İnsanlık Tarihinin Yürekli Çocukları

Amerika Birleşik Devletleri, aya inişin 40. yılının tüm dünyada kutlanması için ön ayak oldu ve pek çok ülkede ABD'nin uzay programının bu başarısı tekrar hatırlandı. ABD, yaptıklarını pazarlamaktaki maharetini sürdürüyor. 40 yıl önce de böyleydi, bugün de aynı şekilde devam ediyorlar. ABD'nin aslında aya hiç inmediğini iddia eden teorilerin bu denli ilgi çekmesine rağmen hem de... ABD bu karşı teorileri dahi aya inişin 40. yıldönümünü daha büyük bir şatafatla kutlamak için kullanabiliyor.

ABD'nin 40 yıl önceki başarısı da buydu zaten. Aya gitmek değil, aya gitmeyi sosyalizme karşı verilen savaşta işe koşulmak üzere müthiş bir ideolojik cephaneye dönüştürebilmek... ABD, Sovyetler Birliği'ne ve dolayısıyla sosyalizme, en güçlü olduğu alanlardan birinde gol atıyordu. Çünkü aslında Sovyet uzay programı ABD'nin çok daha ilerisindeydi. Hem ay seferinden önce, hem de ay seferinden sonra, Sovyet uzay çalışmaları insanlık tarihinin pek çok ilkine imza attılar. Hangi açıdan bakarsanız bakın, bu ilklerden herhangi birisinin aya adam göndermekten daha önemsiz adımlar olduğu söylenemez. Uzaya giden ilk erkek ve kadının Sovyet vatandaşları olmaları, aya inen ilk aracın, uzaydaki ilk istasyonun Sovyet imzası taşımasının önemini kim inkar edebilir? Ancak bunların hiçbirinden sonra ABD'nin yaptığını Sovyetler Birliği becerememiştir. Ne bu başarıların hemen sonrasında, ne de bu başarıların hatırlanması gerektiği zamanlarda. Bir ideolojik mücadele böyle kaybediliyor işte.

Üstelik, Sovyet uzay programının son dönemleri pek çok açıdan sosyalizmin çözülüşüne benzer. Zaten tersi mümkün de değildir. Çünkü herhalde Sovyetler Birliği tarihinde uzay programı kadar her şeyiyle sosyalizmle özdeşleşmiş pek az alan vardır. İdeolojik olarak kaybedilmiş bir muharebede, maddi olarak rakibini taklit etmeye çalışmak, Sovyet uzay programına son darbeyi vuracaktır. Oysa, sosyalizmin uzay insanları, o ana kadar hep kendi yollarını çizmiş, bir dünya görüşüne göre hareket etmişlerdir. Yaptıklarında ve yapmadıklarında insanlığa fayda esastır. Bu bağlamda, Sovyet uzaycılarının hiçbir konuda ABD'den geride kalmadığının altı çizilmelidir. Ta ki, klasik soyuz uzay araçlarını bırakıp, aslında uzaya insan ve makine göndermek için son derece verimsiz bir yol olan uzay mekiği projesini tercih etmek gibi yollara sapana kadar... Örneğin bu kararın arkasında hiçbir teknik veya bilimsel gerekçe yoktur. İdeolojik olarak uzay mekiğinin albenisi altında ezilen Sovyetler Birliği bu tercihiyle uzay programının ölüm fermanını imzalarken, bize sosyalizmin neden kaybettiğinin de güzel bir örneğini gösterir.
Şimdi, ABD kendi çocuklarının başarısını yeniden gözümüze sokup aya inen ekibi tekrar tekrar gündemin ilk sıralarına taşırken, aslında onları değil insanlık tarihinin tüm yürekli çocuklarını hatırlamanın tam vakti.

Çünkü 20. yüzyılın en yürekli insanları arasında çoğunluk hiç tartışmasız sosyalizmin çocuklarındaydı.

İnsanoğlunun böyle yürekli insanlara her zaman ihtiyacı vardır. Onlar, ortaçağın karanlığını yırtıp bilmedikleri denizlere açılan gemiciler, uçmak sevdasıyla yanıp tutuşan ilk havacılar, küçücük bir kapsülde hayallerin çok ötesinde bir yolculuğa çıkıp uzaya gitme cesaretini gösteren erkek ve kadınlardır. Bu denemeleri yapanların her birindeki motivasyonun birbirinden çok farklı olduğu açıktır. Kapitalizmin serpilmeye başladığı dönemde okyanusları aşmak için yelken açanlarla, "bütün başarıların mimarı" olarak Sovyetler Birliği Komünist Partisi'ni gören Gagarin veya dokuma tezgahından uzay gemisinin kumandasına geçen Tereşkova'nın ruh halleri, amaçları, bir insan olarak yaptıkları işi kavrayışları nasıl aynı olabilir?

Ancak bu örneklerin bazılarında çok belirgin, bazılarında ise bir yan tema olarak belirgin olan her insanda görülemeyen bir cesaret, bilinemeze duyulan karşı konulmaz bir istek ve sınırları aşmak konusundaki muazzam şevktir.
Koşullar uygun olduğunda, insanoğlunun önünü işte bu tür insanlar açmıştır kendisine sunulanla yetinen korkaklar ya da her defasında sınırlara boyun eğen tembeller değil... Ya da bugüne bakıp, olabilecek her şeyden umutsuzluğa kapılan, bir amaca ulaşmak için hiçbir çaba harcamayan teslimiyetçiler hiç değil...

Sanatta, bilimde ve elbette siyasette insanlık için atılan adımların pek çoğunda isimli isimsiz, ünlü ya da ünsüz bu insanların imzası var. Aslında olağanüstü kahramanlardan değil, bizden biraz daha umutlu, biraz daha cesur, biraz daha çalışkan, biraz daha inanmış insanlardan söz ediyoruz.

Sovyet uzay programını ve insanlık tarihinin tüm yürekli çocuklarını tekrar hatırlarken, insan olmanın gereklerini konuşuyoruz. Geçmişte hep atılmış ve emin olun gelecekte de kesinlikle atılacak o adımları atmak, bir kez daha insanoğlunun önünü açmak için...