Sevgili Nâzım yoldaş...

Sevgili Nâzım yoldaş,

Aramızda olmayışınızın 50. yılında ülkemin onurlu insanları size bir güzel armağan sundular.

Anadolu topraklarının dört bir yanında insan aklını esir eden, halkın malını çalan, yalan üstüne yalan söyleyen, kardeşkanı döken, savaş bezirgânlığı yapan bir padişah bozuntusuna karşı halk ayağa kalkarak, unutamayacağı bir ders verdi.

Milyonlar sizin için yalanı yendiler.

Sokaklar, meydanlar ellerinde bayraklar, pankartlarla, dillerinde özgürlük ve eşitlik türküleriyle yüz binlerce yürekle can buldu.

Hayatın her alanından insanlık nehir olup taştı.

Görmeliydiniz.

Umudunuz yeşerirdi.

Sizin dediğiniz gibi “düşman haşin, zalim ve kurnaz”

Ve sinsi ve gaddar ve puşt ve ceberrut.

Panzerler yürüdü üstümüze, biber gazları yağdı gökyüzünden.

Sokak sokak, meydan meydan barikat kurdu insanlık, direndi.

Direndi her yerde.

Vicdan ayaklandı.

Artık bu ülke de hiçbir şey dün gibi olmayacak.

Dize geldi yalan.

Size en büyük armağan olsa gerek.

İşçilerin, emekçilerin, gençlerin, umutlu insanların ellerinden bin demet karanfil gibi sunuyoruz size.

Dahası gerek biliyoruz.

Umudumuz tükenmiyor, tükenmeyecek.

Bitecek bu zulüm bu saltanat.

İnsan kazanacak.

İnatla ve inançla ve umutla.

Şimdi bize bıraktıklarınız, koca kızıl bir şemsiye gökyüzünde.

Gericiliğin, ırkçılığın saldırısını sizinle göğüslüyoruz.

Ellerimiz ellerinizdedir.

Bırakmayacağız.

Biliyoruz ki oradan yeşerecek yeni sevinçlerimiz ve öfkemiz.

Onurlu, vicdanlı milyonlarca yürek adına selam olsun size yoldaş.

[email protected].