Kaosa devam

Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin 24 Temmuzda açıklanan dershanelerle ilgili gerekçeli kararında iptal edilen ve edilmeyen maddelere bakıldığında mahkemenin kararlarının da kaotik olduğu, bir bakıma AYM’nin aklının da (AKP/bakanlık gibi) karışık olduğu görülüyor. 

AYM, Özel Eğitim Kurumları Kanunundaki "dershaneleri" ibaresinin yürürlükten kaldırılması, dershanelerin dönüştürülmesi ve gerekli dönüşümü tamamlamayan öğrenci etüt eğitim merkezlerinin eğitim öğretim faaliyetlerinin 1 Eylül 2015'e kadar devam edebileceğine ilişkin hükümleri iptal ediyor. Dershanelere (bir bakıma cemaate) sahip çıkmış oluyor.  

AYM, bakanlık müsteşarı dışında bakanlıkta daire başkanı ve üzeri görevlerde bulunan bürokratlarla, il ve ilçe müdürleriyle yardımcılarının görevlerinin, bu maddenin yayımı tarihinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ereceğine ilişkin düzenlemeyi de iptal ediyor. Bu kararla AYM, çoğunluğu 2011’de çıkarılan 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname sonrasında değiştirilmiş olan ve genellik cemaatçi oldukları tahmin edilen bakanlık bürokratlarını da korumuş oluyor; cemaate sahip çıkmış gibi oluyor. 

Ancak aynı AYM, dershane yasasında iptali istenen, “Okul ve Kurum Müdürleri, İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz” şeklindeki düzenlemeyi ise iptal etmiyor. AYM’nin bu kararı da, bir bakıma, AKP’nin okullarda kadrolaşmasına göz yumduğu, cemaati korurken AKP’ye de bir parmak bal verdiği anlamına geliyor. 

AYM, iptali istenen “Bakanlıkta daire başkanı ve üzeri görevlerde fiilen bulunmuş olanların yurt dışı teşkilatında sürekli görevle atanmalarında hizmet süresi ve yabancı dil şartı aranmaz” ifadesini de iptal etmemiş bulunuyor.  Böylece AYM, düzey (cemaatçi) bürokratlar bir kez daha kollarken, yurtdışı görev için yabancı dil şart değil demeye getiriyor! 

AYM karar gerekçesinde, "Dershaneler, okul müfredatı konularına ilişkin bilgi edinmeye yönelik bir ihtiyacı karşılamaktadır. Kişilerin bir üst okula veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık amacıyla özel teşebbüsler tarafından kanuna uygun verilen eğitim öğretim hizmetlerinden yararlanmaları ve bu suretle okul dışı eğitim almaları, Anayasa'nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı kapsamındadır" diyor. AYM, “sen bu dershaneleri kapatamasın” demeye getiriyor. AKP/bakanlık aldırmıyor; yeni kaotik kararlara imza atıyor ve AYM kararını yok sayan bir yönetmelik hazırlıyor. Üstelik bu yönetmeliği topal ördek durumunda bir hükümet olarak hazırlamaktan çekinmiyor. “Milli irade” teranesini dillerinden düşürmeyenler,  silahlı kuvvetlerin terfilerinde, terör ve IŞİD ilişkilerinde olduğu gibi, dershane konusunu da, toplumsal yaşamla ilgili kararları 7 Haziran seçimlerinde oluşmuş olan “milli iradenin” belirlemesine izin vermiyor. 

Çocuk oyuncağı durumuna indirgedikleri yeni yönetmelikle,  bilim grubu, özel öğretim kursu, kişisel gelişim kursu, meslek edindirme ve mesleki gelişim kursu, yetenek kursu gibi gereksiz kavramlar getiriliyor. Bilim gruplarını, Türk dili ve edebiyatı, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya, felsefe (felsefe, sosyoloji, psikoloji, mantık) alanları oluşturuyor. Özel öğretim kurslarında, bu bilim gruplarından kurs açılabiliyor. 

Bilgisayar, muhasebe, güzellik ve cilt bakımı, modelistlik ve stilistlik, turizm ve otelcilik, insan kaynakları ve sekreterlik, emlakçılık, reklamcılık, sigortacılık, televizyon, radyo ve spikerlik, iş makinesi belgesi gruplarında açılacak kurslar ise meslek edindirme ve mesleki gelişim kursları adını alıyor.

Yetenek kursları ise kişilerin, bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirdiği, serbest zamanlarını değerlendireceği müzik, dans ve bale kurslarından oluşuyor.  

Bu tür ayrıntılar, bakanlığın işi yokuşa sürmesinden başka bir işe yaramıyor. Bu yeni düzenlemede bir tek olumlu yan bulunuyor: Pazar günleri hiçbir kurumda kurs verilmeyecek. Öğrenim çağındaki çocuklara Pazar günleri ve akşam 19.00’dan sonra kurs açılamıyor. 

Yetenek kursları içine resim, heykel, seramik ve tiyatro gibi kurslara neden yer verilmediği bilinmiyor. 

Yabancı dil kursları ile açıköğretim öğrencileri için hazırlanan kurslar,  kişisel gelişim kursları olarak açılıyor. Bu düzenlemeyle ilgili açıklamalar, bakanlığın diğer öğrencilerin değil de, açıköğretim öğrencilerinin kişisel gelişime gereksinim duyduklarını/duyacaklarını bile bile açıköğretimi zorunlu öğretim içinde saydığını gösteriyor.

Dershane yasasının 9. maddesi, “8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c), (g) ve (j) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “dershaneleri,” ibaresi ile (f) bendi yürürlükten kaldırılmıştır” ifadesiyle başlıyor. Bu dershane yasasının mimarlarından olan bakan Avcı, dershanelerle ilgili yukarıda özetlenen yeni düzenlemeler hakkında açıklama yaparken,  “Biz bütün bu düzenlemeleri konunun uzmanlarından görüş alarak gerçekleştirdik. Şu anda yürürlükte olan yasal düzenlemelerde dershane adı altında bir kurum tanımlanmıyor. Yok böyle bir kurum” diyebiliyor. 

Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2015–2016 Eğitim–Öğretim Yılı için 'Kurs Merkezi Okullarda, Destekleme ve Yetiştirme Kursu' duyurusu yapıyor; ortaokul ve lise öğrencilerinin okullarına, mezunlar ve Açıköğretim öğrencilerinin de Halk Eğitimi Merkezlerine başvurabileceğini anımsatıyor. AKP’nin/bakanlığın, dershanelere karşı tutumunu sürdürürken, eğitim sisteminde dershaneciliğe gereksinim olduğunu kabul ettiği görülüyor ve devlet dershaneciliğine soyunduğu anlaşılıyor. Bütün kararlarıyla öğrencileri dershane işlevi gören yerlere yönlendiren ve devlet dershaneciliğine soyunan bakanlığın Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, “ Dershane mantığından kurtulalım” diyebiliyor! 

Bu AKP/bakanlık gerçekten evlere şenlik. Bakanlık, geçenlerde yönetmelik değişiklik yapıyor.  14-15 yaşındaki çocuklarla yetişkinlerin aynı sınıfta okumalarında bir sakınca görmediğini gösterip 18 yaşını geçmiş kişilere de liselere kayıt hakkı veriyor;. Sonra da yeni düzenlemede, açılacak özel öğretim kurslarına devam eden lise ve dengi okul öğrencileri ile mezunlarının eğitim aldıkları bilim dersliklerinin ayrı katlarda oluşturulmasını istiyor. 

AKP oldukça kaosu önlemenin yolu bulunmuyor. 

[email protected]