Kimileri, Gezi Parkı eylemlerini kendileri başlatmış gibi, eylemlerin bitmesi yönünde ahkam kesiyor.
İlk zamanlar İstanbul valisi ve belediye başkanı gibi hem AKP’li hem de bu konularda sorumlu olup eylemlerin yaygınlaşmasında birincil derecede rol oynayan kimi kişiler, eylemler tad almak için başlatılmış gibi, “Eylemleri tadında bırakın” gibilerinden birşeyler söylüyorlardı.
Salı günü de, Gezi direnişini başından itibaren destekleyen, hatta hükümetin tutumunu protesto ederek akillikten istifa eden Murat Belge, bu yönde bir yazı yazmış. Yazısını şöyle bitirmiş(!): “Bir Dakika Karanlık eylemi gibi, bunu da artık zorlamamak gerek. Yoksa şimdiye kadar yarattığı olumlu sonuçlar, etkiler, olumsuza dönüşmeye başlar ve eylem kendi başarısını kendi eliyle bozar” (http://www.taraf.com.tr/murat-belge/makale-orada-olmak.htm ).
Bir Dakika Karanlık Eylemi ile Gezi Parkı eylemi arasında bir benzerlik var mı Allah aşkına? İlki, mafya-polis-siyaset ilişkisindeki olası kirli işler konusunda hükümetin dikkatini çekmek için gerçekleştirilmiş pasif nitelikli bir protesto hareketiydi. Sokakta ne halk vardı ne de polis. Anlamlı bir hareketti ancak hemen hiçbir işe de yaramamıştı, Başbakan Erbakan, “Gulu gulu dansı yapıyorlar” diye alay etmeye kalkmıştı. Başlatılan “Susurluk Soruşturması”ndan bile bir şey çıkmamıştı.
Gezi eylemi ise, katılım olarak, içerik olarak, eyleme katılanların farklılığı olarak, yaygınlık olarak, orantısız zeka olarak, yaz yazabildiğin kadar, her açıdan farklı bir eylem. Başbakan Erdoğan da, “Tencere tava hepsi hava” diyerek Gezi eylemini tiye almaya kalktı ama, eylemcilerin orantısız zekası karşısında aklını yitireyazdı ve korkudan küçük dilini yutayazdı.
İktidarın başı, Karanlık eyleminin doğrudan hedefi değilken, Gezi’de kendi kendini hedefe yerleştirdi.
Karanlık eyleminde, gaz yoktu, su yoktu, mermi yoktu, yaralama yoktu, polis dayağı yoktu, tutuklama ve de ÖLÜM yoktu! Gezi eylemi öylemi ya! Ne yazık ki Gezi’de, iktidarın neden olduğu her türlü melanet var.
Karanlık eyleminde, mafya-polis-siyaset ilişkisi karanlıktı, eylem de karanlık ironisini yeğledi! Gezi’de öyle mi ya! Gezi’de, iktidar ve yandaşları, yalancılıkta, vicdansızlıkta, acımasızlıkta, insafsızlıkta ve hukuksuzlukta da, polisi, yandaşlarını, yargıyı, esnafı, medyayı, … eylemcilere karşı kullanmada da, her geçen gün karanlığa gömülüyor. Gezi eylemcileri ise, orantısız zekada, birliktelikte, vicdanda, haklılıkta, özgürleşmede ve yurtseverlikte eylem yaptıkça parıldıyor.
Eylemciler özgürlüklere, doğaya ve tüm halka sahip çıktıkları gibi, ölen, yaralanan ve bir şekilde mağdur olan eylemcilere de sahip çıkıyor, ölen polise de. İktidar ise, polise, yandaşlarına ve kinine sahip çıkıp hınçlanıyor.
Karanlık eylemi tek hedefliydi: yolsuzluğa dikkat çekme! Gezi eylemi öyle mi ya! Gezi’de hedefte, ekonomi hariç başta iktidar ve özgürlük olmak üzere her şey var.
Karanlık eyleminin sloganı yoktu. Gezi eylemi öyle mi ya! Edirne’den Ardahan’a tek slogan vardı: Hükümet istifa!
Gezi eylemleri biter mi bitmez mi bilmem ama, insan şu soruları sormadan da edemiyor.
İktidar, her gün eylemcilere gözdağı vermeye devam ediyor mu? Her önüne gelen eylemciyi tutuklamaya çalışıyor mu?
İktidar, toplumun büyük çoğunluğu karşı çıksa da, meclisteki parmak hesabına dayanarak intikam yasaları çıkarmaya devam ediyor mu?
İktidar, dağları, ormanları, parkları, turistik yerleri, … yağmalama peşinde değil mi?
İktidar, üçüncü köprünün, HES’lerin, nükleer santrallerin peşinde mi?
İktidar, adaletten uzaklaşıyor mu?
İktidar, okulları imam hatibe çevirmeye devam ediyor mu?
İktidar, üniversiteye polis gücü sokmaya çalışıyor mu? Gençlerin, kadınların ve toplumun özgürlükleri ile konuşma, yazma ve gösteri yapma özgürlüklerini kısıtlıyor mu?
İktidar, suç işleyen polisi, yandaş sopalıyı ve palalıyı koruyor mu?
İktidar, Suriye’de, Mısır’da, şurada ve burada dincileri destekliyor mu?
Böylesine yüzlerce soru sormak mümkün. Bu soruların yanıtları ne?
Yanıt evet ise, eylem biter mi?
Hükümet istifa etti mi?
Yanıt hayır ise, eylem biter mi?
Siz söyleyin!