Günlerin ardından dost selamı

Pınar Aydınlar'ın “Günlerin ardından dost selamı” başlıklı yazısı 7 Nisan 2013 Pazar tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Kayıpların, anıların, tutsaklıkların yine yad edildiği bir hafta geçirdik.

Önce 1 Nisan. Yaşadığımız coğrafyada başımızda şaka gibi adamların yaptırım uyguladığı bir gerçek.

Bir yandan da sinema tarihinin unutulmaz aktörü, yönetmen, senarist, halkın hem sanatçısı hem de savaşçısı Yılmaz Güney’in doğum tarihi. 1 Nisan ertesi böylesi güzel bir adamı anarken karşımıza “akıllı insanlar” çıktı.

Boş bakan gözlerle ağzını bile açamayan, katıldığı toplantıda “Arkadaş! Bu memleket tutukluların, haksızlığa uğrayan işçilerin, tutuklu öğrencilerin memleketi. Muhaliflere sokak ortasında polisin her anda sıktığı biber gazları, yasaklanan sanat, sanatçı. Zeynep Kuray gibi nice tutsak gazeteci arkadaşla dolu bu memleket” diyemediler.

Sonra tarih, 5 Nisan Cuma günü. “Avukatlar günü” artık “mücadele günü”.

“Kimseler dokunamaz bizim suçsuzluğumuza” derken önce Kürt avukatların, arkasından ÇHD ve HHB avukatlarına yapılan baskı terörü keyfi tutuklamalar, komplolar...

Davalarımın savunucusu dostum Taylan Tanay, hayata dönüş operasyonunu kaleme alan Güçlü Sevimli, defalarca oturup çay içtiğim Naciye Demir, gurur duyulası çocukları yetiştiren Şükriye Erden ve diğer avukat dostlar! Siz yokken çok yalnız hissedebiliriz kendimizi, ama ben sizi ve sizler gibi mücadelede halkın ve Güler’in, Engin’in işkencede, tecritte ezilenlerin sesi olan tüm avukat dostlarımızı bir Yılmaz Güney şiiriyle selamlamak isterim, beraberce göğe bakarken...

BİR GÜN

Hangi zorluğu
yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde
bu insanca sevgiyi.
Güzel günler
zorlu duraklardan
geçer sevdiğim.
Damla damla
birikiyor insan.
Damla damla sevgili…
Bir gün
akıp gideceğiz hayata.
Duvarlar yıkılacak,
açılacak bütün kapılar
bilesin.
Benim yüreğim
sensin şimdi
seni vurur durur…
Ve yine damla damla
çoğalıyorsun içimde.