Haziran direnişinin ilk günleri... Henüz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı protestolarını değerlendiriyor. Diyor ki, "Şu anda Twitter denilen bir bela var, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey aslında şu anda toplumların baş belasıdır. Bu denli yalanlar 'Ağaçlarda sallandıracaklar', 'Yüz tane İslamcı kaleşnikoflarla Taksim'e saldırıyor' filan... Toplum bu şekilde terörize edilir. Photoshoplarla cesetler yayınladılar.”
Protestocuları tehdit ediyor arkasından, “Benim de partim var” diyor; “ben şimdi istesem onlar Taksim'e 20 bin kişi mi çıkardı, ben de 500 bin kişiyi Kazlıçeşme'ye çıkarırım. Biz bunu yapacak güçteyiz. Partimin tabanı da 'Biz bunlara karşı sessiz mi kalacağız' diye sürekli bizi aradılar ama biz sükûnet telkin ettik, durduk."
Öfkeli ama Kazlıçeşme’ye çıkarmayı düşündüğü 500 bin kişiye tweet attırmayı akıl edemiyor daha. Twitter ucuz kurtuluyor.
xxx
Haziran Direnişinden bir yıl sonra… Henüz Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sosyal medyayı kullanan bakanlar, siyasiler ve danışmanları sert sözlerle uyarıyor. Diyor ki, "Biz tweet hesabımızdan kimseyi rencide edecek, ‘flaş bir şeyler yazalım, trend topic olsun’ hevesinde değiliz. Ama bu öyle bir hastalık haline geldi ki, bakıyorsunuz bakan arkadaşlarımız bile çıt çıt çıt, elinde cep telefonu sabahtan akşama kadar bunlarla uğraşıyorlar. Bu işten vazgeçsinler, öncelikle bakanlar. Danışman sıfatı taşıyan insanlar çıt çıt çıt, şu kadar tweet attım, şu kadar retweet aldı, elinin körü oldu." Belli ki Arınç Twitter’e hâkim ama “elinin körü” azarıyla girişi engelleyebileceğini sanıyor hala!
Arınç’ın bu Twitter çıkışından iki ay sonra henüz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin mitinginde konuşuyor: “Memleketin her meselesine burnunu sokandan âlim olmaz. Şimdi mahkeme kararı çıktı. Twitter, mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız. Uluslararası camia şöyle der, böyle der hiç umurumda değil. Herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü görecek.” RTE’nin çözümü belli ki “elinin körü” azarından daha etkili. Kapatıyor Twitter’ı… Kapattıktan iki dakika sonra, Türkiye’den atılan tweet sayısı rekor kırıyor.
Birkaç ay sonra meşhur “fetih” kutlaması var. Hala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter hesabından #BirlikteFetihRuhu hastagiyle dört farklı dilde fetih mesajı yayınlıyor. Fethin 562. yılını kutlayan Erdoğan, "Fatih Sultan Mehmet ve şanlı ordusunu rahmetle yâd ediyorum" diyor. Dört dilde hem de!
Bütün bunlar olurken Fransız gazetesi "Le Journal de Dimanche" “dünya liderlerini” Twitter hesaplarındaki takipçi sayısına göre sıralıyor. Listede ABD Başkanı Barack Obama, 55 milyon 844 bin takipçiyle birinci sırada. İkinci sırada 10 milyon 482 bin takipçiyle Hindistan Başbakanı Narendra Modi bulunuyor. Üçüncü sırada kim var dersiniz? Bir süre önce “twitter mwitter kökünü kazıyacağız” diyen Recep Tayyip Erdoğan. 6 milyon takipçi yapmış kendine ki hatırı sayılır bir rakam!
xxx
“Twitter mwitter kökünü kazıyacağız” çıkışından bir yıl sonra. Masa henüz devrilmemiş. Artık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter'dan Kürtçe Nevruz kutlama mesajı atıyor. Mesaj “tek dil, tek bayrak, tek vatan” şiarının “tek dil” kısmına mugayir ama dert eden kim?
Kürtçe Nevruz tweetinden bir yıl sonra. Masa devrilmiş. Henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulunuyor. Açıklamanın nedeni Güneydoğu’ya yapılan sert müdahale. Şöyle diyor: ''Dünya üzerinde hiçbir devlet kendi toprak bütünlüğüne yönelik tehditler karşısında sessiz ve hareketsiz kalmaz, kalamaz. Hiçbir devlet, kendi vatandaşlarının hayatlarının, can ve mal güvenliklerinin silahla, hendekle, bombayla tehdit edilmesine rıza göstermez. Milletin varlığına, birliğine yönelik saldırılara karşı gereken tedbirleri almak, ülkeyi yönetenler olarak bizim en başta gelen vazifemizdir…''
xxx
2 Kasım 2015. 7 Haziran seçimi “tağyir tebdil ve ilga” edilmiş ve terör tehdidiyle yapılan seçimlerden AKP yine galip çıkmış. Hala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter hesabı üzerinden henüz Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu kutluyor. Davutoğlu da yine Twitter hesabı üzerinden Erdoğan'a cevap yazıyor, "Sayın Cumhurbaşkanım, sizden aldığımız bu kutlu davayı daha ileriye taşımaya kararlıyız. 1 Kasım demokrasi zaferi hayırlı olsun…" Daha dün fişini çekmeye çalıştığı Twitter mwitter üzerinden yürütülen politikanın haddi hesabı yok.
