Bakanlığın 2017 faaliyet raporu

Mazeret değil ama, 24 Haziran başkanlık seçimleri, yeni bakan ve vizyon derken 2017 yılıyla ilgili raporlara değinmemişiz. Oysa ortalık milli eğitim bakanlığının ve bazı kuruluşların raporlarından geçilmiyor. 

Örneğin bakanlığın raporlarından biri, 2018’de yayımlanmış ve kapak sayfasında ‘Faaliyet Raporu 2017’ ikinci sayfasında se ‘Milli Eğitim Bakanlığı 2017 Yılı İdari Faaliyet Raporu’ adını taşıyor. Bu iki farklı başlık bile raporun ciddiyetini göstermeye yetiyor. Bakan Yılmaz, sunuş yazısında, “Millî Eğitim Bakanlığı olarak herkesin eğitim ve öğretime eşit şartlar altında erişmesi, çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve davranışı kazanması, girişimci, yenilikçi, dil becerileri yüksek, iletişime ve öğrenmeye açık, öz güven ve sorumluluk sahibi, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmesi ilk önceliğimiz olmaya devam etmektedir” diyor!  Bu ifadenin tam da tersini hedefleyen 2017 öğretim izlencesini (müfredatını) uygulamaya koyan bakanın bu sunuşu, raporun ciddiyetini bir kez daha göstermiş oluyor. 

245 sayfalık raporun genel bilgiler adını taşıyan ilk bölümü, vizyon, misyon, yetki ve sorumluluklar ile idareye ilişkin bilgileri içeriyor. Örneğin Tablo 5’e göre, bakanlığın 12’si Müslüman ülke olmak üzere 34 ülkede yurt dışı teşkilatı bulunuyor. Yurt dışı teşkilatı, nedense Libya ve Suudi Arabistan’da olmasına karşın Katar, Malezya, Tunus ve Ürdün gibi pek çok Müslüman ülkesinde bulunmuyor. Tablo 6’dan 1.319 kişinin Engelli Ataması olduğu, 46 kişinin 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu Kapsamında ve 5 kişinin de Kılık Kıyafet Nedeni ile atandığı yazılıyorsa da, bu ifadelerin ne anlama geldiği açıklanmıyor. 22.026 öğretmen de sözleşmeli olarak atanmış. Tablo 8’de, emekli olan ya da ayrılan öğretmen sayısı19.217 olarak veriliyor. Bu veriler, öğretmen açığının 100 binin üzerinde olduğu bakanlıkta, kadrolu öğretmen atanmadığı gibi, neredeyse ayrılan öğretmen kadar atama yapıldığı anlaşılıyor. Bakanlığın ciddiyetsizliği bir kez daha su yüzüne çıkıyor. Bu bölümdeki veriler, personel sayısının 984.354’e çıktığını, 50 yaşını dolduran kıdemli personelin bakanlıkta pek kalmadığını, bakanlık çalışanlarından 1.326’sının doktora ve 86.147’sinin de yüksek lisans derecesine sahip olduğu anlaşılıyor. Ancak öğrenim düzeyi bu denli yüksek olan bir bakanlığın raporlardaki ve uygulamalardaki ciddiyetsizliğini anlamak mümkün olmuyor. Tablo 14’den de 325 özel öğrenci yurduna karşın ancak 239 resmi kurumun denetlendiği anlaşılıyor! 

İkinci bölümde 2015- 2019 Stratejik Planı Amaç ve Hedeflere yer veriliyor.  

Faaliyetlere ilişkin bilgi ve değerlendirmeler adını taşıyan üçüncü bölümde mali ve performans bilgileri yer alıyor. Burada yer alan bilgilere göre, örneğin Kazakistan’daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesine 8 ve Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesine 14 milyon, Türkiye Maarif Vakfına da 163 milyon yardım yapılmış! 

Performans bilgilerinde de yine son plandaki amaç ve hedefler yanında,  2017 Yılı Performans Hedefi açıklanıp o hedefle ilgili faaliyetlere yer veriliyor. Örneğin ‘2017 yılında takdir veya teşekkür belgesi alan öğrenci oranını artırma’  performans hedefi, imam hatip ortaokulları dışında kalan okullarda gerçekleşmiyor. 2017 yılında disiplin cezası/yaptırım uygulanan öğrenci oranını azaltma hedefinde ise azalma değil aşırı yükselme oluyor!

Raporun ciddiyetsizliği ve/ya da okullar arasında ayrım yapması, bakanlığın,

  • ‘Zorunlu eğitim net okullaşma oranı hedefini’ yüzde 100 değil de yüzde 90,66 olarak belirlemesinden, 
  • öğrencinin kültür, sanat ve spor faaliyetlerine katılımı için, temel eğitimde bir faaliyetten söz etmezken, ortaöğretim ile mesleki eğitimde 3,  imam hatiplerde ise 8 faaliyet gerçekleştirmeyi hedeflemesinden,
  • eğitim ve öğretimden erken ayrılma oranını örneğin yüzde 10-15’lerde değil de yüzde 34,81 ve açık okullardaki aktif öğrencilerin sayısını da azaltmak yerine (raporda yer alan şekliyle) 1.709.426,00 olarak hedeflemesinden, 
  • çırak öğrenci sayısını 79.913,00 olarak hedeflemişken bu sayının 1.246.955,00 olarak gerçekleşmesinden,
  • kesirli olma olasılığı olmayan kişi sayılarını, yukarıda görüldüğü gibi, 1.709.426,00; 79.913,00; 1.246.955,00 olarak göstermesinden de

belli oluyor. 

Kurumsal kabiliyet ve kapasitenin değerlendirilmesi başlıklı dördüncü bölümde de sistemin üstünlüklerine ve zayıflıklarına değiniliyor

Raporun öneri tedbir ve beyan başlıklı son bölümünün beyan kısmı iki fotokopi sayfasından oluşuyor. İlk sayfa, bakanlık müsteşarının imzası ile “Bu raporda yer alan bilgilerin güvenilir, tam ve doğru olduğunu beyan ederim” gibi ifadeleri içeriyor. İkinci sayfada da Strateji Geliştirme Başkan vekilinin imzası ile “Bu raporun ‘Mali Bilgiler’ bölümünde yer alan bilgilerin güvenilir, tam ve doğru olduğunu teyit ederim” gibi ifadeler yer alıyor. Bu beyanlarla Sayıştay raporunda ortaya çıkan mali yolsuzluk arasında bir ilişki ya da çelişki olup olmadığı merak konusu oluyor. 

[email protected]