Ne Molla, ne Asena, ne Murdoch!

Popüler olmak ve bunu sürdürmek zorunda kalmak zor şey. Tuhaf işler yaptırır insana. Geçen gün, 6 Mayıs’ta, Denizleri anmak isteyen bir “şair” “adam asmaca” oyunu ile yapmaya kalkıştı bunu. Bu kadar mizansene ihtiyaç duymak zorunda kalmasının nedeni takipçilerine “konumuna yakışır” bir mesaj vermek zorunda hissetmesiydi. İzliyorum, mesajını şiiriyle veremeyince ya oyuncak gösteriyor okuyucularına ya da adam asmaca oyunu oynuyor. Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz.

Başka örnekleri var. Reis bütün TV’leri kapatınca bir Amerikan kanalı moda oldu malum. Fox TV, önde gelen Amerikan tekellerinden birinin Türkiye yatırımı. Sahibi Rupert Murdoch dünyanın en zengin medya patronlarından. FX veya FOX ibaresi ile yayın yapan bütün kanallar onun. 350’den fazla eğlence, spor, tematik, belgesel ve film kanalı ile 45 farklı dilde 1,8 milyar insana ulaşıyor. Tabii “The American Way of Life”ının propagandasını yapıyor. İşte sahipliği böylesine açık olan Fox TV’nin Karamehmet Gurubundan devşirme sunucusu İsmail Küçükkaya şöyle bir paylaşımda bulundu geçen gün: Teşekkürler Türkiyem İyiki FOX var. Ülkemizin bağımsız kanalı; nefes borusu. #Demokrasiİçin  

Dedim ya tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Adam asmaca oyunu ile idamları protesto etmek, Amerikan tekeli ile bağımsızlıkçılık yapmak imkân dâhilinde artık. Böyle olunca aşırı bir özgüven geliyor insanın üzerine. Mesela Murdoch’tan bağımsızlık devşiren tip, geçen gün başka bir paylaşımda bulundu. Oy vermemek için artık kimsenin mazereti yok. #Demokrasiİçin diyordu bu kez. Ekteki görselde Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Molla, Doğu Perinçek sıralanmıştı. Herkes boy sırasındaydı, oyu en az olan en sondaydı. Gerçi bu sıralama kazananın kim olduğunu da gösteriyordu ama olsun! Görselin üzerine de #Demokrasiİçin mottosu tekrar iliştirilmişti. E, Murdoch’dan bağımsızlık çıkabiliyorsa, bu tablodan da demokrasi çıkar! Bu da mesajını haberle veremeyenin Murdoch’tan bağımsızlık, faşizmden demokrasi devşirme oyunudur.

***

Utanılası bir oyunun tam ortasındayız. 16 yıllık diktatörü oy vererek, sandık başı bekleyerek yenebileceğimizi söylüyor birileri. Herkes oynamaya aday, herkes meclisten de cumhurbaşkanlığından da umutlu. Kani Beko bile istifa edip, CHP barikatlarına koştu. Hâlbuki terk ettiği sendikacılık ülkedeki en karanlık döneminde. İktidarın eki olmuş çoğu. Geride kalanlar işlevsiz, güçsüz. İşçi sınıfı kaderine terk edilmiş, kapitalistler tarafından biner biner öldürülüyor. Sendikada yapamadığın neyi yapacaksın mecliste?

Zaten aday adayları parti kapılarında hizaya girerken Meclis kendini feshetti. Kadir Sev arkadaşımız soL’da yazdı. Bakanlar Kuruluna, yeni Anayasa için gereken uyum düzenlemelerinin KHK’lar ile yapması için yetki verilmesinin öngörüldüğü yasa tasarısı yangından mal kaçırır gibi kabul edildi. Bu yasayla, Cumhurbaşkanı ant içip görevine başlayıncaya değin Bakanlar Kurulunun KHK çıkarma yetkisinin sürmesi öngörülüyor. Yani 24 Haziran günü parlamento yenilenmiş, bakanlar kurulu kaldırılmış, Cumhurbaşkanı seçilmiş bile olsa kaldırılan Bakanlar Kurulunun KHK çıkarma yetkisi devam edecek. Bu kural Komisyonda ve Genel Kurulda çok eleştirildi ve hiç olmazsa 24 Haziran’da bitsin denildi. AKP, bu itirazları duymadı/umursamadı. Ne demeye geliyor? Seçim sonrasında oluşan Parlamento aritmetiğine ve seçilecek Cumhurbaşkanının Tayyip Erdoğan ya da bir başkası olmasına bakarak uyum KHK’ları yeniden yazılacak.

Cumhurbaşkanı birinci turda seçilememişse daha kötü. İkinci turun sonucu beklenecek. Cumhurbaşkanı Parlamento bileşimini beğenmez yenilemeye karar verirse aylarca KHK’lar ile yönetileceğiz. Özeti şu; Erdoğan meclissiz yönetimi garantiye alıyor.

Özetle meclise girenin ballı maaş ve ballı emeklilikten başka elde edeceği hiçbir şey yok.

***

Bir hatırlatma daha. Hiçbir sol partinin alınmadığı seçimlere Hüda Par adlı karanlık odak girebiliyor. Bu durumda neye kime güveneceksin? Elde kala kala Murdoch kanalı ile üç beş düzen bekçisi kaldı. Ama çok şükür kurtuluş yakın, birinci turda olmasa ikinci turda garanti!

***

Döndük dolaştık geldik aynı noktaya. Bu tabloda tartışacak, tereddüt gösterecek ne var? Düzen kıvranıyor, kendisini yıkımdan kurtaracak çare, kuşatmadan kurtaracak yol arıyor. Olursa Tayyip, olmazsa benzerleri sırada.

Biz mi? Murdoch’dan bağımsızlık, molla ile asenadan kurtuluş beklemeyeceğiz. Mollamız, asenamız yok çok şükür ama bağımsız adaylarımız var. Gidip onlara basacağız mührü. Biz oyunu bozacağız. Mecburuz…