Okullar Açılıyor!

Yakın zamanlara kadar çocukların ve velilerin okulların açılmasını dört gözle beklediklerini sanıyorum. Okullar ne kayıt parası isterdi ne de öğrenciyi/veliyi sarsacak başka paralar.

Siyasal ve iktisadi sistemle barışık Kamu Sen bile, açlık sınırının 1.012 YTL ve yoksulluk sınırının ise 2.323 YTL olduğunu açıklıyor. Milyonlarca işsiz ve toprağı olmayan köylü var düzenli ve sürekli bir gelirleri yok. Asgari ücretle çalışan milyonlar var, gelirleri açlık sınırının yarısı kadar. Şu anda çalışma olanağını bulan milyonlarca emekçi ile kendi toprağını işleyen köylünün geliri de açlık sınırına ulaşmıyor. Milyonlarca emekli var emekli aylığı açlık sınırının çok altında.

Bir sendikanın araştırmasına göre, okul masrafları yaklaşık olarak, anaokulunda 400-1.200 YTL, ilköğretimde 500-1.800 YTL ve ortaöğretimde de 600-2.200 YTL arasında değişiyor. Bu harcamalara kayıt parası dahil değil! İki gün önce kız çocuğunun ne zaman okula gideceğini sorduğumuz kapıcının eşi şöyle yakındı: "Geçen yıl kızımı anaokuluna kayıt etmek için bin lira istediler. 500 YTL'ye zorla razı oldular. Şimdi kızım aynı okulda ilköğretime devam edecek ancak 2.000 YTL kayıt ücreti istiyorlar. Ben ne yapacağım?". Kapıcının ilköğretim 8. sınıfa giden bir de oğlu var. Eşinden sonra kapıcı baba lafa girdi: "Geçen yıl bunun (oğlu), kayıt parası dışında her ay okula 80-100 YTL ödedik. Kitaplar parasız ama öğretmenler başka kitaplar istiyor. Kitaplar için de 300-350 YTL harcadık. Bu yıl ne yapacağız bilemem!"

Sözün kısası, siz tuzu kuru olanlardansınız bir sorun yok da, büyük çoğunluktansanız ve okul çağında çocuğunuz varsa, vay halinize okulların açılmasından dolayı memnun olur musunuz?

Yeterli gelir elde edemeyen aileler çocuklarını çalıştırarak ek gelir üretmeye çabalıyor. Bu aileler çocuklarının okula kolay kolay göndermek ister mi?

Sömürülme pahasına ailesine 3-5 kuruş katkıda bulunmak için bir işte çalışmak zorunda kalan çocuk, kazancı yetersiz de olsa paranın sıcaklığına alıştıysa, okulu özler mi?

Bir yanda, şu andaki nicel durumları tam olarak bilinmese de, sayıları hızla artan ve bilimsel eğitime ya da cumhuriyetin okullarına karşı olanlarla böyle davranmaya koşullandırılanlar var. Kendisi ya da çocuğu Kuran kursuna gittikten sonra değişen aileler var. Komşuda tanıştığı kişilerce ya da çat kapı eve gelenlerce çocukları 6-7 aylıkken zikre alıştırılan ve 4-5 yaşında da Kuran'ı hatim etmesi sağlanan aileler var. Öte yanda, çocuğunun Sünni-Hanefi inanç temelli zorunlu din dersini okumasını istemeyen Şafii, Maliki, Hambeli, Alevi, Hıristiyan ve Musevi gibi göksel dinlere inananlarla göksel dinler dışında inançları olan ve de hiçbir dine inanmayan milyonlarca aile var. Anadili Türkçe olmayan milyonlar da var. Bu aileler için okulların açılmasını coşkuyla beklemek ve karşılamak kolay mı?

Ayrıca daha önceki yıllar içinde okula başlamış çocukların arasında, tam sayıları bilinmese de, yüzbinlerce çocuk okuldan soğumuş/soğutulmuş durumda. Kimi, diğerlerinin onlara "bizden değilsin" der gibi bakmasından ya da tutum ve davranışlarından rahatsız. Kimi öğretmeninden, "sen adam olmazsın taş kafa aklın ermiyor sen okuyamazsın" gibilerinde sözler duymaktan bıkkın. Kimi hocanın 'adamına göre' davranmasına küskün. Kimi hocanın "ona takmasına" kızgın. Kimi adam yerine konmamaya dayanamamış. Kimi, yüksek katkı payı veren ya da okula bağışta bulunan aile çocuklarının ayrı sınıflarda toplanmasına ya da okuldaki haksızlıklara isyan etmiş. Kimi içine sokulmaya çalışılan kalıplara sığmıyor.

Milyonlarca çocuk ya yaşadığı yörede okul olmadığından ya da ev-okul arasının uzaklığı nedeniyle okula minibüsle gidecek, yolculuk saatlerce sürecek. Kimi ailelerinden uzakta yatılı okuyacak, pansiyonlarda kalacak. Kimi cemaatlerden kurtulamayacak, kendini cemaatlerdeki ağabeylerle ablaların insafına bırakacak.

Bu çocuklar için okula gitmenin ne çekiciliği var?

Okula severek ve koşarak giden çocuklar da var tabii toplamın kaçta kaçı?

Marifet, okulları açmak değil okulları çocukların koşarak gideceği ortamlara dönüştürmek!

[email protected]