Bakan’ın İlk Dersi: Ayrımcılık!

AKP’nin eğitim bakanı, “En iyi bildiğim konuyu anlatmak istedim” diyerek, okulların açıldığı ilk gün “temel insan hakları, ayrımcılık, ayrımcılığa karşı mücadele ve hoşgörü” konusunda ders vermiş!

Yedi yıllık AKP iktidarını düşününce, AKP’nin türlü çeşit ve değişik nitelikteki ayrımcılıkların kaynağı olduğu görülüyor. Gerçekten de bakan haklı, ayrımcılığı iyi bildiğine şüphe yok. Ona inanmayanların AKP’nin yaptıklarına şöyle bir göz atması yetiyor.

AKP iktidar olduğunda haklarındaki yolsuzluk dosyalarının bir bölümünü kaldırmak için yasa değişikliği yapmadı mı?

KİT’lerin satılmasıyla toplumsal varlıkların yok pahasına yandaşlara aktarılması bir yana, yaklaşık 200 bin kişinin işsiz kalması, bir milyonu bulan aile üyelerinin yoksullaşması, geçim derdi nedeniyle çocuklarının okuldan ayrılması AKP’nin işi değil mi?

27 Eylül Pazar günü gazetelerde yer alan bir habere göre, 35 yaşın altındaki genç nüfus arasındaki işsizlik oranı yüzde 32’yi buluyor. Evlenme çağında ya da yeni evli gencecik ve toplumun en dinamik kesimini oluşturan üç insandan birinin işsiz-güçsüz kalması, başkalarının bakımına muhtaç olması kimin suçu?

AKP’nin karar ve uygulamaları, genelde, AB, ABD ve anamalcı küresel güçlerin lehine, ülke ve toplum aleyhine oluyor.

AKP’nin her alanda kadrolaştığı biliniyor. Kadrolaşma, bir bakıma daha yetkin olanlar varken kamusal görevlere kendi adamını getirmek ya da AKP çıkarına davranmayıp yansız görev yapan yetkin kişiler yerine yandaşını görevlendirme anlamına geliyor.

AKP, 800’den fazla imamı Diyanet’ten eğitime öğretmen olarak transfer etmedi mi TÜBİTAK’ı ve YÖK’ü kendi yandaşlarıyla doldurmadı mı? Şimdi yandaşlardan rektör seçilmiyor mu? Bir ilin polis müdürü bile, poliste “F tip” kadrolaşma olduğundan söz etmiyor mu?

Asgari ücret açlık sınırının altında tutulurken milletvekiline, batı ülkeleri ortalamasının çok üstünde, asgari ücretin 18 katı maaş veriliyor.

Her gün gazetelerde AKP döneminde ihalelerin yandaşlara verildiğinin haberleri yer alıyor. Eşlerin türbanlı olması ihalelere girenlere kolaylık sağlıyor.

Cumhuriyet ilkelerinin savunucusu Türkan Saylan’ın cenazesine AKP’den bir Allah’ın kulu gitmiyor. “Son Osmanlı”nın cenazesinde hükümetin neredeyse yarısı hazır bulunuyor ve de cenazede cemaatlerin gövde gösterisi yapmalarına izin veriliyor.

Eskişehir’de camiyi andıran kubbeli bir lise inşa ediliyor Erzurum’da bir ilköğretim okulunun bahçesine, iki tarikat üyesinin “sembolik” mezarları dikiliyor Türkiye’nin bir İslam ülkesi olduğu ders kitaplarına giriyor.

Telefon görüşmeleriyle “Ergenekoncu” sayılanlar terörist muamelesi görüyor ve tutuklanıyor Deniz Feneri davası ise aylardır bir gıdım ilerlemiyor. Ergenekon’da sanık olmak için bir “itirafçı” yeterken haklarında yolsuzluk dosyaları olan AKP bürokratlarına dokunulamadığı gibi milletvekili dokunulmazlığına da dokunulmuyor.

Devlet okuluna para vermeyen AKP, yoksulun anasının-ablasının okulu temizlemesine yol açarken varsılın binlerce dolar vererek kayıt yaptırdığı vakıf okullarına bütçeden para aktarıyor.

Yoksul askerde kolunu, bacağını ve canını kaybediyor varsıl bedelli askerlikle durumu kurtarıyor.

Yoksul bir trafik kazasına karışınca, yaşamı kararıyor. Kaza yapan bir yetkilinin oğlu olunca, ona dokunulmuyor.

Mahkemeler Alevileri muaf tutan kararlar verse de, insan haklarına aykırı olsa da, AKP, Sünni-Hanefi ağırlıklı din kültürü ve ahlak bilgisi dersini hâlâ herkese zorunlu olarak okutmaya devam ediyor.

AKP döneminde laiklik ve bilimsellik karşıtlığı her geçen gün artıyor. Başbakan dahil pek çok AKP’li, “Devlet laik olur yurttaş laik olmaz” diyor. AKP “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu için mahkum oluyor. Başbakanın sıkışınca, “Ulemaya soralım” demesi ve AKP’nin kadrolaştığı TÜBİTAK’ın evrim kuramına karşı çıkması, bilimselliğin dışlandığını gösteriyor.

Gazetelerde, son iki yılda kaybolup bulunamayan çocuk sayısının 1.446’yı bulduğu yazıyor. Bu kadar çocuğun yaşamı bir başka kanala sürükleniyor, bu kadar ailenin yaşamları kararıyor.

Mahalle baskısı, içki yasağı, türban dayatması, çocukların Kuran kursuna ve imam hatiplere gönderilme baskısı, ulaşım araçlarında çağdaş görünümlü yaşlı kadınlara yer vermeyenlerin sayısı vb. durumlar her geçen gün artıyor.

AKP’nin genel dünya görüşünde, eşcinsel kavramının yeri bile yok. Son günlerde eşcinsel olduğu ortaya çıkanların, hakem olsun polis olsun, yaşamları alt üst oluyor.

Kadının eve kapatılması ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesi, kızların birkaç bin liraya satılması, töre ve namus cinayetleri, kadınların intihar etmesi ve kadınlara dayak atılması gibi olaylar AKP döneminde her gün artıyor. Üstelik töre/namus cinayetlerinde “gelenek” indirimi yapılıyor!

Kısaca AKP ayrımcılığın daniskasını yapıyor.

Bakan haklı, en iyi bildiği konunun ayrımcılık olduğu bakan oluşundan belli!