Truva atı…

Çanakkale’deydim, rüzgârı rüzgâr, güneşi güneş, maviliğin içinden hırçın akan köpük köpük lacivert bir su.

Yürekleri zeytin karası gibi üzüm kokulu insanlarıyla dostluklar çoğalttım.

Önce Elleriniz Ve Yalana Dair deyip şiirli-şarkılı bir buluşmayla şenlendik sonra Sanatın Direnişi Direnişin Sanatı söyleşisinde çoğalıp şiir olduk.

Karanlığın ortasında özgürlük ve eşitlik için aşk ile nefes almak, yeni umutların yeşermesine yeni kapılar aralıyor.

Her yaştan insanlığın susadığı sözcükler var. Barış bunlardan biri, bir diğeri kardeşlik, bir başkası ise dayanışma.

Ülkenin haramilerin saltanatından kurtarılması için dayanışma, yalana-talana-adaletsizliğe diklenmek için dayanışma. 

Bitirilen laikliği ayağa kaldırmak, çağdaş ve eşit, özgür, bilimsel eğitime kavuşmak için dayanışma, sanatın, sanatçının özgürlüğü için dayanışma.

Sahildeki tahta atın önünde durdum, tarihsel geçmişini kurcalamayacağım ama benim için ülkemin savrulduğu yerin simgesi bu at. Yasaklanması istenen karikatürde olduğu gibi.

“Ya Allah bismillah” diyerek; sarıklı-cübbeli-kaftanlı-takkeli imamlar, mollalar, tarikat ve cemaat şeyhleri bu atın içinden çıkıp çöreklenirler Anadolu’nun bağrına.

Kâbus gibi ama gerçekliği gün gibi açık. 

Din ile başlarlar simsarlığa, ülkenin her karış toprağına kin-nefret ve düşmanlık tohumları ekmektir işleri.

Kardeşliğin kır bahçesinde yeşermiş ne varsa ezer geçerler.

Birlikte söylenen ışıklı türküler, şiirler, şarkılar, danslar, oyunlar çiğnenir.

Laikliği ayaklar altına aldıkça talanı büyütürler.

İntikam alırlar dünden.

Eşitlik, özgürlük, bağımsızlık ve kardeşlik utkusunun üstünü dualarla örtükçe yalanı çoğaltırlar.

Sonrası malum işte, bu günlere gelinir.

Sözün kısası, bu Truva atı 16 yılda yaratılan Yeni Türkiye’nin asıl simgesidir.

Mavi güneşin ve şu hırçın akan lacivert suların sahilinde, yağmur ve rüzgârlarla bu tahta atın içi-dışı çürür mü bilemem ama içinden çıkıp hayata taşanların ülkeyi çürüttüğü ortada.

Ancak madem Çanakkale Geçilmez deniyor, memleketi talan edenleri tek tek toplayıp kapatalım bu tahta atın içine ve geldikleri karanlığa doğru dörtnala koşturalım.

Çok mu zor?

Başkaca türlü yalanı, talanı bu kin ve nefreti ve düşmanlığı yenmenin yolunu bilen beri gelsin o zaman.

[email protected]