Sarı Gelin

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), giderek milli-ulusal bir bakanlık olduğunu, bu ülkede yaşayan herkesi kucaklayacak uygulamalar içinde olması gerektiğini göz ardı ediyor. Hatta tüm okullardan Gazze olayları için saygı duruşunda bulunmasını istemesi gibi zaman zaman haddini de aşıyor.
Bakanlığın haddini aşmasının (bilinen) son örneği Sarı Gelin oluyor.

Tarih Vakfı'nın 17 Şubat 2009 günü yaptığı yazılı açıklamaya göre, Sarı Gelin, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusunu işleyen ve "Ermeni Sorununun İç Yüzü Belgeseli" denerek ilköğretim okullarına dağıtılan DVD'lerin adı. Başka kaynaklara göre bu belgesel 1999-2003 yıllarında hazırlanmış.

Yine Vakfın açıklamasına göre, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 25 Ocak 2008 tarihli yazılarıyla bu DVD'leri okullara dağıtmış altı ay sonra 23 Ocak 2009 günü okullara gönderdiği bir genelgeyle de, uygun saatlerde bu belgeselin öğrencilere izlettirilmesini ve sonuç raporlarının 27 Şubat 2009 gününe kadar müdürlüğe gönderilmesini istemiş.
Anlaşılan bu Sarı Gelin olayı, Gazze'ye saygı duruşu gibi bakanlığın fevri bir kararı değil, planlı ve programlı bir uygulama.

18 Şubat'ta, bir grup meslektaşla Sarı Gelin'in ilk bölümünü izleme fırsatı bulduk. Belgeseli, ses tonu ve konuşma biçimi etkili olan TRT'nin eski ünlülerinden biri sunuyor.

Sarı Gelin, "sevgiliye yakılan ağıttır kan davasına isyandır kardeşçe yaşama arzusunun en güzel ifadesidir barışa, kardeşliğe ve dostluğa davettir" gibi duygulu ve renkli sözlerle sunuluyor.
Belgeseli izleyenler ilk anda eğitsel değeri olan bir belge izleyeceğini düşünüyor.
Oysa belgesel bu doğrultuda ilerlemiyor. 1915 olaylarına ve Ermenilerin yaptıklarına yer veriliyor. Osmanlının 24 Nisan 1915'te çıkardığı iskan ve yerleştirme kanununa dayanarak, onları (daha ne istiyorlar dercesine) Osmanlının en güzel şehri olan Halep'e yerleştirildikleri açıklanıyor! Ağırlıklı olarak 1915 değil de ASALA adlı terör örgütünün yaptıkları ve çeşitli ülkelerde soykırım iddialarını simgeleyen anıtların dikilmesi anlatılıyor.

Bu belgeselin, bilimsel bir belge olmak yerine bir propaganda aracı olarak hazırlandığı görülüyor. Kaset, bilim çevreleri, siyasetçiler ve tarihçiler tarafından izlendiğinde, onların dile getirebileceği pek çok tartışmalı konuyu içeriyor.

Yetişkinlere göstermek için bile birkaç kez düşünülmesi gereken bu kasetin hele ilköğretim öğrencilerine izlettirilmesinin eğitsel, barışçıl ve insancıl hiçbir değeri bulunmuyor.

Çünkü kasetteki anlatımlarda gerçeklerin dile getirilmesinden çok, suçlayıcı bir dil kullanılıyor. Suçlamalar, olayları yaratanlarla sınırlı kalmıyor ve ilgili halklara yansıtılıyor. Hemen her söylem, Ermenistan hükümetinin uyguladığı siyasetten çok halka mal ediliyor. Tehcir sırasında yaşanan olumsuzluklar konusunda da bu kez Kürtler suçlanıyor.

Çünkü bu belgeseli izleyen çocuğa, ASALA eylemleri üzerinden bir ulusa ve soykırım anıtlarının dikildiği ülke halklarına düşman olma tohumları ekiliyor. Belgeseldeki anlatım biçimiyle Ermeni ve Kürt yurttaşlar zor duruma düşürülüyor. Bu DVD'leri izleyen farklı kökene sahip yurttaşlarımız arasında (en azından) bir husumet doğmasına kapı açılıyor.

Çünkü belgeselde ele alınan konu, en azından her iki toplumun da yanlışlarını içinde barındıran çok özel, tarihsel ve talihsiz, giderek de siyasallaştırılan bir sorun.

Çünkü böylesi ikircikli bir konunun işleneceği, konuşulacağı ya da tartışılacağı yerin, eğitsel, barışçıl ve demokratik değerler açısından kesinlikle öğretim kurumları olmaması gerekiyor.

Çünkü eğitimin temel amaçlarından biri, toplumu oluşturan halklar arasında olduğu kadar diğer uluslarla da barış içinde yaşamak oluyor. Eğitim süreçlerinde, barışı tehlikeye atacak girişimlere yer verilmemesi isteniyor ve bekleniyor.

Gelen tepkiler üzerine bakanlık, bu belgeselin okullara dağıtılmasını durduruyor. Bakanlığın 18 Şubat 2009 tarihli basın açıklamasında, belgeselin yardımcı eğitim materyali olarak ilgili birimlere gönderildiği belirtiliyor. İşin garibi, DVD olayını bakanlık başlatmamış gibi, yapılan açıklamada, "... bizzat sayın Bakan tarafından meseleye el konulmuş" denerek, olumsuz girişim üzerinden bile bakana pay çıkarılmaya çalışılıyor.

Pes ki pes.

[email protected]