Seçimden sonra pişman olacaksınız

Türkiye'nin kaderini değiştirecek seçimlere bir haftadan daha az zaman kaldı. Büyük gün yaklaşıyor… Böyle yazıyor, böyle konuşuyorlar.

Ya yalan söylüyorlar, ya hayal görüyorlar…

Üstelik bunu iddia edenlerle siyasette gerçekçi senaryolar peşinde koşmak gerektiğinde ısrar edenler aynı kişiler. Gerçekçi senaryo dedikleri de bir türlü devrilmeyen AKP ile koalisyon projesi. CHP'si de HDP'si de bu yolla iktidardaki bir partiyi geriletmeyi düşünüyor ve şaka yapmıyorlar. Küçük ortak olarak girecekleri bu koalisyon vesilesiyle koalisyonun büyük ortağını geriletmenin yolunu da bulmuşlar. Belli ki bu iki parti de AKP'yi taklit ederek, geniş bir kesimin kafasını karıştırmayı hedefliyor. Kafalar öyle karışacak ki, artık kimse Türkiye siyasetinde kim kimdir ayırt edemeyecek ve o karmaşa içinde aslı gerileyecek. Her yer AKP olunca, asıl AKP'nin bir hükmü, bir manası kalmayacak.

Koalisyon ortağı büyük AKP'nin yancısı olarak küçük AKP veya AKP'ler…

Küçüğün hiçbir konuda AKP'nin arkasında kalmaması, hatta her konuda onu zorlaması lazım tabii. Siyasetin kuralı bu çünkü.

Üstad Said-i Nursi'ye verilen selamlar, Medine Sözleşmesine yapılan atıflar, türban ve çarşaf sevgisi, siyaset meydanlarında ağızdan düşürülmeyen ayetler hep bu yüzden oluyor. Vaşington ve Berlin'e selamlar bundan dolayı gönderiliyor.

Patron örgütlerinin kapıları bu nedenle aşındırılıyor. Yoksa kimse patron örgütleriyle kavga etmek için buluşmuyor, bu toplantılarda mallarınıza el koyacağız, yeter artık işçinin alın terini sömürdüğünüz, siz çok yediniz biraz da işçiler yesin denmiyor. Bunları demedikten sonra, öğrenci evinde menemen yiyen parti liderine ilk afiyet olsunu elbette patronlar diyor, tekstil atölyesinde tezgah başında işçilerle çektirilen fotografları ise parti liderleri hiç zahmet etmesin patronlar onların yerine çerçeveletip duvara asıyorlar. Çünkü Türkiye'de her patronun duvarında, işçilerle yenen yemeğin fotoğrafı vardır; yine, patronu işçilerle tezgah başında gösteren resim fabrikanın baş köşesinde asılıdır. Paranın hakim olduğu bu aşağılık düzeni en iyi o fotoğraflar anlatır...

AKP'yi AKP'yle geriletmek, AKP iktidarından yine AKP'nin iktidar olduğu bir koalisyon hükümetine geçmek, AKP'ye karşı Türkiye'ye yine AKP gibi seslenmek… Türkiye'yi değiştireceği iddia edilen formüller bunlar işte.

Evet ya yalan söylüyor, ya hayal görüyorlar.

Türkiye'nin kaderi böyle değişmeyecek. Bu kafayla girilen seçimlerden bir sonuç çıkmayacak.

AKP'lerden AKP beğenmek, partilerin AKP'lileşme yarışına dönüşen bir seçimde, bu partilerden birine oy vererek bu yarışın galibini belirlemek zorunda değilsiniz.

Çünkü iddia edilenin tersine bu seçime dört parti girmiyor.

Her şeye rağmen, bu tabloyu içinize sindiriyor olabilirsiniz, HDP'nin çizgisinden memnun, CHP'nin performansından mutlusunuzdur. Kürt ulusal hareketinin parçası veya inanmış bir sosyal demokratsınızdır belki. Ya da gericilik karşıtlığı abartılıyor, işçiler patronların sayesinde ekmek yiyor, ABD bizim en iyi dostumuz diye de düşünüyor olabilirsiniz. Belki de bu meseleleri hiç dikkate almıyorsunuzdur. O halde oyunuzu, AKP'ye karşı yürütülen anlaşılmaz ve sonuç almayacağı kesin stratejiye rağmen yine bu iki parti için kullanacaksınız. Türkiye'de seçimler bu bağlamda da bir değişikliğe yol açmayacak ve çoğunluk böyle yapacak zaten.

Ama bu AKP'lileşme yarışından biraz olsun rahatsızsanız ve kafanızda soru işaretleri varsa; bayağı sevdiğiniz bu memleketin geleceğinden duyduğunuz kaygıyı bir türlü gideremiyorsanız; yoksulluğu, açlığı, hayatın her alanına hakim olan dinselleşmeyi, ekmek peşinde ölen işçileri, savaştan kaçarken boğulan çocukları, öldürülen veya şiddet gören kadınları kendinize dert ediyorsanız; her sabah mutsuz uyandıktan sonra akşama kadar yaşadıklarınızdan dolayı bir öfke bombası halinde yatağa giriyorsanız; meseleniz büyükse ve bu düzenden umudunuzu kesmişseniz; patronlara ve paranın saltanatına düşmansanız; Amerika, Almanya ve benzerlerinden nefret ediyorsanız; hayatımızı her taraftan kuşatan yalancılık ve yapaylıktan tiksiniyorsanız; size dayatılan bu yaşamın bir veya daha fazla uzvuyla kavgalıysanız; eşitsizliği, haksızlığı, zorbalığı sindiremiyorsanız; her fırsatta boyun eğmeyeceğim diye haykırma isteği duyuyorsanız…

Bunlardan herhangi birini düşünüyor veya hissediyorsanız ve gidip oyunuzu bu iki partiden birisi için kullanırsanız, sizin için de bu seçimde bir şey değişmeyecek ve pişman olacaksınız.

Yapmayın. Bu defa pişman olmayın ve hayatınız ve ülkenizi değiştirmek için bir adım atın. İşe  düşünce ve hislerinizi anlayacak, düşünce ve hislerinizde sizinle ortaklaşabilecek komünistlere oy vererek başlayın.

Devamına hep birlikte karar vereceğimize ve sonrasında yine hep birlikte hareket edeceğimize emin olabilirsiniz.