Türkiye siyasetinde CHP mucizesi

Türkiye siyasetinde hep birlikte bir mucizeye tanık oluyoruz. Memlekette olan bitenle pek de ilgilenmeyen bir parti hâlâ büyük bir çoğunluğun sesi olmayı başarabiliyor. CHP, bu ülkenin partisi değilmiş gibi davranıyor. Üstelik siyaset tarzı öyle sessiz, öyle sakin ki, CHP bu haliyle bugün bir Kuzey Avrupa ülkesinde dahi muhalefet görevini üstlenemez durumda.

Belki bundan birkaç on yıl önce, o ülkelerde sosyal devlet uygulamaları revaçtayken CHP iş görebilirdi. Ama bugün, Türkiye ile kıyaslanamasa dahi, Kuzeyin bir zamanların müreffeh ülkelerinde dahi sorunlar ağırlaşıyor ve o sorunlar bile belli ki CHP’nin bu haline ağır gelecek.

Kasım seçimlerinden bu yana CHP, AKP’ye neredeyse bir tek konuda dahi diş göstermiş değil.

Ülkenin yarısı yangın yerine dönmüş, devlet vatandaşlarını katlediyor, CHP politika geliştirmiyor. Türkiye bölgede AKP’nin kanlı oyunlarıyla felakete doğru sürükleniyor, CHP susuyor. Laiklik adına elde kalmış kazanımlar birer birer tasfiye ediliyor, CHP lideri ülkenin en terbiyesiz, en aşağılık laiklik düşmanlarından birisinin cenazesinin peşine düşüyor.

Ne bekliyorsunuz diye sorulacaktır...

Biz CHP’den bir şey beklemiyoruz. CHP bu zaten. Problem CHP’yle değil, CHP’ye oy vermiş, partiyi desteklemiş insanlarla ilgili.

Mucizeyi de CHP değil onlar yaratıyor. Tek bir beklentilerini dahi karşılamayan bir partiye destek olmaya devam ediyor, onu el üstünde tutmayı sürdürüyorlar.

Elbette hiç kimse CHP’ye, AKP’ye koltuk değnekliği yapsın diye oy vermedi. Partilerinden öncelikli beklentileri iktidar olması, olamazsa da kendilerini her düzlemde temsil etmesiydi. CHP seçmenlerinin bir bölümünün her şeye rağmen partilerinin kendilerini temsil ettiğini düşündüğünü biliyoruz.

Peki ya böyle düşünmeyenler? Partilerinin AKP karşısındaki hal ve gidişatını hiç beğenmeyenler... Ülkeyi değiştirme beklentisini emanet ettiği partisinden umudu kestiği için ne yazık ki Türkiye’den de umudu kesenler... Üstelik bunu ilk kez değil bilmem kaçıncı kez aklından geçirenler... Onlar ne yapıyor?

Sayıları hiç az değil ve her defasında yine de CHP dedikleri, yarın seçim olsa çoğunlukla bir kez daha CHP diyecekleri için siyaset mucizesini onlar yaratıyor işte.

Ama yarın seçim yok. Ülke bir süre daha katil ve hırsızlardan oluşmuş bir çeteye emanet ve insanlara sandıktan başka bir yol göstermeyen sosyal demokrat partinin bu süre boyunca ne yapacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Kasım’dan bugüne ne yaptıysa onu yapacak, üç ayda oluşan hayal kırıklığı katlanarak büyüyecek. Hem seçim olsa bu partiyle ne değişecek?

Kimse memleketin haramilerin elinde eriyip gitmesini bir sonraki seçime, üstelik yine aynısının yaşanacağına duyulacak derin korkunun gölgesinde kullanılacak bir oy için beklenecek seçime kadar elleri kolları bağlı durup izlemesin. Kimse kendisine bu kötülüğü yapmasın.

Bu korku, bu endişeyle yıllar nasıl geçer. Zaman böyle nasıl boşa harcanır...

Türkiye çaresiz de değil, seçeneksiz de...

Bu ülkede AKP’ye hiç boyun eğmemiş, patronlara karşı hep yoksulların ve emekçilerin yanında saf tutmuş, laiklik ve yurtseverlikten hiç taviz vermemiş insanlar var.

Her defasında yarattığınız siyaset mucizesiyle bir partiye taşıyamayacağı görevleri yüklemek ve umutsuzluk, hayal kırıklığı ve karamsarlıkla boğuşmak yerine yapacağınız yalnızca onlara kulak vermek. Beraber yürümeniz gereken insanlar onlar ve emin olun sizi yarı yolda bırakmayacaklar.

Bu yazı haftalık siyasi dergi Boyun Eğme'nin 14. sayısında yayınlanmıştır.