Fakat seçimi kazanmak için yürütülen kanlı politika ters tepiyor bir süre sonra. Hala Cumhurbaşkanı içine düştüğü yalnızlığı kırmak için kendi kendini ABD’ye davet ediyor. Kendi kendini davet ettiği için bir parça desteğe ihtiyacı var. Sosyal medyada kampanya yürütmek bu işin en iyi yolu. Twitter'da açılan "#WeLoveErdogan" başlıklı "hashtag" yoğun ilgi görüyor, hatta "trend topic" listesinde yer alıyor. Fakat bir süre sonra Twitter, #WeLoveErdogan etiketini “TT listesi”nden çıkarıyor. Açıklama da yapıyor üstüne; “sahte hesaplar aracılığıyla yapıldı bu” diyor. Sahteciliğe hiç değinmeyen bakanlar, milletvekilleri ve AKP'ye yakın gazeteciler, Twitter'ı “sansür” ile suçluyor.
Hakkını verelim, listede yer aldığı da oluyor ara sıra, gerçek hesaplar yardımıyla hem de. Hala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite diploması olup olmadığına ilişkin tartışma, #MügeAnlıDiplomayıBulsun hashtag’i ile Twitter’da gündem oluyor. Müge Anlı’nın arayışı ise hala sürüyor!
xxx
Twitter’la değil AKP’nin sorunu, twitter kullanıcılarıyla. “Twitter mwitter kökünü kazıyacağız” dediği iş için binlerce kişiyi istihdam ediyor zira. “Aktroller” adıyla nam salan bu toplulukta en düşük aylık ücretin bin liradan başladığı söyleniyor. Haberlere göre bu gurup Gezi Direnişinin ardından oluşturulmuş. AKP’nin sosyal medyadaki “yıkım ekibi” olarak görev yapacakmış. Yıkım dediği, küfür bombardımanı. Elemanlar belli ki küfürden başka Türkçe kelime bilmiyor zaten ki bu da aslında “tek dil” şiarına mugayir!
Özetle Twitter’de etkin olmak için binlerce kişi çalıştırmış. Twitter’dan miting çağrısı yapmış, henüz başbakan olan şahsı kutlamış, cezaya çarptırılan Mursi’ye destek vermiş, Kürtçe Nevruz kutlaması yapmış, taraftarlarını fetih şenliğine çağırmış, kandil mesajı yayınlamış, Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kutlamış. Hatta kendi hesabından kendisinin doğum gününü kutladığı bile vaki. Bir de TV’de canlı yayındayken tweet attığına şahit olunmuş ki, büyük sihir!
Ama olmamış, yapamamış, Twitter’ın sahici cemaatine yenilmiş hep. O da sansüre başvurmuş bunun acısını çıkarmak için. Twitter tarafından altı ayda bir yayınlanan şeffaflık raporuna göre, Türkiye sansür başvurunda yine dünya birincisi. O kadar ki, 2015’in ikinci yarısında mahkeme kararlarıyla kaldırılması istenen 480 başvurunun 450’si Türkiye’den gelmiş.
xxx
TIR’larla silah taşıdığı, desteklediği, yol verdiği IŞİD’liler havalimanını havaya uçurdu geçtiğimiz günlerde. Onlarca masumu öldürdü. Çıktı konuştu o da, her zamanki gibi. İslam’la alakası yoktu olup bitenin, zaten yapanlar Müslüman da değildi, cehenneme gideceklerdi. Tabii hiçbir gazeteci “Eylemciler Müslüman değilse Şintoist olduğundan mı şüpheleniyorsunuz?” diye soramadı.
Sonra saldırı sırasında sosyal medyada tartışılan taksicilerin fahiş ücret istediği iddiaları soruldu. Şöyle dedi: “Biliyorsunuz ben bu sosyal medyaya karşıyım. Bundan dolayı da bana çok saldırı da oldu. Ben bu Twitter’a filan hepsine karşıyım ve bunları paylaşmıyorum. Kendim de kullanmıyorum. Benim adıma kullananlar var, o ayrı mesele. O ahlaksızlığı yapanların ahlaksızlığı kendi üzerinedir. Bunları hiç takmayın.”
O konuşmanın ardından Twitter’daki aktif küfürbaz sayısı aniden düştü.
xxx
Kendisine yandaş olmayanlara bütün kapıları kapattı. Bütün gazeteleri havuza doldurdu, havuza dolduramadıklarına kayyum atadı. Bütün televizyonlar Tayyip Radyo Televizyonu. Hangi kanalda kimin konuk alınacağına bile bizzat karar veriyor. Onu eleştirmek fiilen yasak, eleştirenler herkes “hakaret” iddiasıyla mahkeme kapılarında. Üniversiteleri susturdu, kürsülerini yandaşları ile doldurdu. Liseleri imam hatip yaptı. (Çok şükür bir kısmı ona rağmen ayakta.) Genelkurmay Başkanını nikâh şahidi atadı, yüksek Yargı Başkanını çay toplamaya götürdü. Valiler, kaymakamlar, muhtarlar maaşlı memuru. Çıt çıkmıyor ülkede ama huzursuz hala.
Bir kuşu susturamıyor çünkü…
Twitter mwitter diye hafife almayın sakın, Tayyip mayyip’in kâbusu Gezi’den beri!