdan silahlı kuvvetlere kadar her yerde yaygınlaştığı kimi örgütlere de hakim olduğu kuşkularının giderek gerçekleştiği sanısının çoğaldığı bir ülke!

Her gün binlerce kişinin işsiz kalma korkusu içinde yaşadığı bir ülke!

Bir yıllık bütçe açığını 2009 yılının ilk iki ayında veren bir ülke!

Tam da bu günlerde, KONDA adlı bir araştırma şirketinin yaptığı bir araştırmada, yetişkinlerin verdiği yanıtlar!

"Türkiye'nin sorunlarını kim çözer" sorusuna, yüzde 32 oranında "AKP çözer", yüzde 26 oranında "Bu sorunlar sürer gider" ve yüzde 23 oranında da "Yeni bir parti" gerekli diyen seçmene sahip bir ülke!

Yaşasın! Bu ülkede iki gün sonra belediye seçimleri yapılacak!