Başbakan hafta sonu Tuzla'da üretilen bir gemiyi denize indirme törenine katılmış ve törende tersane patronlarına son derece önemli mesajlar vermiş (!) Başbakan, tersane patronu Metin Kalkavan'ın iş cinayetlerinden dolayı maruz kaldıkları eleştirilerden yakındığı konuşmasına karşılık patronlara hitaben aynen şunları söylemiş:
"Metin kardeşim (Kalkavan) hüzünlü bir konuşma yaptı. Halbuki duygusal, hüzünlü olmayacağız. Atalarımızın güzel bir lafı var 'Benim abdestimden şüphem yok ki, namazımdan şüphem olsun'. Yaptığım işi ben eğer inanarak yapıyorsam, doğru yapıyorsam 'Yola emin adımlarla devam edin' deriz. Bu sektör büyüyor mu kardeşim, büyüyor. Buna ihtiyaç var mı kardeşim, var. Türkiye'de bu kadar işsiz insan var mı? Var. 5 binden 35 bine çıkıyor. Diğer taraftan 'işsizlik, işsizlik' diyeceksin. Öte yandan iş temin edildiğinde de 'Niçin bu yanlışlar var?' diyeceksin."
Başbakan'ın patronlara mesajı son derece açıktır. Diyor ki Başbakan: Siz kar ediyor musunuz? Üç, beş bin kişiye emek kapısı oluyor musunuz? O zaman "yola devam" öldürün öldürebildiğiniz kadar işçiyi...
Başbakan, patronlara vermiş olduğu mesajla kapitalist sistemin temel mantığını en ince biçimde özümsediğini göstermektedir. Liberalizmi benimsemiş politikacıların hemen tümünün düşünceleri Başbakan'ın dilinden dökülenlerle aynıdır. Ama pek çok siyasetçi toplumdan alacağı tepkileri düşünerek bu sözleri dilinin altında tutmayı tercih eder. Başbakan'ın aklındakileri saklamayıp açıkça dile getirmesi, kimileri tarafından bir "cesaret" belirtisi ya da "itiraf" olarak nitelendirilebilir. Ancak, söylenenlerin içeriğine, hele de bu sözlerin sarf edildiği törenin yapıldığı Sedef Tersanenin siciline baktığımızda daha farklı nitelendirmelere ihtiyaç olduğu ortaya çıkar.
Kalkavan'lara ait olan ve Sedef Tersanesi, Tuzla'da en geniş üretim alanına sahip ve sadece Türkiye'de değil dünyada üretimin en hızla arttığı tersanedir. Bu özelliklerinin yanı sıra 101 işçinin yaşamını yitirdiği Tersaneler Bölgesinde yer alan Sedef Tersanesi, daha 19 yaşında Giresun'dan kalkıp umudun, ekmeğin peşine düşen Onur Bayoğlu'nun 14 Ocak'ta 31 yaşında ardında bir eş, üç çocuk bırakan Ali İhsan Çam'ın ise 30 Martta iş cinayetine kurban gittiği yerdir.
Böyle bir mekanda en ufak bir duygu kırıntısı dahi taşımadan kapitalizmin sömürü mantığını ortaya koyan Başbakan'ın bu konuşması Limter İş Sendikası üyelerince protesto edilirken Başbakan, konuşması sonrasında bir grup tersane işçisi (muhtemelen Dok Gemi İş Sendikası üyeleridir) ile iftar yemeği yemiştir.
Tuzla tersanelerinde yaşanan bu "ironik" tablo, kapitalist sistemin içinde bulunduğumuz dönemini ve bu dönemin Türkiye'de yaşam bulma halini yansıtması bakımından son derece anlamlıdır. Bugün, Türkiye'de kapitalist sistemin gelişimi süreci ve emek-sermaye mücadelesinin seyrini öğrenmek isteyenler bu tablodan yararlanabilirler..!