Umutsuzluk…

Bu nasıl arsızlıktır anlamakta zorlanıyorum.

Her tür pislik ortaya saçılmış, yer-gök hukuksuzluk, adaletsizlik, yer-gök hırsızlık ve adeta onursuzluk ülkenin üstünde bir bayrak gibi sallandırılıyor.

Ne bu 21. yüzyıl Türkiye’sinin dibe vuruşu mu?

Yoksa hep böyleydi de biz mi yanılgılar içindeydik.

Bozuntu bağırıp-çağırıp hakaretler yağdırıp, operasyon üzerine operasyonlarla çaldıklarının üstünü örterken, ‘memleket yurttaşları kör değillerdir, görüyorlardır’ diye avunuyoruz!

Hayır, büyükçe çoğunluğun hiçbir şey gördüğü filan yok.

Yaptığı mitinglerdeki katılımlara, sokaktaki sıradan insanların reaksiyonlarına, işsizlere, esnafa, artık bitirilmiş tüketilmiş üreticilere yetmedi Üniversitelerde ‘hocalık’ yapan satılmışlığa ve elinin altında tuttuğu basının hayâsızlıkta ısrarına bakınca bu gerçeği görmemek yanılgı olur.

Hepsinden öte, adama sunulan ‘sevgi selinin’ ülkemin yoksul emekçileri olması en büyük utanç olsa gerek.

Beceremiyoruz ve böyle giderse yine yenik olan, yine üstüne çıkılıp tepinilen ülkenin onurlu yurttaşları olacak.

Örgütlenmiş cehalettin en tehlikeli düşmanlık olduğu gerçeğini öteleyerek kendi küçük alanlarımızda eşelenip durursak olacağı budur.

Ne ile avunuyoruz?

Sokaklara çıkıp ‘hırsız var’ diye bağırınca mesele çözülüyor mu?
Kavganın içindeki bir avuç insan TOMA ve biber gazı timleriyle tarumar ediliyor, hastanelik oluyor, tutuklanıyor, öldürülüyor, davalar açılıyor, sürülüyor, işlerinden, okullarından atılıyor halk seyrediyor!

Bu ülke yurtseverlerinin okudukları gazetelerin toplam satış rakamlarına, izledikleri televizyonların yoksunluklarına, sanatçılarının, aydınlarının, sendikalarının, sivil toplum örgütlerinin zavallılıklarına bakınca bu seyretme durumunun düzelmeyeceği ortadadır.

Muhalif olan siyasi partilerin durumu ise içler acısıdır.

Bir yarısı gidip başka bir akla yamanmış, diğer yarası ise seçim hesapları ile birbirlerinin kuyusunu kazmanın peşindeler.

El kadar ilçelerde bile ‘pis işler’ çeviren küçük hinlikler yapılıyor!

Burada CHP’den bahsetmeden bu ‘umutsuzluk’ bahsini bitirmek doğru olmaz.

Daha önceleri yazmıştım, kendini AKP’den boşalacağı söylenen yere, yani talanın ve vurgunun merkezine yerleştirmeye karar vermiş, tüm söylemlerini ve adaylarının yüzde doksanını böyle belirlemiş bir yapının sonu hüsran olacaktır.

Bu siyasal namussuzluk ve sahtekârlıktan kurtuluşu basiretsiz bir yetersizlik ve düzeysizlikle aşmaya çalışmak süren pis oyunun parçası olmaktır.

‘Yeni Türkiye’ adıyla din bezirgânlığı, yalan ve para tüccarlığı içine sürüklenmiş bir ülke ancak sahtekârlıklar yerle bir edilerek düzlüğe çıkarılabilir. Bunun içinse kültürel bir donanıma ve devrimci akla gereksinme olduğu açıktır.

Bir yandan ırkçılık okşanıp, diğer yandan dinci gericilik kucaklanınca kapanın elinde kalan bir yapı olmaktan kurtulmak nafiledir.

İşin aslı dostlar sonuç ortadadır, hep birlikte “Beyler bu vatana nasıl kıydınız?” diye bağıracağımız günler yakın!

İnanın yanılmak istiyorum.

Tek umudum var.

O da ülke komünistlerinin onurlu haykırışlarında gizli.

[email protected]