Bir kaotik gelişme daha

Bakanlıktaki kaotik durumlarla ilgili olarak internette arama yaparken, gözden kaçırmış olduğum, “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”  ile karşılaştım. Bu kanunla üç üniversite kuruluyor. İlki bir devlet üniversitesi olup “Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi” adını alıyor. İkincisi Bilal oğlanın TÜRGEV’i tarafından kurulan “İbn Haldun Üniversitesi” ve üçüncüsü de, 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından kurulan “İstinye Üniversitesi” adını alıyor.

Bu yasa pek çok ilginçlikleri ve yenilikleri (!) içeriyor. Nisan şakası gibi, 1 Nisan 2015 tarih ve 6441 sayılı bu yasa, Resmi Gazetede 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü yayımlanmış. Yasa önemli (!) olunca Resmi Gazete, bayram tatilinde bile mesai yapmış.

Bu yasayla yükseköğretim ve eğitim sisteminin gelecekte nasıl yapılandırılacağının ipuçları veriliyor.

Anayasasına göre laik olan devlet, ilahiyat fakülteleriyle yetinmeyip bizzat “İslam” üniversitesi açıyor!

Son yıllarda ilahiyat yerine İslami Bilimler Fakültesi açma furyası bu yasayla da devam ediyor. İslam Üniversitesindeki 7 ve İstinye Üniversitesindeki 9 fakülteden biri İslami İlimler Fakültesi oluyor. İlginçtir, üniversite adında “İslam, Bilim” sözcükleri kullanılırken fakülte adında, “İslami ilim” sözcükleri kullanılıyor!  Devletin bilim-ilim konusunda bile kaotik bir kafaya sahip olduğu anlaşılıyor.

Bu yasayla ilk kez devlet üniversitesinde, geçmişte çok karşı çıkılan bir “Üniversite Danışma Kurulu” oluşturulup AKP iktidarı devam ederse yükseköğretimin nasıl yeniden yapılandırılacağı gösteriliyor. Bu danışma kurulu, tamamen AKP’lileşmiş olan şu kurum ve kuruluşlardan oluşuyor: Millî Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, YÖK Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TÜBİTAK Kurumu Başkanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı, YURTKUR Genel Müdürlüğü.

Şimdiden örneğin, İslam üniversitesinin kız-erkek ayrımı konusunda YURTKUR’dan danışma hizmeti alacağı belli oluyor. Danışma kurulunu oluşturacak bu devlet kurum ve kuruluşlarının, İslami bilim/ilim konularında danışmanlık yapabilmek için, önümüzdeki yıllarla dağa çok “İslam” ile haşır neşir olacakları da belli oluyor.

İşin bir ilginç yanı, 2547 sayılı yasa gereği üniversitelerden sorumlu olup onları denetleyen YÖK, bu yasayla üniversitenin bir de danışmanı durumuna getiriliyor!

Yasanın getirdiği bir başka ilginçlik, bu İslam üniversitesini desteklemek üzere, Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesini Güçlendirme Vakfı’nın kurulması oluyor. Yasaya göre,  “Maliye Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Millî Eğitim Bakanı ile orta, lise ve yükseköğretim öğrencilerini burs ve yurt temini ile desteklemek üzere kurulan kamu yararına faaliyet gösteren dernekler ile vergi muafiyeti tanınan vakıflardan Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen beş dernek veya vakıf” bu vakfın kurucularını oluşturuyor. Güçlendirme vakfının kurucu üyelerinin de AKP’lileşmiş kurum ve kuruluşlardan oluşacağı görülüyor.

Bundan sonra açılacak devlet üniversitelerinin AKP’lileşmiş kişilerden oluşan Danışma Kurulları ile yine AKP’lileşmiş kişilerden oluşacak güçlendirme vakıflarının kıskacına alınacağı anlaşılıyor.

İlginçlikler bunlarla da bitmiyor. Yasa, AKP’lileşmiş kişilerin kuracağı bu güçlendirme vakfına, “okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, lise düzeyinde özel eğitim okulları açma” yetkisi veriyor. Açılacak bu özel okulların, İslam üniversitesine öğrenci yetiştirmek için nasıl canla başla çalışacaklarından şüphe duyulmuyor.

İşin bir başka ilginç yanı, yine ilk kez, bu güçlendirme vakfının açacağı özel okulları, milli eğitim bakanlığı (MEB) ile güçlendirme vakfının müştereken denetlemesi oluyor.  Bu durum, TÜRGEV ‘in imam hatip müdürleriyle toplantılar yapmasıyla başlayan MEB-(İslami) vakıf ilişkilerinin yaygınlaşıp eğitim hizmetinin giderek bu tür vakıflara devredileceğini gösteriyor.

Bu yasayla, hem MEB hizmetlerinin hem de üniversitenin piyasalaşması ile gericileşmesinin yeni boyutlar kazanıp sistemin kaotik durumunun daha da içinden çıkılmaz hale geleceği belli oluyor.

Bu yasayla, AKP’nin genel seçimleri kazanma beklentisiyle, “Hedef 2023” hedefini gerçekleştirme yönünde bir adım daha attığı görülüyor. AKP’nin, gerektiğinde MHP’nin de desteğini alarak, bu danışma kurulu ile güçlendirme vakfını muhaliflere bırakmamak için siyasal kaosu bile göze alacağı da belli oluyor.  

Kaotik durumları önlemenin tek yolunun bu iktidardan kurtulmak olduğu bir kez daha görülüyor.

[email protected]