İleri demokrasinin öğretileri!

“İleri demokrasi” gözleri kör, kulakları sağır olanların bile görüp duyarak öğreneceği bir düzeye evriliyor.

“Gizli Tanık” iseniz demokrsinin tadını çıkarıyorsunuz. Hem kimliğiniz açıklanmıyor hem de istediğiniz kişiler hakkında istediğiniz iddaada bulunabiliyorsunuz.

Tanık olarak size istediğiniz iftirayı atıp yan gelip yatma hakkı verdikleri gibi, suçlanan kişilere de, evlerini, iş yerlerini ve iş yaptığı yerleri gece-gündüz demeden arayarak ve de yetmezse tutuklayarak suçsuzluklarını ispatlama hakkı da veriyorlar. Hatta çoğu kez sanık olanlara neyle suçlandıklarını söylemeden bu hak verililyor. Demokrasi ilerleyerek yerleşiyor.

İleri demokrasi deyip geçilmemesi gerekiyor. İleri demokrasinin de mihenk taşları bulunuyor.

İleri demokrasinin en geçerli göstergelerinden biri, biliyorsunuz “türban” oluyor. Doğuştan, Allah vergisi bir haslet olarak ileri demokrasiyi benimsemiş olan erkekler, bu göstergeyi evlenir evlenmez kullanıyorlar. Eşlerinin başları açıksa, hemen onların özgürleşmesini sağlıyorlar: Eşlerini türbana sokuyorlar. Nasıl oluyorsa, inanç gereği deseler de, türbanı takan kadın özgürleşiyor.

“Türban” yalnız erkeklerin eşlerini özgürleştirmiyor. Türban o kadar ileri demokrasi göstegesi ki, demokratik yararının sınırları kadınları da aşıyor. Eşiniz türbanlı ise ya da türban kullanmaya başlamışsa, tüm kapılar sizin için açılıyor. Bir bakanlıkta şube müdürü iseniz şıppıdanak genel müdür olabiliyorsunuz. İhale kazanma şansınız tavan yapıyor.

Yalnız bu türban konusunda ileri demokrasinin tam da istenen düzeye gelmediği, demokrasinin biraz daha ilerisine geçilmesi gerektiği apaçık görülüyor. Şöyle ki, şu anda var olan ileri demokrasi ölçeğinde, akademisyen olanların bir çırpıda yeni açılan üniversitelerden birine profesör olarak atanması, bir fakülteye dekan ve bir üniversiteye rektör olması için, “türbana özgürlük” istemesi yeterli oluyor. Ancak ileri demokrasinin gelecekteki daha ileri düzeyinde, rektör/dekan olacak erkeklerin eşlerinin türbanlı olması gerekeceği anlaşılıyor.

Tabii bu ileri demokrasi anlayışında, ilahiyat profesörü olarak örneğin Filiz Şahin gibi, “‘Başörtüsüne özgürlük ve kadına özgürlük’, siyasi ve sosyolojik hadisedir. Başörtüsünün farz olduğunu kimse iddia edemez” diyebilirsiniz de, bu özgürlüğün karşılığında da sizi bir başka özgürlük bekliyor. Bir gizli tanık ifadesiyle “Ergenekon silahlı terör örgütüne üye olma, Malatya Zirve Yayınevi eylemi öncesi toplumda misyonerlik faaliyetlerine karşı korku ortamı oluşturmak ve misyonerlik faaliyeti yürütenleri hedef göstermek” suçlamasıyla karşılaşma özgürlüğne sahip oluyorsunuz. Özgürleştiğiniz ölçüde de eviniz didik didik ediliyor, iş yeriniz ve ilişkili olduğunuz yerler aranabiliyor. Daha ileri düzeyde özgürleşenler, nezarete alınıyor, tutuklanıyor ve hatta tek kişilik hücrelere konuyor. İleri demokrasi tıkır tıkır işliyor.

Ders kitaplarında, Amerikan karşıtlığının terör eylemi olduğunu anlatmaya başlıyorsanız, arkasından da misyonerlik faaliyetlerini koruyup kollamanız gerekiyor. Zaten bu ilahiyatçılar içinde de kalkıp, “Ilımlı İslam, Amerikanın çıkarlarını savunan İslam demektir” diyenler ve ulusal olana sahip çıkmaya kalkışanlar çıkıyor. Tabii bu söylemin bir ucu F-tipi yapılanmaya kadar gidiyor.

Zaten ileri demokrasinin ikinci mihenk taşını da “F-tipi” konusundaki özgürlük oluşturuyor. Demokrasilerde de bir sınır oluyor. İleri demokrasimizin bir sınırını F-tipi konusu çiziyor. Bu konuyla uzaktan yakından ilişkili bir şeyler araştırıyorsanız, yazmaya kalkıyorsanız, hemen ileri demokrasinin ilerlediğini görüyorsunuz.

En azında bu F-tipi konusunda ileri demokrasi o kadar ileri gitmiş durumda ki, daha yazmadığınız kitapta bile demokrasiyi tehlikeye atacak öğeleri biliyor, görüyor ve anında imha ediyor.

Hâlâ ileri demokrasinin ne olduğunu öğrenememiş olanlar, dünkü gazetelerden ileri demokrasinin üçüncü mihenk taşını (bir kez daha) öğreniyor. Başbakanımız, daha önce defalarca yaptığı vurguyu yineliyor: “Ben yargının işine karışmam, yargı da benim işime karışmamalı” diyor!

Yargının hükümetin işine karışmadığı bir düzen ileri demokrasi olmayacak da ne olacak Allah aşkına?

[email protected]