Liberallik zor zanaat III

Bizim liberaller, batıda olmayan şeyleri var olarak gösterirken, var olanları ise es geçiyorlar. Örneğin batıdan, ABD ve İngiltere’den saptırılmış bilgiler aktarırken, oralarda çocukların okuduğu inanç kitaplarının, çocukların ana dilinde yazılmış olduğundan söz etmiyorlar. Türkiye’de de Kuran’ın Türkçeleştirilmesinin gerektiğine pek değinmiyorlar!

Batıda, din öğretimine yer veren cemaat liseleri varsa da, papaz olmak için genelde üniversite bitirenlerin, 3-4 yılı daha papaz eğitimi alması gerekiyor. Batıda insanlar bir meslek sahibi olduktan sonra papaz olurken bizim liberaller, din adamı olarak yetiştirilenlerin hukukçu, hekim, siyaset bilimci, akademisyen vb. olmasında bir sakınca görmüyor!

Bir Fransız din adamının, Başbakan Erdoğan’a gönderme yaparak, “Avrupa’da din adamları bile laiktir” dediğini de duymazdan geliyorlar! Üstelik Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’yi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak suçlamasını da eleştiriyorlar!

Liberaller, meslek liseleri konusunu bile, dini öğretimi savunma aracına dönüştürüyorlar!

Dinamik dergisindeki (2009 Kış: 54-57) söyleşide, liberale, “Sizce sekiz yıllık zorunlu eğitim meslek liselerini bitirdi mi?” sorusu soruluyor. Sekiz yıllık zorunlu eğitim uygulamasından sonra meslek liselerine giden öğrenci sayısı, nüfus artışının çok ötesinde yükselmiş olsa da bizim liberal, “Çok büyük darbe vurduğunu bu işin uzmanları söylüyor” diye yanıt veriyor. Kastettiği uzmanların kim olduğunu açıklamıyor herhalde dinci gazetelerde bu konuda ahkam kesenlere kulak veriyor! Bu sözlerle başlayan cümlesinin devamında, esas sıkıntısının ne olduğunu açığa vuruyor ve bu sözünü, “Robert Kolej de bundan şikayetçi, Avusturya Lisesi de” diyerek tamamlıyor. Meslek lisesi sorunu, nasıl oluyorsa aniden özel yabancı lise sorununa dönüşüyor! Sonra da araya meslek lisesi adlarını katarak, derdini açıklamaya devam ediyor:

“Meslek liselerinin, Robert Kolej’in, Avusturya Lisesi’nin, diğer yabancı okulların, diğer sanat okullarının orta bölümlerinin kapatılması, bence ve meslek erbaplarınca, örneğin Robert Kolej’in daha kalitesiz İngilizce eğitim vermesine, Avusturya Lisesi’nin daha az kalitede Almanca öğretmesine sebep oluyor ”

“Robert Kolej’, Avusturya Lisesi’ni rahat bıraksınlar! Konservatuarları rahat bıraksınlar! Ben High School geleneğinden geldim, bizim konuştuğumuz İngilizceyi şimdiki çocuklar konuşamıyor!”

İlginç değil mi? Özel yabancı liselere karşı çıkacaklarına onların dertleri dert ediniliyor. Hemen hiçbir liberalden, “Yabancı sözcükler dilimize giriyor, Türkçe bozuluyor, dilimize sahip çıkalım, …” gibilerinden bir yakınma duymasanız da, öğrencilerin İngilizceyi yeterince konuşamama sıkıntısından söz edilebiliyor!

Bu yabancı liselerle ilgili temel sıkıntıların arkasında, büyük olasılıkla zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılmasıyla yabancı liselerin orta kısımlarının kapatılmış olması yatıyor! Bu yabancı liseler ilköğretim okulu açabilseler, meslek lisesi sorunu kalmayacak gibi! Hele bir de üniversite açsalar, yükseköğretim sorunu da kalmayacak sanki!

Liberaller, özelleştirmeyi, madenlerle ormanların peşkeş çekilmesini ve anamalcı iktisadi düzenle küresel güçlerin güdümüne girmeyi savunmakla yetinmiyorlar. Eğitim sisteminin de küresel güçlerin işini kolaylaştıracak bir niteliğe dönüşmesi için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.

Bırakın laik ve bilimsel eğitimde dini öğretimin olmamasını savunmayı, var olan dini öğretimleri bile yetersiz bulup artarak yaygınlaşmasını savunan liberallerin, Türkiye’nin ılımlı-İslam olmasından memnunluk duyacakları anlaşılıyor. Ilımlı-İslam’ın, ABD ile uyumlu İslam anlayışını temsil ettiğini bilen liberaller, ılımlı-İslam’ın “ılımlı” kalmadığını da biliyorlar. ABD’nin devşirmeleri olan Afganistan’ın Taliban’ının, Arap ülkelerinin El-Kaidesi’nin ve Filistin’in Hamas’ının bugün birer köktenci İslam’a dönüşmüş olması, onları endişelendirmiyor. Çünkü İslam’ın ılımlısıymış-köktencisiymiş, insanların beyazıymış-siyahıymış ya da Hıristiyan’ıymış-dinsiziymiş ABD gibi küresel sömürgenler için hiç fark etmiyor. Ilımlı iseniz, sizi güdümüne alarak ve gerektiğinde “eş-başkan” gibi unvanlar vererek sömürüyor. Köktenci iseniz, ülkeyi bölerek ya da işgal ederek, silah ticaretiyle ve ılımlıyla köktenciyi birbirlerine düşürüp öldürterek sömürüyor.

İnsanların sömürülmekten kurtulması için bilinçlenip akıllarını kullanmaları gerekiyor. Ancak liberaller, insanların bilinçlenmesi değil inançlarına sarılmalarını yeğliyorlar hem de “özgürlük” adına!