Taciz…

Başbakanlık korumaları soruyorlar, “kim göz kırptı?” diye yanıt yok.

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünden ne suya-ne sabuna bir açıklama geliyor.

‘Genç Osman’ kalabalık bir oyun, göz kırpan oyuncuyu bulmak zor!

Bilmiyorlar o bendim.

Küçük hanımı ben ‘taciz’ ettim.

İnanmıyorsanız oyundaki diğer arkadaşlarıma sorun.

Baktım, koca salonda başı sıkıca bağlı bir taze somurtkan, orada olmaktan hiç mutlu olmayan donuk bir ifadeyle sağa-sola göz gezdiriyor, gezen gözlere gözüm ilişince de kırpıverdim sol gözümü, ne var bunda?

İffetine dokunmuşmuş!

Apar-topar terk etti salonu. Hani yalnız olsa iyi, 150 Polis de onla beraber.

Skandal!

Gazeteler, sanal paylaşım ortamları nerdeyse manşete çıkardılar olayı.

‘Padişah kerimesine devletin sahnesinden, devletin oyuncusu tarafından göz kırpılarak tacizde bulunuldu.’

Şimdi tüm devlet yetkilileri ve polis şefleri harala-gürele beni arıyorlar.

Buradayım, sahnede.

Aynı oyunu bir kez daha oynamaya hazırlanıyorum. Bu kez tiyatroyu basan bakanlık müfettişlerine, başbakan efendinin koruma amirlerine göz kırpıp, onları ‘taciz’ edeceğim.

Ama bu beylere bir önermem var, beni bulmakta ‘tespit edip, derdest etmekte’ zorlanmamak için, bütün salonu tıka-basa polislerle doldurun.

İşiniz kolaylaşır.

Ola ki kim olduğumu yine bulamazsanız, Taraf, Zaman, Yeni Şafak gazetelerinin yazarlarına, komplo haber üretici kalemşorlarına sorun, ‘şıp’ diye söyleyeceklerdir.

Eee yine bulamazsanız yapacak bir şeyim yok!

Sonra siz yanarsınız.

Çünkü ben oyuncuyum ömrümün sonuna kadar sol gözümü kırpmaya, elimi kolumu sallayarak sahnelerde dolaşmaya, sözümü sonuna kadar söylemeye, oyun gerektiriyorsa ağlamaya, gülmeye, avazım çıktığınca bağırmaya, şarkılar söyleyip dans etmeye devam edeceğim.

Siz de bunu, ‘taciz’ sanmaya devam edeceksiniz.

Haydi, kolay gelsin, bize de size de.

[email protected]