Yenicami tıraşı…

Ülkenin durumu vahim ama senin durumun daha vahim be kardeşim.

Satmışsın anasını dünyanın.

Seril serin kumlara, dudak bük ona buna, hor gör, aşağıla sonra iki mesaj salla ve çık her şeyin üstüne tepin.

Her haltı sen bilirsin.

Nasıl resim yapılmalıdır, heykel, müzik, sinema, tiyatro nasıl olmalıdır, roman nedir, hikâye ve şiir ne işe yarar, hangi kültürel varlıklar kime aittir, her çöplükten toplanmış ahkâmların var!

İkinci kadehten sonra memleket kurtaran sofraların mezesi olursun, şuh kahkahalar arasında iki çocuğun gözyaşı, iki ölü bedeninin buza kesmiş yüzü gelip durmaz karşında, haspa bir kırıtışla usturuplu bir küfür savurur savuşturursun gerçeği.

Utanmaz arlanmazın tekisin yani.

Yeni yapacağın ‘işten’ kaç para kazanacağının çetelesini tutarsın.

Hangi kan emici soysuza, hangi aparılmış ‘işini’ sanat diye ‘kakalayacağının’ yollarını ararsın.

Saraya kapaklanmışlara fısıltıyla ‘soytarı’ der, ama bu kepazeliğin çevresine halka olmuş gericilik merkezlerine ‘mal’ pazarlarsın.

Ülke ülke, kapı kapı dolaştırılırsın, kul olursun üç-beş sanat sevici asalağa, sırtından din cambazlığı yapılır, kırıtarak alkışlarsın soysuzları.

Kurulan şeytan sofralarının Amerikan salatası oluverirsin.

Telefonun elinden hiç düşmez, içine sinmese de yaldızlı sözcükler paylaşırsın, her yerde bir av bulursun kendine, oyalarsın kof yüreğini.

Yeri geldiğinde balerinsin, oyuncusun, ressamsın, yönetmensin, enstalasyon sanatçısısın, senaristsin, yazarsın, sinemacısın ‘işe yarayacak her yerde’ her şeysin yani.

Sol soslu söylemlerin bazen yüzünü kızartır, utanırsın kendinden, esrik bir başı dönmüşlük her gece esir eder bedenini.

Silahlar ölüm kusuyormuş, ülkenin üstüne kan sıçrıyormuş, işsizlik, yolsuzluk, talan ve yalan çukuruna gömülmüşüz sana ne.

Sana ne açtan, açıktan, adaletsizlikten, katliamlardan, savaşlardan, sanat-sanatçı düşmanlığından, doğa yıkımlarından.

Sana ne çocukların kanlar içindeki gözyaşlarından, toprağa düşürülen bedenlerden.

Kurul sırça kümesine kapıkulluğunu yaşa, savur gökyüzüne sırıtık bir kahkaha ve zavallı özgürlüğünü kutsa.

Sanatmış, hayatmış sana ne.

Sen yitik bir aklın kopyalanmış müsveddesi olarak var oldun ve yitik bir aklın kopyalanmış bir müsveddesi olarak kalacaksın.

Elindeki plastik oyuncağın alınana kadar kin kus, nefret höykür, yalanı kutsa, güce tapın, gericiliğin ahırında eşelen ama uzak dur insanlığın gelecek umutlarından, sanatın başkaldıran isyanından.

“Yeter artık Yenicami tıraşı, yeter!”

[email protected].