Yassak…

Şimdilik yasak olmayan bazı sözcükler var.

Cumhuriyet, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, kardeşlik, sınıf, hak, adalet gibi.

İstediğiniz gibi, istediğiniz biçimde avazınız çıktığınca bu sözcükleri bağırabilirsiniz.

Tek koşulu var sokağa çıkamazsınız.

Evinde bağır, olmadı çık ıssız bir tepeye oradan bağırabildiğin kadar bağır.

Tersini yaparsan dikkat etmelisin, anında terörist, hain ilan edilirsin, hemen gözaltına alınırsın, davalar açılır, ya para cezası yersin ya da içeri atılırsın.

Örneğin "ekonomik kriz var" diyemezsin, yaşattıkları bu yok oluşun sebebi sen ilan edilirsin ve anında hem de ifadene filan başvurmadan hâkim karşına çıkarılırsın.

Gazeteci olman, ekonomist olman, akademisyen olman, yazar olman, sanatçı olman umurlarında değildir.

Simit fiyatlarından da sen sorumlu tutulursun, akaryakıt fiyatlarından da, doğalgaz-elektrik-su zamlarından da, döviz kurlarının kolbastı oynamasından da.

Memleketin fabrikalarını satan sensindir, derelerini, nehirlerini, göllerini kurutan sensindir, ormanları yakan da sensin, tarımı-hayvancılığı bitirip üreticiyi ağlatan da, işçi haklarını da sen gasp etmişsindir, işsizliği-yoksulluğu kışkırtan da sensin, taciz-tecavüz-hayvan-doğa katliamları da senin başının altından çıkmadır.

450 milyar dolarlık dış borcun tek sorumlusu "ekonomik kriz var" diyenler kimlerse onlardır.

Nereden mi biliyorum?

50’ye yakın yurttaş bundan 7 ay önce “kriz var” dediğimiz için yargılanıyoruz da ondan.

Bu yüzden yukarıda sıraladığım kelimeler ve içerdikleri üstüne davaların yağmur gibi yağdırılacağı günler yakındır.

Abarttım sanıyorsunuz ya, yanıldığınızı anlamanıza az vakit var.

Aslında ipuçları her gün yaşanıyor.

Bugün ülkede basın açıklaması adıyla var olan anayasal hak ve düşünce açıklama hakkı yok edilmiştir.

Hangi şartta olursa olsun mevcut sistemin yamağı olmuş soytarılarına, yürütücülerine filan tek laf edemezsin, adlarını bile vermemiş ol hiç fark etmez, anında davalık olursun.

Nerden mi biliyorum?

Geçen yıl 2 Temmuz Sivas 93 katliamının yıldönümünde hiç kimsenin adını vermeden "diktatör bozuntusu" dediğim için hakkımda açılan “RTE’ye hakaret” davam var oradan.

Din cambazları, tecavüzcü tacir meczuplarla ilgili de laf edemezsin.

Edersen anında hâkim karşına çekilir, para ve hapis cezalarına çarptırılırsın.

Benim gibi.

Cübbeli denen AKP yamağına “soytarı” dedik cezayı yedik, bir diğeri “gazeteci-yazar” bir hatun kişiye “IŞİD sever” dedik gözaltına alındık.

Davutoğlu’na, bakanlarına, “Suriye bataklığına gömdüler ülkemi, kardeş kanı akıtılıyor” dedik, ihbarcıların başvurularıyla davalar açıldı, hepsini kaybettik.

Bir tek AKP sözcüsü Ömer Çelik’in kültür bakanlığı döneminde bana açtığı üç davayı biz kazandık, mahkeme kararı ile “kifayetsiz” olduğu kanıtlanmış oldu.

Bir de Reza Zarraf adlı eski ortakları hırsızın açtığı davanın birini kazandık.

Yukarıdaki yasaklanacak kelimeler içinde "Devrim" ve "Sosyalizm" kelimelerini özellikle sona sakladım.

Bu iki kelime tüm düzen parti ve siyasetçilerinin korkulu rüyaları olduğu için bir iki kelam edelim diye.

Bu iki geleceğin ışıklı günlerini çağrıştıran sözcük de AKP tarafından dava konusu yapıldı.

Urla’da Tiyatro Festivali’ndeki söyleşi sırasında “AKP ve ona ortaklık yapmış çete ile tüm düzen partileri de bilsinler ki, bu pisliği devrimle temizleyip, hepsini çöpe süpürecek erdemli onurlu sosyalist bir çoğul var” demiştim.

AKP Urla teşkilatı dava açılmasını istemiş, savcı da gereğini yapmış.

Sevindim diyebilirim.

Hiçbir koşulda savunmaya gereksinmesi olmayan Devrim ve Sosyalizm kelimelerinin bu ülkedeki karşılıklarını, mahkeme tutanaklarına geçirecek olmak mutlandırıcı.

Hodri meydan!

[email protected]