MEB’in Yeni Ortaöğretim Kurumları

"Ortaöğretimin yeniden yapılanması" başlıklı yazılar yazılırken, bakanlık işi bitirmiş (!) bile. Bakanlık 4 Aralık'ta 2008/81 sayılı bir genel ile yeniden yapılanma adına en kolayını seçmiş ve ortaöğretimde okul çeşitliliğini azaltmış. "Kedi fare doğurdu" deyişi gerçekleşmiş.

Okul çeşidi azaltılırken mantıklı bir gerekçe kullanılmış. "Ortaöğretim kademesinde kaynak israfını önlemek, işlevselliği ve eğitim kalitesini artırmak" için bu yola gidilmiş. Bu gerekçeye o kadar önem verilmiş ki, üç buçuk sayfalık genelgede aynı gerekçe, üç kez kullanılmış.

Peki, ne yapılmış?

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan genel liselerle fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve Anadolu liselerine dokunulmamış. Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anadolu öğretmen liselerine de dokunulmamış. Genel eğitim yapan liselerden Anadolu güzel sanatlar liseleri ile spor liselerine dokunulmuş ve bu iki lise birleştirilerek, "güzel sanatlar ve spor lisesi" adını almış. Böylelikle genel eğitim alanında var olan yedi lise türü, altıya inmiş!

Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan ve 35 değişik ad altında öğretim yapan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları, "teknik ve endüstri meslek lisesi" adı altında birleştirilerek, bu alandaki lise türü bire indirgenmiş!

Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan ve 22 ad altında öğretim yapan kız mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ise, "kız teknik ve meslek lisesi" adı altında birleştirilmiş, bunlara "endüstri" sıfatı çok görülmüş, bu alandaki lise türü de 22'den bire indirilmiş!

Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anadolu otelcilik ve turizm meslek liseleri, "otelcilik ve turizm meslek lisesi" ticaret meslek lisesi, Anadolu ticaret meslek lisesi, adalet meslek lisesi ve Anadolu iletişim meslek lisesi, "ticaret meslek lisesi" adları altında birleştirilerek, bu alandaki lise türü de beşten ikiye düşürülmüş!

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nde de benzer bir uygulama yapılmış, Anadolu imam hatip liseleri, "imam hatip lisesi"ne dönüştürülerek iki lise türünden tek lise türüne geçilmiş. Benzeri birleştirmelerle, genelgeye göre, "ortaöğretimdeki 79 okul çeşidi 15'e indirilmiş!"

Bakanlığın, "Ortaöğretim kademesinde kaynak israfını önlemek, işlevselliği ve eğitim kalitesini artırmak" için, başka hiçbir şey yapmadan yalnızca okul adlarıyla oynamayı (ve binlerce tabelayı değiştirecek harcamayı yapmayı) yeterli bulduğu görülüyor. "Olur mu öyle şey" demeyin! Bakanlıkta olmaz olmaz denmiyor, her şey oluyor.

Düşünebiliyor musunuz, bakanlık biraz gayret edip ortaöğretimdeki okul çeşitliliğini daha da azaltsa, genel liseleri "lise" kız, erkek, ticaret ve din mesleğiyle ilgili liseleri de "meslek" lisesi altında toplayıp, 15 lise türünü ikiye indirse, "ortaöğretim kademesinde kaynak israfını iyice önlemiş, işlevselliği ve eğitim kalitesini daha çok artırmış" olacak! Ancak, nedense bu kadarla yetinmiş!

Bu işin altında bir bit yeniği var ama, bu aşamada ne olduğunu söylemek zor!

Lise adlarıyla bu kadar oynanırken, Anadolu öğretmen liseleri neden Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne katılmıyor mesleki teknik eğitim neden tek genel müdürlüğe indirgenmiyor, bilinmiyor. Mesleki eğitimciler çok direngen desek, öğretmen liselilerin öyle bir direngenliği bulunmuyor. Olsa olsa bu güçlük, genel müdürlükler birleştirildiğinde imam hatiplerin hangi kefeye konulacağı kaygısından kaynaklanıyor. AKP'yi "laiklik karşıtı hareketlerin odağı" yapan kesimler, toplumun imam-hatip gereksinimini karşılamak üzere meslek okulu olarak kurulmuş imam hatipleri, bir meslek lisesi değil, laik ve bilimsel eğitimin bir seçeneği olarak görüyor tüm liseleri imam hatipleştirmek istiyor.

Belki de, birleştirme zor olduğuna göre ayrıştırmaya gidilecektir. Öğretmen yetiştirme, erkek teknik, kız teknik ve din öğretimi genel müdürlüklerinin tek tür liseden sorumlu olduklarına bakarak, ortaöğretim genel müdürlüğünün de işi azaltılacak, fen liseleri ve sosyal bilimler liseleri için ayrı ayrı genel müdürlükler oluşturulacaktır.

Fen derslerinin İngilizce, Fransızca ya da Almanca dilinde yapıldığı, 1-2 yıl yabancı dil hazırlık süresi olan ve öğrencilerinin sınavla seçildiği liselerimize Anadolu liseleri diyoruz. İlk önce yalnız genel liselere özgü olan bu uygulama, 1980'lerde meslek liselerine de yansıtılmıştı. 1980 sonlarında ANAP imam hatiplere de "Anadolu" statüsü verince bu okullar büyük sükse yapmaya başlamıştı. Bir bakıma bu nedenle imam hatip okulu sayısı 1990 sonlarında 600'ü geçmişti.

Bakanlık iki yıl kadar önce Anadolu liseleriyle ilgili bir değişiklik yaptı. (Galatasaray ve İstanbul gibi liselerde bu sınıfları yeniden açsa da) Anadolu liselerinin hazırlık sınıflarını kaldırdı. Yabancı dil dersi saatlerini artırırken fen derslerinin Türkçe yapılmasına başlandı. Anadolu liseleri fiilen ortadan kaldırılmış olsa da, "Anadolu" sıfatının kullanılmasına devam ediliyordu.

Yukarıda değinilen genelgeyle, nedense 30-40 yıl öncesine dönüldü ve "Anadolu" sıfatı meslek liselerinden çıkarılmış oldu. Genelgede, "Anadolu" sıfatının imam hatip ve diğer meslek liselerinden çıkarılmasıyla ilgili bir açıklama bulunmuyor. Ancak, büyük bir olasılıkla bu yolla prestij kaybına uğrayacak imam hatiplerin bu kayıplarını giderecek ne gibi değişikliğin yapılacağı da merak konusu oluyor.

Lise çeşidiyle ve adlarıyla oynanırken, güzel sanatlar liseleri ile spor liselerinin birleştirilmesi de ilginç olmuş doğrusu! "Halter kaldıracak ya da boks yapacak genç, biraz da Bach, Mozart dinlesin, Picasso'nun yapıtlarından hoşlansın, roman okusun ve şiir yazsın" diye mi düşünülmüş, bilinmiyor. Belki de tersi olmuştur. Örneğin piyanist/ressam olacakların, biraz da boks yapması, ağırlık kaldırması, yetmezse güreş tutması, konser yerine biraz da Kırkpınar'a gitme alışkanlığı edinmesi istenmiştir.

Kim bilir?

[email protected]