İktidar, üniversite ve akademisyen (I)

İktidarın, üniversitenin ve akademisyenin görev ve sorumluluklarına, evrensel bildirgelerle ulusal yasalarda yer verilmektedir. Aşağıda evrensel bildirgeler üzerinden görev ve sorumluluklar örneklenmektedir.

Amerikan Üniversite Profesörleri Derneği’nin 1915 tarihli bildirisine göre, akademik özgürlük, araştırma yapıp bunların sonuçlarını yayınlama ve üniversitede ders verirken neyi, nasıl anlatacağına karar verme özgürlüğü ile araştırma ve düşüncelerinden dolayı kurumsal sansüre ve baskıya maruz kalınmaması demektir. 

Birleşmiş Milletler'in (BM) 10 Aralık 1948’de kabul ettiği “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ne göre, “Herkes eğitim hakkına sahiptir (m.26.1). Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir” (m.26.2). 

4 Kasım 1950 tarihinde imzalanan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”ne göre, “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir” (m. 10.1).

6-10 Eylül 1988 tarihleri arasında Lima’da toplanan Dünya Üniversiteler Servisi, üniversite ve akademik kuruluşların, insanların ekonomik, sosyal, kültürel, temel ve politik haklarının yaşama geçirilmesini takip etmekle yükümlü olduklarını kabul ederek Yükseköğretim Kurumlarının Özerkliği ve Akademik Özgürlük Üzerine Lima Bildirgesi’ni hazırlamıştır. Bu bildirgeye göre, her insan eğitim hakkına sahiptir ve eğitim, toplumsal eşitlik, barış, tüm ulusların eşit gelişimi ve çevrenin korunması gibi çağdaş toplumların ana hedeflerinin kavranmasında ve bunlara ulaşılmasında bir araçtır. Her devlet, her tür ırk, renk, cinsiyet, dil, din, politik ya da başka görüş, milliyet veya toplumsal köken, ekonomik durum ya da başka bir statüye ilişkin olarak herhangi bir ayrımcılık yapmadan eğitim hakkını güvence altına almalıdır. “Akademik özgürlük”, akademik topluluk üyelerinin, tek ya da bir bütün olarak, araştırma, irdeleme, tartışma, belgeleme, üretme, yaratıcı olma, öğretme, ders verme ve yazma yoluyla bilginin geliştirilmesi ve aktarılması için özgür olmaları anlamını gelmektedir. Tüm yükseköğretim kurumları, kişilerin ekonomik, sosyal, kültürel, temel ve politik haklarının gerçekleşmesini gözetir ve bilim ve teknolojinin bu hakları zedeleyecek biçimde kötüye kullanılmasını önlemek için çaba gösterir. Tüm yükseköğretim kurumları ilgilerini toplumun karşı karşıya bulunduğu çağdaş sorunlara yöneltirler. Yükseköğretim kurumları, kendi toplumlarında politik baskılar ve insan hakları ihlallerini kınamalıdırlar. Tüm yükseköğretim kurumları, bilimsel ve teknolojik bağımlılığı önlemek ve bilginin edinilmesi ve kullanılmasında dünyadaki tüm akademik çevrelerin eşit konuma sahip olmalarını sağlamak için çaba göstermelidirler. Devletler, yükseköğretim kurumlarının özerkliğine müdahale etmemekle ve toplumdaki diğer güçlerin müdahalelerini de önlemekle yükümlüdürler. 

BM’nin 20 Kasım 1989’da kabul ettiği “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”ye göre, “on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır” (m. 1). Taraf devletler, anne ve baba, çocuğun yetiştirilmesinde “her şeyden önce çocuğun yüksek yararını göz önünde tutarak hareket ederler” (m. 18.1). Taraf devletler, her çocuğun kişiliğinin, yeteneklerinin, zihinsel ve bedensel yetilerinin mümkün olduğunca geliştirilmesini; İnsan haklarına ve temel özgürlüklere, Birleşmiş Milletler Antlaşmasında benimsenen ilkelere saygının geliştirilmesini; … Çocuğun, anlayışı, barış, hoşgörü, cinsler arası eşitlik, ister etnik, ister ulusal, ister dini gruplardan, isterse yerli halktan olsun, tüm insanlar arasında dostluk ruhu ile özgür bir toplumda, yaşantıyı, sorumlulukla üstlenecek şekilde hazırlanmasını kabul ederler” (m. 29.1).

UNESCO’nun 11 Kasım 1997’de Yüksek Öğretim Personelinin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın 27. maddesinde akademik özgürlük, “[b]aşat öğretiyle kısıtlanmadan, öğretim ve tartışma özgürlüğüne, araştırma yürütme ve sonuçlarını yayma ve yayınlama özgürlüğüne, içinde çalıştıkları kurum ya da sistem hakkında görüşlerini özgürce ifade etme özgürlüğüne, kurumsal sansürden özgürlüğe ve profesyonel ya da temsili akademik organlara katılma özgürlüğüne hak” olarak ifade edilmektedir. 

