Bu durum sürdürülebilir mi (V)?

Bilindiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), 3 Mart 1924 Tarih ve 429 sayılı Şer-iyye ve Evkâf ve Erkân-ı Harbiyye-i Umumiyye Vekâletlerinin İlgasına Dâir Kanun çerçevesinde, Şer’iyye ve Evkâf bakanlığı yerine kurulmuştur. Dini anlayışların siyaset dışında tutulması amacıyla bir Cumhuriyet Kurumu olarak kurulan DİB, anayasal düzen ile çelişmeyen alanlarda toplumun dini hizmetlerini karşılamakla yükümlüdür. Anayasa’nın 36. maddesine göre de, genel idare içinde yer alan DİB, “lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmekle” görevlidir. Ancak örneğin;

DİB, bir yayınında, dinsizliği “her türlü faziletsizliğin doğmasına ve yayılmasına ve bunun sonucu olarak da ahlaki düşüncelerin kaybolarak toplumun bozulmasına” neden olarak göstermişse (Gurbetçinin el kitabı, 1984),

DİB mensuplarının kurduğu Türkiye Diyanet Vakfı’nın bir yayınında, laik eğitim, “Vahyin bütünleştirici ve birleştirici imkanından kafaları, kalpleri ve eğitimimizi mahrum eden zihniyet”  olarak tanımlanmışsa (Türk eğitim sistemi: Alternatif perspektif, 1996),  

“Haram parayla, yolsuzluk parasıyla hacca gidilir mi?” sorusuna Diyanet, “helaldir gidilir” diye fetva vermişse,

Diyanete göre, bir kimse, yüzüne karşı ‘seni boşadım, benden boş ol’ gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahî olarak söylemek suretiyle, eşini boşayabilecekse, bu sözler telefon, mektup, mesaj, internet ve faks yoluyla iletilebilecekse, 

Toplumda doğuştan solak olarak doğan yurttaşlarımız varken, Diyanet,  “Sol elle şeytanlar yemek yer” diyebiliyorsa, 

DİB, çağdaş tutum, davranış ve anlayışlara ters bir biçimde,  insanlık onuruyla ve toplumsal ahlakla bağdaşmayan “Nişanlılar el ele tutuşamaz”, “Müslüman bir kişi Alevi bir kızla evlenemez”, “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değildir”, “Feminizm ahlaksızlıktır” ve “Piyango bileti almak kumardır ve haramdır” gibilerinden fetvalar vermeye başlamışsa,

DİB, yılbaşı kutlamalarını “gayri meşru tutum ve davranışlar” olarak tanımlamışsa, 

DİB, web sitesinde, “Kızlar 9, erkekler 12 yaşında buluğ çağına girer” ve “Buluğ çağına giren kişiler evlenebilir” ifadelerine yer verebilmişse,

Son 16 yılda, DİB’de çalışan 3 bin 771 kişi, öğretmen olarak atanmışsa,

DİB, ülkede 90 bine yaklaşan cami sayısını az buluyorsa,

DİB, 81 ildeki camilere gönderdiği hutbede, ailelerden çocuklarını din dersine göndermelerini istemişse,

DİB, “Din eğitimi üç yaşında başlamalı” demişse ve okulöncesi eğitim kurumları açmaya başlamışsa,

Bir caminin Kur’an kursu açılış töreninde,  çocuklar mehter marşıyla yürütülmüş, erkek çocuklara takke ve kız çocuklara da pembe türban takılmışsa, 

Hutbe sırasında Türk Telekom'un reklamını yapan imam ile camisine AKP liderinin fotoğrafının da yer aldığı afişler asan imam görevden alınmazken, 'Camiler rant kapısı oldu' diye isyan eden imam, açığa alınmışsa,

DİB, 16 Şubat 2018 Cuma günü camilerde okunan diyanet hutbesinde, muhalefet liderini eleştirecek hale gelmişse,

DİB, 18 Mart 2018 günkü Cuma hutbesinde, Atatürk adını anmadan Çanakkale Zaferine değinmişse,

Yurttaşlığa dayalı Türkiye Cumhuriyeti’nin Diyanet başkanı, Filistin'de yaşananlara çözüm olarak, ülkelerin/halkların değil de, “Ümmetin bir araya gelmesini” önermişse,

İslami tüm inanç ve mezheplere eşdeğerde ve İslam dışı inançlara da saygıyla yaklaşacak şekilde kurulan DİB, son yıllarda tek bir din ve mezhep hakkında iktidarın sözcüsü konumuna gelmişse,

Toplumu din toplumuna dönüştürmek için iktidarla birlikte çalışan DİB, bütçeden en büyük payı alan kurumlardan biri haline gelmişse,

DİB’in genel tutumu nedeniyle toplumda farklı inanç sahiplerine gösterilen saygı giderek azalırken dindar-dinsiz ayrımı giderek keskinleşiyorsa, çocuk istismarı, çocuk evlilikleri ve kadına karşı şiddet artıyorsa,  

DİB, Diyanet’e tepki gösterenlere “darbeci” suçlaması yapmışsa,

1990’larda Türkiye’ye “ılımlı İslam’ı” öneren Batı,  “Türkiye'de Diyanet siyasi İslam'a teslim oluyor” diyecek hale gelmişse (19.1.2018),

Yukarıda özetlenen anlayış ve tutum içinde olan DİB, 

  • hazırladığı “Gençlik Çalışmaları Yönergesi”ne göre, okulları düzenli aralıklarla ziyaret edip gençlerle iletişime geçecekse,
  • okulların yoğun olduğu mahallelerde gençler için, “cazibe merkezi” olacak Diyanet Gençlik Çalışmaları Merkezleri açacaksa,
  • bakanlıklardan belediyelere, emniyetten STK’lere ve muhtarlardan apartman yöneticilerine kadar herkesle ‘işbirliği’ yaparak her yere vaiz gönderecekse, 

Dinin siyasallaşmasını önlemek ve toplumsal huzuru korumak için, bu DİB’in yeniden yapılandırılmasının zamanı gelmemiş midir?

[email protected]