Türkiye'yi Kürtler mi kurtaracak?

NATO'ya bağlılık yemini etmiş bir general Yugoslavya'yı örnek gösterince insanın aklına ne gelebilir ki? İlker Başbuğ, ABD ziyareti sırasında istisnasız her gün konuştu. Mesajlarını vermek için Vaşington'u güvenli bir yer addetmiş olacak ki, Türkiye'nin hemen hemen her meselesi hakkında yorum yaptı. Bölünme ve Kürt meselesi söz konusu olduğunda da bir NATO generalinin Yugoslavya örneğini vermek için NATO'nun lider ülkesinin başkentini seçmesine niye şaşıralım. Türkiye'de de iklim uygun nasıl olsa..

Genelkurmay Başkanı Başbuğ, ABD Savunma Bakanlığından aldığı şeref madalyasını çıkarmadan aman Yugoslavya'ya benzemeyelim demiş. Yugoslavya'yı gördünüz işte, ulus devletin çivisi çıkınca ne hale geldi diye eklemiş. Gerçekten ironik olmuş. Ya da Başbuğ hepimizle dalga geçmiş.

Yugoslavya'nın bölünmesinin üzerinden çok zaman geçmedi. İnsan hafızası unutmakla maluldur. Ancak bunu unutmak için henüz erken. Üstelik unutmamak için onca sebep ortada duruyorken...

Yugoslavya'yı NATO böldü. Sosyalist kampın dağılmasının ardından Avrupa'da ortaya çıkan boşluğu iyi değerlendirdiler. Önce halkları birbirine düşürdüler, her türden faşizmi ve milliyetçiliği destekleyerek kan dökülmesini sağladılar. Uygun ortam oluştuğunda da Avrupa'nın en güzel kentlerini günlerce bombaladılar. 1999 yılında önemlice bir bölümü sivil olmak üzere yaklaşık 4 bin kişinin ölümüne, 10 binden fazla insanın yaralanmasına sebep olan bu bombardıman, Yugoslavya'nın bölünme sürecinin en önemli adımıydı. NATO saldırısından sonra, Yugoslavya'nın bölünmesini durdurmak artık olanaksızdı.

Başbuğ bunları bilmiyor mu? Komutanın, Balkan kökenli olmasından dolayı, Balkan siyasetiyle diğerlerinden daha ilgili olması, Balkanlar hakkında daha derin bilgiye sahip olması beklenebilir. Ama bu kökeni bırakalım bir kenara, Başbuğ, Brüksel'de defalarca görev yapmış bir generaldir. NATO'nun en üst düzey karar organlarında Türkiye'yi temsil etmiş bir kişinin, üstelik Brüksel'deki son görevini 1995-97 yılları arasında yapmış birisinin, NATO'nun Yugoslavya'daki rolünü bilmemesi olanaksızdır. O yıllar NATO planının belirginleşmeye başladığı, faşist-milliyetçi para-militer çetelerin ve satılmış siyasetçilerin beslenip palazlandırıldığı ve organize edildiği zamanlardır. Tüm bunlar olurken geleceğin genelkurmay başkanı ne yapmaktadır, bunu ancak Başbuğ bilebilir. Ancak Başbuğ karargahta dolanırken bunları hiç duymamış mıdır? Kulağına da mı çalınmamıştır? Hadi olmadı, 1989 yılında Belçika'da Lojistik ve Enformasyon'dan sorumlu bir birimde çalışan Başbuğ, uzmanlık alanı "bilgi" olan bir bölümden gelme deneyimiyle bunları tahmin de mi etmemiştir?

Türkiye, Yugoslavya olmasın öyle mi?

Yugoslavya nasıl Yugoslavya oldu peki? Başbuğ'un deyişiyle Yugoslavya'nın çivisini kim çıkardı?

Bu defa biz değil, NATO generalleri anlatsın, biz dinleyelim. Ama Vaşington'dan anlatsınlar. Göğüslerinde ABD'den aldıkları madalyalar olsun. ABD'liler için pek çok şey söyleyebilirsiniz, ama pragmatizmlerine laf edemezsiniz. Boşa iş yaptıkları pek vaki değildir. O madalyaları da kime vereceklerini iyi bilirler. Kimseye de süs olsun diye Pentagon madalyası vermezler. Generaller sussun, madalyaları konuşsun o halde...

Yugoslavya nasıl bölünmüş onu anlatsınlar. Yanı başımızda Yugoslavya bölünürken akıllara ziyan bir şekilde zil çalıp tempo tutan Türkiye'nin üst düzey bir yetkilisinin Yugoslavya örneğinden dem vurmasından bahsetsinler.

O sırada hangi hakların tanınacağı, uzlaşmanın nasıl bir eksende gerçekleşebileceğinin altı Vaşington'da kalınca çizilsin ve aynı zamanlarda Obama, Türkiye'nin kara kaşı kara gözü için Avrupa Birliği masalını yeniden ısıtsın.

Görev bilinciyle kendinden geçenler, bağıra çağıra, Kuzey Irak'ı ve Kürtleri işaret etsin. Yalnızca Avrupa Birliği'ne değil, onların hayalinde kurdukları bir ülkeye giden yol Erbil aktarmalı olarak Diyarbakır'dan geçsin. Memleketi, onlarca yıldır bu insanlar tarafından yok sayılan, ezilen Kürtler'in "kurtarmasına" az kalsın. Kürtleri ve Türkleri Vaşington'a bağlayan tüm raylar bir kez daha döşensin. Türkiye'nin çözülüş planlarında Kürtler bir kez daha haksız yere merkeze oturtulsun.

Sonra hep birlikte Yugoslavya'yı hatırlayalım yeniden. Bir daha bir araya gelmesi neredeyse imkansız hale gelmiş halkları...

Yugoslavya'dan Vaşington'a döşenen rayları...

Türkiye'yi Kürtler mi kurtaracak?

Elbette öyle, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye'yi, Kürtler ve Türkler birlikte kurtaracak. Yeni bir ülkeyi el ele kuracaklar. Kürtlerin, patronların, generallerin ve emperyalistlerin planlarındaki "kurtarıcı" rolünü reddetmelerini sağlamak bu yürüyüşün en önemli adımlarından birisi olacak.