Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz

Bakan Yılmaz, önceki eğitim bakanları gibi, her fırsatta konuşup aklına geleni söylüyor; “Söylediklerim gerçekle örtüşüyor mu” diye hiç düşünmüyor! Örneğin geçen Haziran’da bakanlığa getirildiğinde, “İnşallah eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacağız. Yani İstanbul’daki öğrenci hangi haklara sahipse, inşallah Sivas’taki de, Hakkari’deki de aynı haklara, aynı imtiyazlara, aynı alt yapıya sahip olacak” diyor. 4 Ekim’de de, “Eğitime siyaseti karıştırmamalıyız. Çünkü eğitim herkesi ilgilendiriyor. Siyaset yapacak başka mecralar bulmalıyız” diyor!

Ancak eğitim-öğretimle ilgili olarak son aylarda yaşananlar bile, Yılmaz’ı yalanlıyor.

Örneğin 100 bine yakın öğretmen açığı olan bir dönemde, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında meslekten atılanlarla işten el çektirilen öğretmen sayısı 70 binlere çıkmış bulunuyor. Öğretmen açığı büyüdükçe, eğitimdeki eşitsizliği pekişiyor ve özel okula kaymalar da hızlanıyor. Özel okullar ise, eğitimdeki eşitsizliklerin temel nedenlerinden biri oluyor. Özel okul eşitsizliği az geliyor, İstanbul’da bazı devlet okullarında ücretli İngilizce ağırlıklı pilot sınıflar oluşturuluyor!

Okullarda, cumhuriyetin kuruluşuyla ve resmi bayramlarla ilgili etkinlikler yapılmazken, Cumhurbaşkanının, “Allah’ın bize bir lütfudur”  dediği 15 Temmuz darbe girişimi, okullarda ölüm ve savaş kutsanarak AKP gözüyle anlatılıyor! Bir ilçenin milli eğitim şube müdürü, 15 Temmuz şehitleri anma programında tüm okulların hatim indirmelerini istiyor!

Yılmaz, sözleşmeli öğretmen mülakatını yapanların AKP’li ya da yandaş kişiler olduklarını biliyor. Bu mülakatlarda sıklıkla sorulan, “Başkomutan kimdir? Reis kimdir?  15 Temmuz ne anlama geliyor? Peygamberimizi çocuklarınıza anlatır mısınız? Amin alayları nedir? Ailenizde namaz kılan var mı? 2023 hedefleri nelerdir” gibi yanlı sorular sorulduğunu da biliyor, mülakat sorularının, adayların AKP’li ya da AKP karşıtı olduklarını belirleyici sorulardan oluştuğunu da. Sonra da, AKP’li öğretmen atamaya dönüşmüş bu süreci, “Mülakat yapılması gerekir” deyip savunabiliyor!

Proje okulları uygulaması, köklü tarihsel liselerin AKP’leştirilmesi/ imam hatipleştirilmesi uygulamasına dönüşmüş bulunuyor! Proje okulu çerçevesinde Kabataş Erkek Lisesi Müdür Yardımcısı olan kişi, “Bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olması zamanı geldi;  her imam hatibin kapısında Anadolu Gençlik Derneği'nin olması lazım; (25 yıl sonrasında) hangi ülkelerde İslami hükümlere geçilmiş ona bakıp kutlayacağız" gibi şeyler söylüyor! Arkasından da imam hatiplilerin dağı taşı dolduracağından söz ediyor! Etiler Anadolu Lisesi'nin “Değerler Eğitimi" panosuna, "Nasuh Tövbesi" başlığıyla bir metin asılıyor. Bursa’da bir ortaokulun içinde açılan imam hatip sınıflarından birinde, Müdür Yardımcısı soru sormak isteyen kız öğrenciye "Sen önce başını ört sonra soru sor" diyebiliyor!

2 Ekimde, AKP’li milletvekili, bakan ve belediye başkanının katılımıyla Samsun’da bir imam hatip okulunun açılışında, TEOG’da ilk 3’e giren öğrencilere, Umre ödülü verilirken, “İslam’ın altın nesilleri siz olacaksınız” deniyor! Okul müdürü, “Özellikle 15 Temmuz gecesi ülkemizi, değerlerimizi, dinimizi hedef alan alçakça ve haince darbe girişimi ile ümmet şuuru ile insan yetiştirmenin önemi bir kez daha anlaşılmış oldu” deyip ekliyor: “Bu menfur girişimden elbette çok dersler çıkardık ülke olarak. Ve çok net olarak gördük ki ümmet için Türkiye ne ise, Türkiye için de İmam Hatip Okulları odur. Bu sebeple bizler de ülkemiz için, ümmet için, birlik ve beraberliğimiz için bedenlerimizde OHAL ilan edip, yüreklerimizi seferber ediyoruz” diyor!

Bakanlığın hazırladığı Arapça dersinde öğretilmek istenenin dil olmadığı Sünni-Hanefi inancı olduğu ortaya çıkıyor. Bu ders kitabına göre öğrenciler; “5 vakit namaz, İslam benim dinimdir, ben Müslüman’ım, Allah'ı seviyorum, İslam’ın erdemleri,  İslam uğruna, İslami ahlak, Kılavuz Kuranı Kerim” gibi söylemlerle Arapça öğrenecek. Öğrencilere, camiye gitmeyi özendiren şiirler, Allah’ı seviyorum şarkıları, ayet ve hadisler eşliğinde Arapça eğitimi verilecek.

Bir ortaokul müdürü, kızlarla erkeklerin yan yana oturmalarını yasaklıyor!

Bakanlık, ağırlıklı olarak laik ve demokratik kuruluşlarla değil de dini eğilimleri yüksek kuruluşlarla işbirliği yapıyor. 7 Ekim günü, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü, AKP Beşiktaş İlçe Başkanı ve Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan, bazı okullara gidip konuşmalar yapıyor!

Şu anda bakanlık bürokratlarının çoğunu, eğitimci olmayan ya da AKP’den milletvekili adayı olmuş eğitimciler oluşturuyor. Bakan Yılmaz,  bakanlığın beyni durumundaki Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığına bir ilahiyatçıyı getiriyor. Türkiye Maarif Vakfı mütevelli heyetine, çoğu AKP’den bakan ya da milletvekili adayı olmuş kişiler atanıyor. Aynı Yılmaz, Duvarında Hitler ve Usame Bin Ladin'i öven gerici bir şairin "Hak Yol İslam" şiirinin asılı olduğu Keçiören’de bir okulun açılışını, bizzat kendisi yapıyor! Aynı Yılmaz, yakın geçmişte, “Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir” diyerek tepki çekmiş kişiyi, 14 Ekim 2016'da asaleten il milli eğitim müdürlüğüne getiriyor.

Yukarıda örneklenen gerçekler, “Eğitime siyaseti karıştırmamalıyız” diyen bakanın okullarının (bizzat bakanın da katkılarıyla) gırtlağına kadar siyasete-hem de dini siyasete- bulaştığını gösteriyor. Bu gerçekler ışığında, Yılmaz ne duruma düşmüş oluyor?

Yanıt ne olursa olsun, olan çocuklarımıza oluyor, geleceğimiz karartılıyor.

[email protected]