UNESCO’nun 1998’de Paris’te düzenlediği Yükseköğretim Hakkında Dünya Konferansı bildirgesinde ise üniversitelerin geleneksel işlevlerinin yanında aşağıda örneklenen yeni insancıl işlevlerine de değinilmektedir:

  • Yoksulluk, açlık, cahillik, sosyal dışlanma, uluslararası ve ulusal alandaki eşitsizliklerin artması gibi küresel, bölgesel ve yerel sorunların çözümünde aktif olarak yer almak;
  • Özellikle alternatif öneriler yaparak sürdürülebilir insani gelişim, insan haklarına evrensel boyutta saygı, kadınlar ve erkekler için eşit haklar, üniversitede ve toplumda adalet ve demokratik prensiplerin uygulanması; uluslar, etnik, dini, kültürel ve diğer gruplar arasında anlayış, şiddet içermeyen ve barış yanlısı bir kültürle entelektüel ve ahlaksal dayanışmayı ilerletmek için bıkıp usanmadan çalışmak;
  • Kültürel çeşitliliği koruyup destekleme ve kültürler arası anlayış ve uyumun geliştirilmesi ve kültürlerin karşılıklı olarak zenginleşmesi konularında çalışmak;
  • Öğrencilerin sorumluluk sahibi ve kendini adamış yurttaşlar olarak yönlendirilmelerini sağlayacak bilgileri, becerileri, tutumları, değerleri ve yetenekleri kavramalarına yardımcı olmak;
  • Kendisini değiştirip dönüştürmek, eğitimin değişik düzey ve biçimleriyle bağlarını güçlendirerek herkes için eğitimi gerçekleştirmek ve çeşitli açılardan eğitsel sürecin niteliğini yükseltmek ve etkinliğini artırmak. 

AKP’lileşmiş YÖK’ün de imzaladığı “2009 Dünya Yükseköğretim Konferansı Sonuç Bildirgesi’nin bazı maddeleri de şöyledir:

  • Yükseköğretim, toplumu küresel sorunlar, gıda güvenliği, iklim değişimi, su yönetimi, kültürler arası diyalog, yenilenebilir enerji ve halk sağlığı gibi alanlarda küresel anlamda bilinçlendirmede öncü bir role sahip olmalıdır (m.2).
  • Yükseköğretim kurumları, kurumsal özerklik ve akademik özgürlük bağlamında yürüttüğü temel işlevler (araştırma, öğretim ve topluma hizmet) aracılığıyla, disiplinler arası boyutu artırmalı ve sürdürülebilir kalkınma, barış, ve refah ile cinsiyet eşitliğini de içeren insan haklarının gerçekleşmesine katkıda bulunacak olan eleştirel düşünmeyi ve aktif vatandaşlığı teşvik etmelidir (m.3).
  • Yükseköğretim sadece günümüzdeki ve gelecekteki dünya için somut beceriler kazandırmakla kalmayıp; barışın inşa edilmesine, insan haklarının korunmasına ve demokrasi değerlerini benimseyecek sorumlu vatandaşların eğitimine de katkı sağlamalıdır (m.4).
  • Yükseköğretim kurumları tarafından verilen eğitim, toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilir ve bu ihtiyaçları öngörebilir nitelikte olmalıdır (m.18).
  • Akademik personelin ve öğrencilerin hareketliliğini desteklerken, beyin göçünü de tersine çevirecek mekanizmaları geliştirmelidir (m.51g).
  • Yükseköğretimde akademik personelin statüsüne ilişkin 1997 Sözleşmesi uyarınca akademik personelin haklarına ve uygun çalışma koşullarına saygı gösterilmesi yoluyla akademik kariyerin çekiciliğini arttırmak (m.51k).
  • Akademik hayatta, aktif öğrenci katılımını sağlamak, ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkını garanti altına almak ve gerekli öğrenci hizmetlerini sağlamak (m.51.l).

Yukarıda özetlenen ve bir kısmını devlet olarak imzaladığımız evrensel bildirgeler, bir bakıma iktidarın, üniversitenin ve akademisyenin görev ve sorumluluklarına işaret etmektedir. Görüldüğü gibi, evrensel bildirgelerde, eğitim hakkı, insan hakları, barış, hoşgörü, akademik özgürlük, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi demokratik değerler öne çıkmaktadır. İktidarın, üniversitenin ve akademisyenin yükseköğretimle ilgili tutum ve davranışlarını değerlendirmenin bir nesnel ölçüsü, evrensel düzeyde kabul gören bu değerlerdir. 

Haftaya yasal görev ve sorumluluklara değinilecektir. 

[email protected]