Yayındayız…

Beyimize defalarca çağrı yaptım.

“Gelin, sizin seçtiğiniz bir televizyon kanalında, olmadı bir form düzenleyerek yine sizin seçtiğiniz bir mahalle de Beyoğlu'nda talan ettiğiniz kültürel varlıkları konuşalım”

Ses yok.

Katıldığım Radyo ve Televizyon programlarında bu talanları belgeledim, onlarca kez yazdım, sanat örgütleri toplantılarında dillendirdim ve her defasında çağrımı yineledim.

AKM ve Muammer Karaca Tiyatrosu başlıklarında suç işlendiğini duyurdum, savcıları göreve davet ettim.

Ses yok.

Buradan bir kez daha yineliyorum.

Beyoğlu Belediye Başkanı A. Misbah Demircan yanıt verin.

İnsanlığın ortak mirası mimari dokular hiç kimsenin babasının malı değildir, siz kamu görevi yapması gereken bir koltukta oturuyorsunuz, kültürel varlıkları ona buna güzellemek yerine Koruma Kurulu kararları doğrultusunda yenileyip hayata katmakla görevlisiniz.

Tüm İstiklal Caddesi, Galata, Tarlabaşı ve çevresindeki uygulamalarınız Kentsel Dönüşüm kılıfına bile sığmıyor.

Bizler için kangren olmuş birkaç başlığı yineleyerek yanıt vermenizi bekleyeceğim!

AKM herkesten önce sizin alnınızdaki kara lekedir.

Belediye Başkanı olduğunuz ilçenin sınırları içinde yaşanan bu tarihi cinayetin ilk sorumlusu sizsiniz.

Bu konuda çıkıp konuştuğunuz televizyon kanallarında cehaletinize tanıklık ettik.

Süreci bilmiyorsunuz, alınan yürütmeyi durdurma ve Koruma Kurulu kararından habersizsiniz.

Şu an AKM ölüme terk edilmiştir ve siz emir-komuta zincirinin bir parçası olarak susmayı seçiyorsunuz.

Tescilli bir kültürel varlığın çürümeye bırakılması bir Belediye Başkanı için utanç verici olsa gerek.

Çağdaş ve Demokratik toplumlarda onarılıp Tiyatro-Müze olarak hayata katılması gereken Muammer Karaca Tiyatrosu, sizin sayenizde yıkım bekleyen bir mezbelelik haline dönüştürülmüştür.

Anladığımız o dur ki; Siz Muammer Karaca'nın kim olduğunu bile bilmiyor, tiyatro hayatımıza ve insanlığa kattığı zenginlikleri umursamıyor ya da bilerek ve isteyerek düşmanlığınızı gösteriyorsunuz.

O yapının ‘turizm alanı’ olarak ilan edilmesi için gösterdiğiniz çabaların binde birini onarımı için harcasaydınız şimdi orası bir ‘Güzellikler Evi’ olarak yaşıyor olacaktı.

Emek Sineması bahsi rant denen üleşmenin, talan denen aparmanın belgesidir.

Bu konuda ne söylediyseniz tersini yaşadık.

Ya ‘sus’ diyene kulluk etmektir sizi ‘saçma sapan’ konuşturan ya da gerçekten sizi yalan yanlış bilgilerle besleyen kaynaklarınız var.

Mimarlık tarihimizin görmediği, duymadığı ‘Emek sineması birebir en üst kata taşınacak’ gibi bir aldatmacanın baş yalancısı durumuna düştünüz.

Ortaya çıkacak rezaleti birlikte göreceğiz.

İnanın utanacak olan Emek Sinemasını yaşatmak isteyen çoğul olmayacak.

Demirören sizin sayenizde, Beyoğlu'nun orta yerindeki ucubedir.

Rüya ve Lükx sinemalarının, Yeni Komedi Tiyatrosunun talan edilmesini tarih yazmayacak, sizden kent savunucuları bunun hesabını sormayacak mı sanıyorsunuz?

Alkazar Sinemasında ne oluyor Sayın Misbah, kime güzellendi?

Siz o yapının bir tiyatro salonu olarak, sanat ve kültür hayatımızın en önemli yaratı alanlarından biri olduğunu biliyor musunuz?

Bilseniz aklınız şaşar!

Yakındır oradan da bir AVM yükselirse şaşmayacağız.

Bu kentin ve Beyoğlu semtinin en gözde mimari yapısı olan, tarihsel tanıklığı kaynaklara geçmiş Narmanlı Hanı hangi kitaba, yasaya uygun gösterip sattınız?

57 milyon dolara 1880 yılı yapımı bir tarihsel dokuyu ve bahçesinde hayata tanıklık eden ağaçları peşkeş çektiniz.

Buna ne hakkınız var?

Belediye olarak onarıp, kültür ve sanat işlevi olan bir merkez haline dönüştürmek aklınıza bile gelmedi.

Tarlabaşı’nda yaşananlar, hukukun ve adaletin herkes için olduğu ülkelerde tutuklanmanızı gerektirir.

Kiliseler, çeşmeler, her biri en az 200 yıllık mimari açıdan eşsiz yapılar yok ediliyor.

Onartıp kullanımınıza açtığınız, tarihsel geçmişi kayıtlara geçerek tescillenmiş Belediye binanızın tepesine bile utanmadan kaçak kat kondurdunuz.

Susuyorsunuz.

Susmayın, çünkü yayındayız Sayın A. Misbah Demircan, yayındayız ve sizin için ‘sözü dolandırma vaktini’ çoktan geçtik.

Konuşun.

[email protected]