Eğitimde de karmaşa!

AKP iktidarında her şeyin çivisi çıkıyor. Hukuksuzluk, haksızlık, yolsuzluk, vicdansızlık, yalan ve dolan almış başını gidiyor. Böyle bir ülkede sağlıklı yapılar da çözülüyor, akıl tutulması da yaşanıyor. Eğitim de bundan fazlasıyla payını alıyor.

Bakanlık okulları imam hatipleştirme çılgınlığından bir türlü vazgeçmiyor. Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü, ilçe eğitim müdürlüklerine velilerin isteğini belirleyecek bir anket gönderiyor. Ankette velilere, “Anadolu imam hatip lisesi” ile “diğer liseler” olarak yalnız iki seçenek sunuyor.

Bakan Avcı, “Bazı özel okullarda, dershanelerde ve yurtlarda, öğrencilere siyasi propaganda amaçlı broşürler, kitapçıklar, afişler, dağıtıldığı, video gösterimlerinin yapıldığı, ayrıca çocukların da dışarıda propaganda yapmaları için yönlendirildiği bilgileri zaman zaman bakanlığımıza ulaşıyor” diyor! Bu tür şikayetlere yıllardır aldırmayan bakanlık şimdi, okullara bu konuda dikkatli olun uyarısında bulunuyor!

Yalnız özellerde değil bakanlığın imam hatip okulları başta olmak üzere, özellikle yatılı okullarında yıllardır cemaatler at koşturuyor. Eğitim-öğretim süreçlerini olumsuz yönde etkileyecek siyasi nitelikli olaylar oluyor. Cumhuriyet yurttaşını yetiştirmeye yönelik resmi müfredata karşın, üniversiteye gelen öğrencilerin önemli bir bölümünün gizli bir müfredatla Osmanlı hayranı ve Cumhuriyet karşıtı olarak yetiştirildikleri görülüyor ve biliniyor. Bu tür olaylar AKP döneminde tavan yapmış bulunuyor. Düne kadar bu tür olaylar görmezden ve duymazdan gelinirken 18 Mart’ta Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ve 19 Mart’ta da Din Öğretim Genel Müdürlüğü, bu konularda okul yönetimlerini uyaran genelgeler gönderiyor! Bu genelgelerin gönderildiği günlerde ise, AKP okulları ve öğrencileri, belediye seçimleri sürecine alet etmeye devam ediyor.

Avcı’nın, İngilizce eğitimiyle ilişkili bir rapordan haberdar olduğu bildiriliyor. Bu rapor, Türkiye’de öğrencilerin yüzde 90’dan fazlasının bin saatlik İngilizce dersinden sonra bile İngilizcelerinin temel düzeyde kaldığını ilerlemediğini gösteriyor. Rapora göre çocukların yaşı ilerledikçe derse karşı ilgileri azalıyor ve 6’ncı sınıftan sonra İngilizce öğrenilmiyor. Avcı, her konuda konuşmaya devam ediyor ancak raporda dile getirilen bu gerçek karşısında bile, ortaöğretime geçişte İngilizce dersinden yapılan sınavın kaldırıldığını söyleyemiyor.

Geçenlerde bakanlıkta şube müdürlüğü için mülakat sınavı yapılıyor. Sınava giren yaklaşık 6 bin adaydan bir kişi, beş kişi, 10 kişi değil, 1.880 aday, sınav sonuçlarına itiraz ediyor!

Başbakan 19 Mart’ta yandaş gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Dershanelerde 15 bin 20 bin öğretmenin pedegojik formasyonu yok. Kaçak öğretmen konumundalar. Yani kaçak çalışıyorlar” diyor! Ancak dershaneleri denetlemesi gereken bakanlığın ne yaptığını sorgulamadığı gibi yıllardır eğitim bakanlığında da öğretmenlik formasyonu olmayan kişilerin öğretmen olarak çalıştırdığını görmezden geliyor!

Düne kadar cemaatin düzenlediği Türkçe Olimpiyatlarını göklere çıkaranların, övgüler yağdıranların ve ellerinden gelen her türlü desteği verenlerin bugün, tutum değiştirdikleri görülüyor! Olimpiyatlara katılan okullarda Türkçe öğretilmediğini, mezun olan öğrencilerin ancak yüzde birinin Türkçe konuşabildiğini söylüyorlar! Başbakan, “Artık bundan sonra bunların olimpiyatları molimpiyatları diye bir şey bizim dünyamızda yok. Bitti onlar, o defterler kapandı, geçti” diyor.

Piyasaya dökülen ses kayıtlarından, Başbakan’ın rektör atamalarına bile karıştığı anlaşılıyor!

Avcı üniversite giriş sınavlarının değişeceğinden dem vururken ÖSYM, sınavlar devam edecekmişçesine ve ortaya çıkacak güven bunalımına aldırmadan, sınav sorularının açıklanmayacağını duyuruyor. Arkasından da, “Sınavlarda yanlış olursa kendimiz bulup iptal ederiz” diyerek ÖSYM’ye karşı duyulan güvensizliği iyice pekiştiriyor. Bu bağlamda, dershane yasasıyla bakanlıkta oluşturulan Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün, torba yasayla ÖSYM’nin işlevini üstleneceği ve böylece ÖSYM’deki cemaatleşmenin de sonunun geleceği söyleniyor.

Bu arada, “Gazeteci kimliğiyle, eğitimin son 35 yılına tanıklık eden birisi olarak çok yakından biliyorum” diyen bir yazar, yıllardır danışman ve bakan olarak eğitimin içine düşürüldüğü durumdan sorumlu olan Avcı için, “Eğitime şimdi yine çeki düzen vermeye çalışıyor” diyebiliyor!

AKP gitmedikçe ne eğitim düzelebilecek ne de akıl sağlığımız.