Türban, takke ve şalvarlı eğitim…

Tiyatro oyunlarının, konserlerin, resitallerin dolu olması şaşırtıcı.

Bir şeyler oluyor.

Baskı arttıkça yasaklar, sansür, ötekileştirme, sanat ve sanatçılara küfür ve tehdit gündelikleştikçe yurttaş sanata sarılıyor.

Okumuyoruz diyoruz ama tuhaf şeyler oluyor, bazı kitaplar baskı üstüne baskı yapıyor, bazı eşitlik ve aşk ve barış şarkıları, şiirleri dillere yapışmış, bazı filmler birden fazla izleniyor.

Öte yandan yoksulluk cenderesine sıkıştırılan, çaresizleşen ve buna alıştırılan alanda ise; yalnızca tarikatların elinde 1 milyon çocuk “eğitim” görüyor.

“İstanbul’da 445 tarikat faaliyet gösteriyor.”

Tüm ülkede 2,6 milyon insanın birebir tarikatlarla ilişkisi olduğu gerçeği ise can acıtıcı.

Eğitim çağdaşlıktan ve bilimsel olmaktan uzaklaştırılıp, hurafelerin ve dini usullerin izinde bir karanlığa yol alırken, dinci cambazlık nasıl nemalanacağını çok iyi bildiği bu alanı adeta kumpasa almış durumda.

Bugün hemen hemen tüm dinci vakıf ve dernekler bu alanda cirit atıyorlar.

Denetleyen yok aksine destekleyen var. Milli Eğitim Bakanlığı Ensar Vakfı ve TÜRGEV ile eğitim-öğretim için sözleşmeler yaptı.

Daha önce dillendirmiştim, alandan tek yanıt gelmedi.

Milli Eğitim müdürlüklerinde, okullarda oynanacak tiyatro oyunlarına karar verecek olan komisyonlar bu vakıflardan gelen heyetlerden oluşuyor.

Kimdir bunlar, meslekleri nedir, hayatlarında kaç oyun izlemişler, kaç oyun okumuşlardır, çocuk pedagojisi bilgileri var mıdır, bilinmez.

Bu yüzdendir ki yalnızca “namaz nasıl kılınır, abdest nasıl alınır” adlı müsamereden bin beter rezillikler çocuklara oyun diye sunuluyor.

Üstelik zorunlu din dersleri gibi bu rezillikleri izlemekte zorunlu.

Açıkçası tiyatro sanatının bu en pespaye biçimde kullanılışına göz yumuluyor olması canımı acıtıyor.

Meslek örgütlerinin buna susuyor olmaları ise daha da can yakıcı.

Din simsarları çocuk kitapları ve filmleri alanında da adeta zehir kusuyorlar.

Hayali masallar ve öykülerle çocukları ve aileleri tapınmaya yönlendirerek; bilimi, çağdaşlığı, uygarlığı düşman sayıp milyonlarca yalan söyleyerek akıl yıkıyorlar.

Denetleyen var mı?

Aksine teşvik ediliyorlar, para dahil her tür destekçileri hazır.

Tüm ülkenin imam olmasını öğütleyen bu yüzden imam hatip güzellemesi yapan gazete, kitap, dergi, TV yayınları var, tamamına yakını devlet destekli.

Edebiyat haram, müzik haram, resim haram, matematik, fizik, felsefe, sosyoloji haram, okullarda ya da hayatın herhangi bir alanında evrim tartışması yapmak ise yasak.

“Türban ve takke ve şalvar anaokullarına kadar indi.”

Neredeyse her gün okuduğumuz bu haberleri yakında tamamen görmez olacağız çünkü artık haberini yapmaya bile gerek kalmayacak.

Bir avuç aydınlanmacının bilimsel, çağdaş ve herkes için eşit eğitim çağrıları ve mücadeleleri yalnızlaştıkça başkaca bir şey beklemek nafiledir.

Dilerim; dolu tiyatro salonlarından, konserlerden, okunan kitaplardan “ancak örgütlenirsek kurtuluruz” gibi bir akıl zenginliğinin hayata taşmasıdır.

Yoksa her haklarına ve her şeylerine tecavüz edilen çocuklardan başlayarak yok oluyoruz.

[email protected]