Eğitimin hali (III)!

Son olarak yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ilköğretimin, Yükseköğretime Giriş (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) da ortaöğretimin bir kez daha resmini çekmiş oluyor. Bu sınavlar, eğitim sistemi için, röntgen-emar-ultrason işlevi görüyor.

Bu yıl, bir milyon 112 bin öğrenci SBS’ye girdi. Bakanlık 200 puanı taban puanı olarak belirlediğinden, bu puanın altında puan alan 63 bin öğrenci başarısız sayılıyor. Oysa SBS’ye giren onca öğrenci içinde ancak 110 öğrenci bütün soruları doğru yanıtlayıp 500 tam puan alabiliyor. Bu sonuç esas başarısızlığı gösteriyor. Ayrıca Türkçe ve matematik testlerinde başarı ortalamasının düşmesi ile 8. sınıf öğrencilerinin katıldığı beş SBS testinden sadece sosyal bilgiler ve Türkçe testlerinde başarının yüzde 50’yi biraz geçmesi ve başarı oranlarının matematik, fen ve teknoloji testinde yüzde 50’lerin çok altında kalması da, öğretimin başarısızlığının göstergeleri oluyor.

Bu yıl yapılan YGS ve LYS sonuçları da, başarı ortalamasının hemen her alanda düşmeye devam ettiğini gösteriyor. YGS sonuçlarına göre LYS’ye girmeye hak kazanan adayların önemli bir bölümü LYS’ye başvurmuyor! Bunların bir bölümü gelecek yıl şansını denemek için ve bir bölümü de yurt dışına gidecekleri için LYS’ye başvurmamış olsalar da, büyük bir bölümünün, üniversitede bir yeri kazanacak puan alamayacağını düşündüğü için başvurmadıkları anlaşılıyor.

Başarısızlık göstergeleri bununla sınırlı değil ne yazık ki. LYS’ye giren 851 bin adaydan bir tek kişi tüm puan türlerinden 500 tam puan alabiliyor! 480 üstü puan alanların sayısı ise 300’ü bulmuyor! Bu durumu tüm lise mezunları üzerinden okursanız, 1 milyon 632 bin lise mezunu (hatta bunların bir bölümü üniversite öğrencisi ve küçük bir bölümü de üniversite mezunu) içinde yalnız bir kişi tüm puan türlerinden 500 tam puan alabilmiş oluyor! Adayların 50 soruluk matematik testinde, 2011’de 15,12 iken bu yıl (üstelik 2 soru iptal edildiği için bütün adayların doğru yanıt verdiği kabul edilmesine karşın) 12,32'ye 30 soruluk geometri testinde 2011’de 8,53 iken bu yıl 4,15'e ve 30 soruluk fizik testinde de geçen yıl 9,79 iken bu yıl 6,46'ya gerilemiş bulunuyor. Sosyal alanlarda da durum parlak değil. Başarı ortalaması, 56 soruluk Türk dili ve edebiyatında 23,22 44 soruluk tarih testinde 14,49 24 soruluk coğrafya-1’de 7,61 14 soruluk coğrafya-2’de 4,78 ve 32 soruluk felsefe grubunda da 7,88! Öte yandan sınav türlerine göre 180 puanlık barajı bile geçemeyenlerin sayıları 80-132 bin arasında değişiyor. Buna ek olarak farklı üniversitelerde aynı alana giren öğrencilerin puan farkları arasındaki uçurum da, ortaöğretimin öğretme işlevindeki başarısızlığını gösteriyor.

SBS, YGS ve LYS sonuçları (bir başka yazı konusu olan) eğitimdeki eşitsizlikler ile sistemin eğitim-öğretim süreçlerinin hali pür melalini ortalığa döküyor. Sınav sonuçlarını, bizim yetkililer hariç, herkes okuyabiliyor. Yetkililerin bu sonuçları okuyamaması, ancak onların olaylara gerici ve piyasacı gözle bakmalarından kaynaklanıyor.

Böylesi gözle bakanlar, üniversiteye girişte en yüksek puanı fen liseliler tuttursa da, öğrencileri fen liselerinden kaçıracak ortaöğretim başarı puanı hesabını devreye sokuyorlar! Bu sınavlarda kızlar daha başarılı olsalar da, kızları imam hatiplere ve açıköğretime yönlendirerek eve kapamak istiyorlar! Fen derslerindeki başarı düştükçe, imam hatiplere ve seçmeli din derslerine önem veriyorlar, matematik ve fen konularını azaltıp seçmeli derse dönüştürüyorlar!

Araştırmalar, öğretmenlerin alan bilgisi eksikliğini değil, öğretme ve öğrencilerle iletişim kurma becerisi eksikliğini ortaya koyuyor. Eğitime gerici ve piyasacı gözle bakanlar, öğretmen eğitimine ağırlık vereceklerine ortaöğretim alan öğretmenlerini, fen-edebiyatlarda yetiştirmeye hazırlanıyorlar! Öğretmene yatırım yapacaklarına, 1-2 yıl içinde çöpe atılacak teknolojik tüketim mallarına yatırım yapıyorlar: 347 bin 367 akıllı tahta, 41 bin 996 doküman kamera, 13 bin 645 çok fonksiyonlu A3 yazıcı ve 28 bin 351 çok fonksiyonlu A4 yazıcı satın almak için ihale açıyorlar! Tabii ki yandaşlarını zengine etmek için değil, SBS, YGS ve LYS’de başarı ortalamasını yükseltmek için!!!!

Olaylara gerici ve piyasacı gözle bakanların, insana da, topluma da bir yararı olmuyor!