Kuzgun dilli insanların arasında...

Özgür Keşaplı Didrickson'ın "Kuzgun dilli insanların arasında..." başlıklı yazısı 21 Şubat 2013 Cumartesi tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Zekası ve olağanüstü vokal yeteneği ile bilimcilerin ilgisini çeken kuzgun, E. A Poe’nun ünlü şiirinden Nuh Tufanı öykülerine dünya kültüründe büyük yere sahip. Kuzgun, eşimin kabilesi Tlingitleri de kapsayan Kuzeybatı Pasifik Sahili yerlilerinin mitolojisinin de önemli figürlerinden, Yeryüzünü, nehirleri yaratan bir deniz kabuğunun içinde insanları bulan onlara ateşi, güneşi veren hep o. Yaratıcılarla ilgili mitlerin aksine dolandırıcı ve düzenbaz olan kuzgun, sözel geleneğe sahip Tlingitlerin öykülerinde muziplikleri ve dili ile çoğunlukla başını derde sokuyor. Belli ki kuzgunun davranışlarıyla ilintili vokal zenginliği, Tlingitlerin dikkatinden kaçmamış.

Karga ailesinin en büyük üyesi olan kuzguna bu bölgede her mevsim, her yerde rastlayabilirsiniz. Evden çıkmasanız bile sesini duymadan bir gün, hatta birkaç saat geçirmeniz mümkün değil. Ne yazık ki 2 ana klanından biri kuzgun olan Tlingitlerin dilini duymanız ise pek kolay değil. Kimi kaynaklara göre 1970’lere kadar yasaklanmış olan Tlingit dili, canlandırma çalışmaları da ancak yakın geçmişte başladığı için günümüzde tehlikede olarak kabul ediliyor. Yaklaşık 15 bin Tlingit yaşıyor ama dilini bilenlerin sayısı ancak 120. Üstelik bu sayının içinde 60 yaşın altında olan çok az kişi var. Yaşlılar teker teker ölürken, yerleri ne dile yetkinlik ne de sayı açısından doldurulabiliyor. Tüm bunların yanı sıra, çok zor bir dil olması nedeniyle Tlingitçenin 50 yıl içinde yok olacağını öngörenler var.

2008’deki Alaska ziyaretimizde, dille ilgili bir atölye çalışmasına katılmıştık. 50 sese sahip Tlingit alfabesiyle o zaman tanışmıştım. Büyüleyici bir tınısı olan, insanı derinden etkileyen bu dile ait 4 sesin başka hiçbir dilde var olmadığı sanılıyor 20’nin üzerinde ses ise İngilizcede yer almıyor. Öğretmenimiz bazı sesleri çıkarmamıza yardım etmek için “Hani kuzgun şöyle bir ses çıkarır ya” demişti. Bu seslerin çoğunu büyük olasılıkla hiçbir zaman çıkaramayacağımı düşündüğüm o gün, Tlingitlerin dillerini de kuzgundan aldıklarına karar vermiştim. Kuzgun dilli insanlardı Tlingitler!

Türkçesi fena sayılmayan ama birkaç cümle dışında dilini konuşamayan eşim, 9 yıl memleketinden uzak yaşayınca son dönemin güzel gelişmelerinden yararlanamamış oldu. Buraya göçmemizin en sevindirici yanı kuzgun dilli insanların arasında yer alarak dilimizi yok olma tehlikesine karşı korumak olacaktı. Uzun yaz ziyaretimden döndüğümde, kocaman bir kuzgun kafası karşıladı beni. Eşimin 2014 yerli kutlamalarına yetiştirmeyi umduğu bu maskeyi Tlingit dersine başladığı sıralarda oyması ne hoştu. Kuzgunun kocaman çeneleri, iple idare edilmeyi beklemeden takırdamaya başlamıştı işte!

Bu dönem, ben de derslere gidiyorum. Ormanda, dağ tepesinde, okyanus kıyısında duyduğum tüm seslerin içinde soluduğu bu güzel dili yaşatmak için sevgi, sabır ve dirençle çabalayanlar arasına katılmış olmaktan onur duyuyorum. Kuzgun dilli olma yolunda yürürken, artık bir Tlingit ismim de var. Suyla, okyanusla ilgili bir isim düşündüğümü söyleyince öğretmenimiz Lance A. Twitchell “sudaki kadın” anlamına gelen “Hintaak shaawát” ismini verdi bana. Kuzgunların çıkardığı en etkileyici sesin damlayan su sesi olduğunu düşündüğüm için de çok sevdiğim ismimin, dilimi kuzguncaya döndürmekte zorlanınca bana güç vereceğine eminim. Bilimciler Alaska’daki bir çalışmada, kuzgunun çıkardığı sesleri yaklaşık 30 farklı kategoriye ayırmışlar. Su sesi de bunlardan biri. Sizce “kuzgunun balinanın içinden çıkarken çıkardığı ses”i biliyorlar mıdır? Öğretmenimizin Tlingit adı Xh’unei işte bu anlama geliyor. Yabanın, suyun, kuzgunun çıkardığı tüm sesleri duyabilen insanlarla çıktığım bu benzersiz yolculukta, öğrendiklerimi ara sıra sizlerle paylaşacağım.