OKS sonuçları!

OKS sonuçları belli oldu da, belli olan ne? İlköğretimden bu yıl mezun olacak olan bir milyon dolayında öğrenciden 824 bini OKS’ye başvurdu. Diğerleri ya okumayacak olanlar ya da sınav şansını denemeyenler.  OKS’ye başvuranlar, öncelikli olarak, (bir bölümü sırf kendini denemek için de olsa) 123.436 kişinin alınacağı fen, Anadolu, Anadolu öğretmen ve sosyal bilimler liselerinden birine girmek istiyor. Bu liseler olmazsa, ikinci tercihleri 128 bin öğrencinin alınacağı meslek liseleri. 824 binin yüzde 2,5 kadarı (19.462’si), yukarıdaki ilk tercihleri olmazsa özel olsun diyebilenler, 3.664 öğrenci alacak olan özel okullara da başvurmuş.

OKS sonuçları pek çok öğrenci ve velinin ne yapacağını bir ölçüde belirliyor. Sınavda tutturulan (alınan mı desek?) puana göre, üç aşağı beş yukarı, istedikleri okula gidebilecekler, kayıtların son gününe kadar kesin kayıtları izlemek durumunda kalacaklar, meslek liseleriyle yetinecekler, özel okulları yeğlemek zorunda kalacaklar ve de sınavla öğrenci alan bir okula girme hayalleri suya düşecekler belli oluyor. 

OKS sonucunda açıklanan puan, bilindiği gibi bir sayı: Öğrencinin sınavdaki soruların doğru yanıtlarını işaretleme becerisini gösteren bir rakam. Soruları kolaylaştırıp zorlaştırdıkça, işaretleme becerisi de bu rakam da değişebiliyor. Bu rakam, çocuğun, okulöncesi eğitimden yararlanma durumuyla, okuduğu ilköğretim okulunun niteliğiyle, özel dersler almasıyla ve de dershaneye gitmesiyle doğrudan ilişkili; OKS sonuçları da bu saptamayı doğruluyor.

Zorunlu ilköğretim, bir bakıma devletin, sorumlu, katılımcı ve üretken yurttaşlara (yetişkinler) sahip olabilmek için öğrencinin edinmesini istediği en alt düzeydeki bilişsel, duyuşsal ve devinimsel hedefleri içeren öğrenim düzeyi. OKS, bir ölçüde bilişsel gelişimi ölçse de, duyuşsal ve devinimsel hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığını da ölçmüyor. Bu tutturulan puan, öğrencinin, zorunlu olan ilköğretimde, çağdaş ve bilimsel dünya görüşü edinip edinmediğini; olaylara eleştirel yaklaşıp yaklaşamadığını, okuma alışkanlığı kazanıp kazanmadığını, güzel sanatlarla ilgilenip ilgilenmediğini; saygı, sevgi, erdem ve kendine güven gibi özelliklere sahip olup olmadığını, kendini ne kadar gerçekleştirdiğini; başkalarının aklına değil de ne derecede kendi aklına göre hareket edebildiğini belirlemiyor.  

Az buz değil, altı bin öğrenci, ücretini ödeyip başvurduğu halde, nedense sınava girmemiş. 27 bin öğrenci “0” puan tutturmuş; TM puan türünde 59 bin ve MF puan türünde de 47 bin öğrenci, baraj puanı olan 160 puanın altında kalmış. 136 öğrenci (yakalanamayanlar da vardır herhalde) kopya çekmiş, sayı çok küçük olsa da mide bulandırmaya yetiyor. 

Yıllardır benzer sonuçlar alınıyor. Bakanlık, sorunu çözümleyip gerekli önlemleri alacağına, durumu okul başarı puanıyla (ve gelecek yıllarda da OKS yerine üç sınav yapmaya kalkarak) kurtarmaya çalışıyor. Okul başarı puanı hesabında da işi yüzüne gözüne bulaştırıyor. Gazete haberlerine göre, örneğin okul notu 4.08 ve 2.50 olan öğrencilerin OKS’de işlem gören notları 2.45 ve 3.77 oluvermiş.  4.08 ve 2.50 olan okul başarı puanları yerine OKS’de işlem gören notlar 4.80 ve 2.05 olsa, “insanlık hali, sehven yanlış yazılmış, rakamlar yer değiştirmiş” denebilir; ancak, öğrenciyi binlerce kişinin önüne geçirecek ya da gerisine düşürecek bu tür bir yanlış akıl karıştırıyor. İşin daha acayip yanı, durumunu öğrenmek isteyen öğrencinin 10 YTL ödemesi koşulu. Sistem o hale getirilmiş ki, yanlışın üzerinden bile para kazanılıyor!

Batı illerindeki okullarda öğretmen dönüşümü yok denecek kadar az, okulun niteliği bir yıldan ikinci yıla anlamlı olarak değişmiyor. Yine de, OKS’de derece yapan öğrenci sayısı her yıl değişiyor. Tersi de oluyor, öğretmen dönüşümünün yoğun olduğu ve de niteliği korumanın neredeyse olanaksız olduğu taşra okullarından da dereceye giren öğrenci çıkıyor! İllerin ve okulların yıllara göre OKS başarısının farklı olması, sınavda tutturulan başarının bireysel ve rastlantısal olduğunu gösteriyor.

OKS sonuçları, bireysel ve rastlantısal olsa da, haksız rekabet ve reklam kaynağı olarak kimilerine yeni rant kapıları açıyor. Yüzlerce öğrencinin okuduğu bir okulda bir kişi sınavda yüksek puan tutturuyor; o okul özel okul ise hemen reklama giriyor. Genelde nitelikli okullarda okumakta olan başarılı öğrencileri seçen ve daha da başarılı olanlara burs veren bazı dershaneler, yüzlerce öğrencisi içinden bir iki tanesi yüksek puan tutturunca, sayfa sayfa ilanlarla kendi reklamını yapıyor. Bu arada öğrenciler, reklamlarda kullanılan mankenlere dönüşüyor. OKS’de ilk sıralara gelen öğrenci bir şekilde nemalanırken, öğrenciyi nemalandıranlar bunun bedelini yeni adaylardan kat be kat çıkarıyor. 

Anadolu liseleri (1950’lerde açıldığında maarif kolejleri), sınırlı olanaklar nedeniyle başarılı öğrencilere fırsat yaratmak üzere kurulmuştu. O yıllardaki başarı, genelde öğrencinin kendisinden kaynaklanan başarıydı. Bugün, OKS sonuçları, Anadolu liselerinin, öğrencinin üzerine okul- özel öğretmen-dershane yatırımı yapabilenlerin çocuklarının gidebildiği okullara dönüştüğünü gösteriyor. OKS başarısı, öğrencinin ÖSS başarısını da neredeyse güvence altına alıyor. OKS gibi sınavlar, özel dersleri, özel okulları ve özel dershaneleri güçlendiriyor; eğitime darbe vuruyor. Bu durumdan Bakanlık, özel ders verenler, özel okulcular ve özel dershaneciler memnun da, halk ne yapıyor? Memnuniyetini, bu çarpık sistemi sürdürecek olanları meclise göndererek gösteriyor.