Avcı, avcılığa devam ediyor!

Milli Eğitim Bakanı Avcı, herhalde söylediklerine inanan var ki, inciler döktürmeye devam ediyor! Avcı, “Mesleki ve teknik eğitim alanındaki çalışmaların, toplumdaki olumsuz algının düzelmesine katkıda bulunması” umudunu açıklayıp “Çünkü bu olumsuz algı, başarılı gençlerin mesleki eğitimi tercih etmesinin önündeki en önemli engellerden birini oluşturuyor. Ancak mesleki eğitimde kaliteyi yükselttiğimizde bu olumsuz bakışın da büyük oranda kırılmaya uğrayacağını söyleyebilirim” diyor!

Avcı’ya sormak gerekiyor: “Ey Avcı! Başarılı öğrenci, yoksul olup mecbur kalmadıysa, mesleki eğitimi (5’inci sınıfta imam hatibi ya da 9’uncu sınıfta bir mesleki-teknik alanı) niye seçsin ki? “Sen meslek lisesinde niye okumadın? Bugün, öğrenci olsan meslek lisesine gider miydin, çocuğunu meslek okuluna gönderir miydin?

Başarılı öğrenci, mesleki eğitimi niye seçsin? Ara eleman olmak için mi? İşverenler tarafından emeğinin sömürülmesi için mi? O mesleğe takılı ve bağımlı kalması için mi? Meslek lisesinde okuduklarını üç aşağı beş yukarı gideceği meslek yüksekokulunda da okuması için mi? Gelecek ufkunu daraltmak için mi? Hekim, hukukçu, mühendis, iktisatçı, işletmeci, sosyolog, psikolog, … olma olasılığını daha küçük yaşlarda ortadan kaldırmak için mi?

İmam hatipler, meslek okulları ve açık lise, amaçları, ders programları ve bu kurumlardaki eğitim-öğretim süreçleri bakımından genel liselerden dağlar kadar farklı okullar. İmam hatiplerde imamlık ve meslek okullarında da bir ölçüde meslek becerisi kazandırılsa da, bu okullardaki bilişsel ve duyuşsal hedefler genel liselerdekinin çok gerisinde kalıyor. Başarılı öğrenci, Avcı’nın bildiği bu gerçeği bilmiyor mu ki, mesleki eğitimi neden seçsin?

Başarılı öğrenci, Avcı’nın genel liselerin çoğunu kapatıp diğerlerini sınavla girilecek Anadolu liselerine neden dönüştürdüğünü bilmiyor mu, mesleki eğitimi neden seçsin?

Anımsarsınız, 2012 başlarında 4+4+4 yasa taslağı gündeme geldiğinde, taslağın gerekçelerinden birinde, kesintisiz eğitim uygulaması nedeniyle, “mesleki ortaöğretimdeki teknik altyapı donanımı atıl kalmış ve güncelliğini yitirmiştir” denerek taslak meşrulaştırılmak istenmişti. Oysa Avcı konuşurken sınır tanımadığını gösterip “Aslında mesleki eğitimde kaliteyle ilgili kaygıların giderilmesine yönelik son 10 yılda çok önemli adımlar atıldı, önemli projeler hayata geçirildi. Ancak öncelikli meselemiz fiziki altyapının güçlendirilmesi ve okullaşmanın yaygınlaştırılmasıydı” diyor! Çok değil daha geçen yıl, yani AKP iktidarının 10’uncu yılında, “donanımı atıl kalan ve güncelliğini yitiren” mesleki ortaöğretimdeki teknik altyapı, sanırsınız ki son 1,5 yılda nitelikli ve güncel hale getirildi!

Avcı, Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Kalitesinin Geliştirilmesi Projesi ile “İş piyasası ile eğitim arasındaki bağın güçlendirilmesinin amaçlandığını” söylüyor. Başarılı öğrenci ise, AKP’nin getirdiği yasaların ve uygulamaların, mesleki eğitim öğrencisinin piyasa tarafından daha çok ve daha kolay sömürülmesine yol açtığını biliyor bu projeyle piyasa ile eğitim arasındaki bağın güçlenmesinin öğrencinin çok daha fazla sömürülmesine yol açacağını da biliyor bu öğrenci neden mesleki eğitimi seçsin ki?

AKP’leşen YÖK, 22 Aralık 2008’de, mesleki teknik eğitim okullarına öğretmen yetiştiren Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerinin kapatılmasına, Teknik Eğitim Fakültelerinin Teknoloji Fakültesi, Mesleki Eğitim Fakültelerinin Sanat ve Tasarımı Fakültesi, Ticaret ve Turizm Eğitimi Fakültelerinin de Turizm Fakültesi olarak yeniden kurulmalarına karar veriyor. Yeni kurulan bu fakülteler, adlarından da anlaşıldığı gibi, eğitim fakültesi niteliğinde ve öğretmen eğitimi amacıyla kurulmuyor. Sonra da Avcı kalkıyor, “İyi eğitim almış öğretmenlerin mesleki eğitimin kalitesini yükseltilmesinde en önemli aktör olduğundan” dem vuruyor!

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Büyükelçi J. M. Ripert ile Avcı aynı telden çalıyor. Mesleki eğitimle ilgili olarak, AB’nin politikaları doğrultusunda Türkiye’de ciddi adımlar atıldığını ifade eden Ripert, Türkiye’nin AB’nin ucuz işgücü kaynağı olacağı güveni ve rahatlığı içinde, “Türkiye’de meslek standartları doğrultusunda iş piyasasına cevap verebilecek çalışmalar yürütüldüğünü” söylüyor!

Başarılı öğrenci, mesleki eğitimin öğrencinin gereksinimlerine değil de iş piyasasının gereksinimlerine yanıt veren bir sisteme dönüştüğünü biliyor neden mesleki eğitimi seçsin ki?

Bu kandırmacalara bakanlık müsteşar yardımcısı S. Çelik de katılıp, “Mesleki ve teknik eğitime yönelik projeyle nitelikli insan gücünün sağlanacağını, istihdamın artırılacağını, mesleki eğitime ilginin yükseltileceğini” savunuyor!

Oysa Avcı da, Çelik de, Ripert de biliyor! Nitelikli insan gücü için öğrencinin devinimsel edinimlerinden daha çok bilişsel ve duyuşsal edinimler kazanması gerekiyor. Bu edinimleri kazanan öğrenci öğrenmeyi öğrendiği gibi yeni becerileri de kolaylıkla öğreniyor, değişimlere çabucak uyum sağlayabiliyor, öğrenmelerini yaşamboyu sürdürebiliyor, ekip çalışmasına yatkın oluyor ve yaratıcı olabiliyor. Bunun yolu da güç değil, tüm liselerin genel lise olması ve mesleki eğitimin de meslek yüksekokullarında verilmesi yetiyor.

Gereğini yapmak yerine, emek sömürüsünü pekiştirmek için toplumu kandırmak işlerine geliyor.