Lise sonlara 45 gün izin!

Milli eğitim bakanlığının dershane konusundaki yaklaşımı, “Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış” deyişini anımsatıyor.

AKP, iktidarının üçüncü yılında, “Dershanelerin işlevini azaltıyoruz” diyerek, ortaöğretime giriş sınavını kaldırmıştı. O sınav yerine 6, 7 ve 8’inci sınıflarda yapılacak Seviye Belirleme Sınavı (SBS) getirmişti. Bu sınavın gelişiyle, dershaneye gidenlerin sayısı hızla çoğaldığı gibi yaşları da küçülmüştü. Bu SBS’de, İngilizce ve din dersi sorularının sorulmaya başlanması da, dershanelere yeni müşteriler kazandırmıştı. SBS’den sonra üniversiteye girişte yapılan tek oturumlu ÖSS kaldırılıp iki hafta üst üste ve altı oturumda yapılacak YGS ve LYS sınavlarının getirilmesi de, dershaneye gidenlerin sayısını artırmıştı. Sonra, bir ara “Dershaneler kapatılacak” teranesine başladılar. Önce dershaneler bir yıl içinde kapanacak dendi. Sonra bu konuyu incelemek üzere bir komisyon kuruldu. İleri demokrasi söz konusu olduğu için komisyonun ne dediği belli olmadı. Gazetelerde, “dershaneler kapanacak mı” başlıklı haberlerde bile, başlıktaki sorunun yanıtı yer almıyor. Gazeteciler, sanki onlar bu konuda yetkiliymiş gibi buldukları yerde ÖSYM başkanına da, bakana da bu soruyu soruyorlar. Yanıtı, ara ki bulasın! ÖSYM başkanı, dershaneyle ilgili değil de yaptıkları sınavlarla ilgili olarak, içinde, “ güven, çoktan seçmeli, açık uçlu, araştırıyoruz, hazırlıklar yapıyoruz…” gibi sözcüklerin geçtiği ve ÖSYM’yi yüceltmeye yönelik pek çok şey söylüyor da, dershane konusunda bir şey söylemiyor.

Aynı soru sık sık bakana da soruluyor. Bu konuda TBMM’de verilen bir soru önergesine, bakan, "Bakanlığımızın dershaneler konusundaki çalışmaları devam etmekte olup söz konusu çalışmalar sonuçlanınca kamuoyu ile paylaşılacaktır" diyor. “2012 yılı başından bu yana 417 dershane kapanmışken aynı dönemde 310 dershane de açılmıştır" ve “11 Nisan 2013 tarihi itibarıyla Türkiye'de toplam 3 bin 830 dershane bulunduğu ve 64 bin 142 eğitim personelinin çalıştığı” bilgisini veriyor. Bu kapanan dershanelerin kaç tanesinin okula dönüştüğünün ve kaç tanesinin de iflas nedeniyle kapandığının bilinmemesi mümkün değil ancak bakan, “İflas nedeniyle kapanan dershanelere ilişkin veri bulunmuyor” diyor!

Dershanelerin kapatılması yönünde çalışmalarını sürdüren ve SBS konusunda yaklaşık bir yıldır ne yapacağını belirleyememiş olan bakanlık, birkaç gün önce, bir genelge yayımlıyor. "LYS'ye hazırlanan lise son sınıf öğrencilerine zaman baskısı yaşamadan hazırlık sürecinde derslerine daha iyi motive olmaları, sınav stresinin olabildiğince azaltılarak sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmeleri” için ve “bu öğretim yılına mahsus olmak üzere” 45 gün izin verileceğini açıklıyor!

Bu 45 günlük izin olayı, eğitim sistemimizle ilgili birkaç gerçeği bir kez daha yüzümüze vuruyor. Genelgede, “derslerine daha iyi motive olmaları” ifadesi, “sınavlara motive olmak” anlamına geliyor. Eğitimin bittiğini, çoktan seçmeli sorularda doğru seçeneği daha çabuk bulup işaretleme öğretisine dönüşen sınav hazırlıklarının eğitimin yerini aldığını gösteriyor. Genelgedeki, “zaman baskısı yaşamadan hazırlık süreci” ifadesi ise, “sınavlara hazırlık süreci” oluyor. Sınavlara hazırlık süreci de özel hocalar tutmak ve dershanelere gitmek anlamına geliyor. Zaman baskısı nedeniyle lise son sınıf öğrencileri genelde ancak hafta sonları dershanelere gidebiliyor. Bu zaman sınırı kalkınca, dershanelerin 45 günlük yoğun sınava hazırlık programları açması olasılığı da artıyor. Özel hocalara ve dershanelere yeni bir kaynak kapısı açılıyor.

Bu arada, parası olmadığından dershaneye gidemeyecek olanların okullar açık olsa 45 günde öğrenecekleri bilgilerden mahrum kalacak olması, bakanlığı tedirgin etmiyor. Parası olmayanları iki olasılık daha bekliyor. Ya sınavlara paralı arkadaşlarından daha da geri kalmış olarak girecekler ya da dirençleri kırılıp zengin kaynaklara sahip ve onlara kapılarını açan cemaat dershanelerine, “He” diyecekler.

Bakanlığın bu kuyudan taş çıkarma işine, eğitim emekçileri sendikası olduğu halde AKP ile içli dışlı olan bazı sendikalar da katılıyor, bazı gazeteler de. AKP yandaşı sendika 45 günlük iznin ve öğretmenliğin ne anlama geldiğine aldırmadan, bu kararı destekliyor. Bazı gazeteler de, 45 günlük izin olayını destekleyen sendikaları, sanki eğitim ve toplum geneli adına iyi bir şey yapıyorlarmışçasına, “sendikalardan destek” haberiyle sunuyor! Laik, bilimsel ve demokratik eğitimi savunan eğitim sendikalarının bu izin olayına karşı çıkışları ise görmezden geliniyor.

[email protected]